Hüküm sürmek deyiminin anlamı
* İktidarda olmak, idareci ya da yönetici konumunda olmak.
* Çok yaygın olmak.
* Yönetimde, iş başında olmak, bir ülkeyi yönetmek, egemenliğini yürütmek.
* Yürürlükte bulunmak, varlığı sürüp gitmek.
Örnek: Kimi padişahlar otuz yıl hüküm sürmüştür.
Örnek 2: Ülkede yüz yıldır cumhuriyet hüküm sürmekteydi.
Örnek 3: Beşinci Kral beş yıl hüküm sürdü.
Hüküm giymek deyiminin anlamı
* Bir suç işleyerek o suçtan dolayı ceza almak.
* Mahkemece hapis cezasına çarptırılmak.
* Mahkemece ya da birileri tarafından kendisine ceza verilmek.
Hüküm yürütmek deyiminin anlamı
* Sözü geçmek, gücü yetmek, egemen olmak.
* Geçerli, etkili durumunu yitirmek.
Örnek: Bu evde kim hüküm yürütüyor?
Örnek 2: Bu zamandan sonra soğukların hükmü yürümez.
Hükümsüz kılmak deyiminin anlamı
Yürürlükten kaldırmak, iptal etmek.
Hüküm vermek deyiminin anlamı
* İyice düşündükten sonra bir karara varmak.
* (Yargıç) Bir karar vermek.
Örnek: Artık hükmünü vermişti, buralardan gidecekti.
Örnek 2: Yargıç hükmünü verdi.
Hüküm yemek deyiminin anlamı
Mahkemece ya da birileri tarafından kendisine ceza verilmek.
Örnek: O olay nedeniyle beş yıl hüküm yedi.
Örnek 2: Basit bir olay yüzünden, hüküm yemek istemiyordu.
Hükmü geçmek deyiminin anlamı
* Sözü geçmek, gücü yetmek, egemen olmak.
* Geçerli, etkili durumunu yitirmek.
Örnek: Bu evde kimin hükmü geçiyor?
Örnek 2: Soğukların hükmü geçti artık.
Hükmü parasına geçmek deyiminin anlamı
Para ile dilediğini yapabilme gücünü kazanmak.
Hükmü geçmemek deyiminin anlamı
* Sözü geçmemek, önemsenmemek, dikkate alınmamak.
* Geçerli, etkili durumunu yitirmek.
Örnek: Benim bu çocuklara artık hükmüm geçmiyor.
Örnek 2: Daha soğuk havaların hükmü geçmedi.
Hükmü olmamak deyiminin anlamı
Önemi, geçerliliği, etkisi bulunmamak.
Hükmünü icra etmek deyiminin anlamı
Gerekeni yerine getirmek.