Gözü arkada kalmak deyiminin anlamı
* Bir yere gidince arkada bıraktıklarını düşünerek kaygılanmak.
* Kendisi ayrıldıktan sonra, bıraktığı işin ya da kimsenin ne durumda olacağının, olduğunun merakı içinde bulunmak.
* Kendisi ayrıldıktan sonra, bıraktığı şey veya kimse ile ilgili tedirginliği sürmek, merak etmek.
Örnek: Köyden ayrılıyordu ama gözü de arkada kalmıştı.
Örnek 2: Oğlunu yolcu etti, ama gözü arkada kaldı.
Örnek 3: Benim gibi bir adama teslim ettikten sonra gözü arkada kalmazdı. (R. N. Güntekin)
Örnek 4: Onu ablasına emanet ettiğjm içir, gözüm arkada kalmadı.
Arka çıkmak deyiminin anlamı
* Bir kimseyi savunmak, ona destek olmak.
* Birini korumak, Savunmak.
* Birilerine karşı, birini korumak; savunmak, kayırmak.
Örnek: Babası arka çıkmasaydı onu bir güzel dövecekti.
Örnek 2: Ağabeyim bana arka çıkmasa idi bu evde barınamazdım.
Arka kapıdan çıkmak deyiminin anlamı
* Bir kurumdan hiçbir başarı gösteremeden ayrılmak.
* Özellikle bir eğitim kurumundan, bir iş yerinden hiçbir varlık gösteremeden, bir şey öğrenemeden ayrılmak.
Örnek: Övünüp durma, bilgine bakılırsa sen o okulun arka kapısından çıkmışsın.
Arkası kesilmek deyiminin anlamı
* Bir şeyin devam etmeme hâli, bitmesi.
* Tükenmek, bitmek, süregelen bir şeyin son bulması.
Örnek: Kiranın da arkası kesilirse ne yaparız biz?
Arkasına düşmek deyimi anlamı
* Takip etmek.
* Hakkını aramak. Bir başka şekli; arkasına takılmak.
* Birini gözden ayırmayarak arkasından gitmek.
* Bir işi sona erdirmek için çok sıkı çalışmak.
Örnek: Arkasına düşmezsen nasıl elde edeceksin o evi?
Arkasından konuşmak deyiminin anlamı
* Bir kimse hakkında, onun olmadığı bir ortamda kötü şeyler söylemek. Bir başka şekli; arkasından atmak.
* Bir insanın yüzüne karşı konuşulduğu zaman hoşlanmayacağı şeyleri başkasına anlatması söylemesidir.Bu durum halk arasında arkasından konuşmak olarak söylenmektedir.
* Bir kimsenin bulunmadığı yerde onun hakkında ileri geri konuşmak, dedikodusunu yapmak, çekiştirmek.
Örnek: Adamın arkasından söylemeye utanmıyor musun?
Arkasını dönmek deyiminin anlamı
* Arkasını dönmek. Aldırmamak, Önem vermemek. Bir işi sürdürmekten vazgeçmek. Artık destek vermemek.
* Birine eskiden duyduğu ilgiyi göstermemek, yabancı gibi davranmak.
Örnek: İşlerim bozulunca bana sırt çevirdi.
Arkası yere gelmemek deyiminin anlamı
* Sarsılmamak, sağlam ve sağlıklı durumunu sürdürmek, güçlü olmak.
* Hiç yenilgi yüzü görmemek.
Örnek: Ailesinin arkası yere gelmesin diye, gece gündüz çabalıyordu.
Örnek 2: Bu saatten sonra bizim arkamız yere gelmez evelallah.
Örnek 3: Senin gibi kerizler oldukça, dolandırıcıların arkası yere gelmez.
Örnek 4: Arkası yere gelmemiş bir adam olarak kalmalı o.
Örnek 5: O güreşçinin kolay kolay onun arkası yere gelmez.
Örnek 6: Bu kadro oldukça bu takımın arkası yere gelmez.
Örnek 7: Uzun yıllar geçse de, hiç sırtı yere gelmedi maşallah.
Arkası alınmak deyiminin anlamı
Sona erdirilmek, bitirilmek, bir yerde durdurulmak.
Örnek: Gerekli önlemler alınmazsa bu hırsızlığın arkası alınamaz.
Arkada bırakmak deyiminin anlamı
* Bir kimseyi geride bırakmak.
* Bir şeyden oldukça uzaklaşmış bulunmak.
Örnek: Kente taşınırken dedemizi arkada bırakmıştık.
Örnek 2: Dağları arkada bıraktık, denize yaklaşıyoruz.
Arka üstü deyiminin anlamı
Sırtı yere gelecek durumda.
Örnek: Arka üstü düştü.
Arka arkaya deyiminin anlamı
Birbiri arkasından.
Örnek: Sözleşmişler gibi arka arkaya içeri girdiler.
Arka çevirmek deyiminin anlamı
Eski ilgiyi göstermez olmak.
Örnek: Eşine arka çevirmen hoş değil, konuşup olayı çözün.
Arkadaş değil, arka taşı deyiminin anlamı
Zarar veren arkadaşlar için söylenir.
Örnek: Bence Murat arkadaş değil, arka taşı.
Arkası pek deyiminin anlamı
* Soğuktan muhafaza edecek biçimde giyinmiş, iyi giyinmiş olan.
