İhmal etmemek deyiminin anlamı
* Önemsemek, savsaklamamak.
* Birine gereken ilgiyi göstermek.
Örnek: Maçlar yüzünden derslerini ihmal etmemeni umuyorum.
Örnek 2: Çocuklarımı da ihmal etmemem gerekiyor.
İhmal edilmek deyiminin anlamı
Gereken ilgiden yoksun bırakılmak.
Örnek: Bu bölge, belediye tarafından çok ihmal edilmiş.
Örnek 2: Sınıfın dersleri boş geçiyor, çocuklar ihmal ediliyor.
İhmal etmek deyiminin anlamı
* Savsamak, savsaklamak, boşlamak.
* Birine gereken ilgiyi göstermemek.
Örnek: Maçlar yüzünden derslerini ihmal ettin.
Örnek 2: İşlerim çok yoğun, çocuklarımı da çok ihmal ettim.
Yüz vermemek deyiminin anlamı
* İlgi, yakınlık göstermemek.
* Önemsememek.
Örnek: Öğretmen belki de ona yüz vermemek konusunda haklıydı.
Örnek 2: Çok şımardın bu aralar, sana fazla yüz vermemek lazım.
Örnek 3: Böyle tiplere yüz vermemek en güzeli, en azından kafan rahat olur.
Bir köşeye atılmak deyiminin anlamı
Terk edilmek, ilgilenilmemek, kendi kaderine terk edilmek.
Etliye sütlüye karışmamak deyiminin anlamı
Kendini alâkadar etmeyen meselelerden, toplumu derinden etkileyen olaylardan uzak durmak, kaçınmak ve hiçbiriyle ilgilenmeyip kendi hâlinde yaşamak.
Örnek: Kendine sahip çık, sakın etliye sütlüye karışayım deme oğlum.
Örnek 2: Etliye sütlüye karışmadığı için başı derde girmezdi.
Elini ayağını çekmek deyiminin anlamı
* Uğramaz olmak.
* Uğraşmamak, ilgilenmemek.
* O şeyle ilgisini kesmek.
Örnek: Kahvehaneden elini ayağını çekmişti.
Örnek 2: Siyasetten elini ayağını çekmeye karar verdi.
Örnek 3: Son yıllarda dünyadan elini ayağını çekti.
Kendi hâline bırakmak deyiminin anlamı
Bir kimseyle, bir şeyle ilgilenmemek.
Örnek: Artık onu kendi hâline bırak.
Örnek 2: Doktor kendi haline bırakın dedi, ilişmeyin.
Örnek 3: Kendi haline bıraktım, yaptığını anlamasını bekliyorum.
Örnek 4: Çocukları bahçede kendi hâline bıraktık.
Yüz üstü bırakmak deyiminin anlamı
Tamamlanmamış bir durumda, yarı yolda bırakmak.
Örnek: İşleri yüz üstü bırakıp gitti.
Vurdumduymazlıktan gelmek deyiminin anlamı
Aldırış etmemek, umursamamak, önemsememek.
Örnek: Vurdumduymazlıktan gelmeyi bırak da git ekmek al da gel.
Aldırış etmemek deyiminin anlamı
Önemsememek, aldırmamak, ilgi göstermemek, ilgilenmemek, umursamamak.
Örnek: Gözünün önünde aldım da hiç aldırış etmedi.
Örnek 2: Ona aldırış etme, sen bildiğin gibi yap.
Yarı yolda bırakmak deyiminin anlamı
Verilen desteği, yapılan yardımı sonuna kadar götürmemek.
Örnek: Sana nasıl güvenebilirim, beni kaç kez yarı yolda bıraktın.
Rafa koymak deyiminin anlamı
Bir iş üzerinde artık durmamak, o işi kenara itmek, ihmal etmek.
Örnek: Bizim teklifimizi yine rafa koymuşlar.
Örnek 2: Hükümet bedelli askerlik tasarısını rafa koydu.
Devre dışı bırakmak deyiminin anlamı
Konudan uzaklaştırmak, ilgilenmemesini sağlamak.
Örnek: Miras işinde beni devre dışı bırakmaya çalışıyorlar.
Örnek 2: Komşu ülkelerin durumuyla ilgili Türkiye devre dışı bırakılamaz.
Örnek 3: Rakibini devre dışı bırakmak için iftiralar atıyor.
İlgiyi kesmek deyiminin anlamı
Alakası kalmamak, ayrılmak.
Örnek: Sevda ile ilgiyi kesmiş.
Örnek 2: Bugün o firma ile ilgiyi kesti.
Leyleğin yuvadan attığı yavru deyiminin anlamı
Yakınlarından ilgi görmeyen, çevresinin uzaklaştırdığı kimse.
Örnek: Bu da ailenin ikinci çocuğu, leyleğin yuvadan attığı yavru diyebiliriz.
Örnek 2: Neden bana leyleğin yuvadan attığı yavru muamelesi yapıyorsunuz?
İpiyle kuyuya inilmez deyiminin anlamı
Kendisine güvenilmez, ona güvenilerek bir işe girilmez.
Örnek: O ipiyle kuyuya inilmez adamla yola çıkmam ben.
Örnek 2: Onun ipiyle kuyuya inelim dedik, tüm borcu bize ödetti.