* Güçlü bir kimseye ya da yere güvenen.
Örnek: Onun arkası pek, bu havalar etkilemez onu.
Örnek 2: Ona göre hava hoş, çünkü karnı tok, arkası pek nasıl olsa!
Örnek 3: Onun arkası pek, onunla uğraşmasan iyi edersin.
Arkasına bakmadan gitmek deyiminin anlamı
Arkada kalanlarla hiç ilgilenmeden bir yerden ayrılmak.
Örnek: Düğünde iki laf söyledim diye, arkasına bakmadan gitti.
Örnek 2: Polisleri görünce, arkasına bakmadan gitti.
Arkasını çevirmek deyiminin anlamı
Birine eskiden duyduğu ilgiyi göstermemek, yabancı gibi davranmak.
Örnek: İşlerim bozulunca bana arkasını çevirdi.
Örnek 2: Neden bize arkasını çevirdiğini anlayamadık.
Arkadan söylemek deyiminin anlamı
Bir kimsenin bulunmadığı yerde onun hakkında ileri geri konuşmak, dedikodusunu yapmak, çekiştirmek.
Örnek: Adamın arkasından söylemeye utanmıyor musun?
Arka kapıdan çıkmak deyiminin anlamı
Özellikle bir eğitim kurumundan, bir iş yerinden hiçbir varlık gösteremeden, bir şey öğrenemeden ayrılmak.
Örnek: Övünüp durma, bilgine bakılırsa sen o okulun arka kapısından çıkmışsın.
Arkasını getirememek deyiminin anlamı
Başladığı işi sürdürüp sona erdirememek, sonuçlandıramamak.
Örnek: Ne tembel adamsın, şu işin arkasını getiremedin hâlâ!
Arkasını birine vermek deyiminin anlamı
Bir kimsenin himayesinden güç almak.
Örnek: Arkasını kaymakama vermiş pervasızca konuşuyor, yolu buradan geçireceğim diyor.
Örnek 2: Ne iş yaptığı belli değil, patrona arkasını vermiş yaşıyor.
Arkasından gitmek deyiminin anlamı
Birini örnek almak.
Örnek: İyi insanların arkasından gidenler iyiliğe, kötü insanların arkasından gidenler kötülüğe ulaşır.
Arkasını birine vermek deyiminin anlamı
Bir kimsenin himayesinden güç almak.
Örnek: Arkasını kaymakama vermiş pervasızca konuşuyor, yolu buradan geçireceğim diyor.
Örnek 2: Ne iş yaptığı belli değil, patrona arkasını vermiş yaşıyor.
Arkasını dayamak deyiminin anlamı
Birinin koruyuculuğuna güvenmek.
Arkasından teneke çalmak deyiminin anlamı
Bir yerden ayrılan ya da giden bir kişiye onur kırıcı davranışlarda (tenekeye sopa ile vurmak gibi) bulunmak.
Örnek: Arkamdan teneke çalacaklarını da biliyorum.
Örnek 2: Müdür görevden alınınca herkes arkasından teneke çalmaya başladı.
Arkasında semeri, önünde emeri deyiminin anlamı
Hiç boş zamanı olmayan çocuklu ve çalışan kadın.
Arkadan arkaya deyiminin anlamı
Gizli gizli, el altından.
Örnek: Arkadan arkaya bizim şirketin bilgilerini veriyormuş.
Arkası olmamak deyiminin anlamı
Kayıracak kimsesi olmamak.
Örnek: Arkası olmadığı için işten çıkardılar adamı.
Arkası yere gelmek deyiminin anlamı
Zor ve kötü duruma düşmek, güçlü olan durumu sarsılmak, yenilmek.
Örnek: Arkası yere gelmez sanıyorduk, ama yanılmışız.
Örnek 2: Bu saatten sonra arkası yere gelirse, kendi hatasındandır.
Arkasında yumurta küfesi yok ya deyiminin anlamı
Döneklik etmekte sakınca yok ya!
Örnek: Arkasında yumurta küfesi yok ya! Gelmedi işte.
Örnek 2: Arkasında yumurta küfesi yok ya! Bir tane de bize ayarlar.
Arka arkaya vermek deyiminin anlamı
Birbirini korumak, kollamak, için birleşmek; dayanışmak, yardımcı olmak.
Örnek: Arka arkaya verirsek karşımızda hiçbir güç duramaz.
Arkadan vurmak deyiminin anlamı
Kendisine inanan, güvenen bir kimseye gizlice kötülük etmek.
Örnek: Onun beni arkamdan vuracağı hiç aklıma gelmezdi.
Örnek 2: Bu tipler, insanı arkadan vurmaktan çekinmez.
Arkasında dolaşmak deyiminin anlamı
Bir işi sonuca bağlamak için ilgili yerlere giderek görüşme fırsatı aramak, onların yardımını sağlamak.
Örnek: Dersi zayıf olunca, bir hafta öğretmenin arkasında dolaştı.
Örnek 2: Bir hafta izin için, üç gün patronun arkasında dolaştım.
Arkasını sıvamak deyiminin anlamı
İltifat etmek, okşamak, övmek, birisini bu yolları kullanarak bir işe sevk etmek.
Örnek: Arkasını sıvayarak yaptırıyorum her işi bu çocuğa.