Hayret etmek deyiminin anlamı
Şaşmak, şaşırmak, şaşakalmak.
Örnek: O daracık yerden nasıl geçti hayret ettim.
Örnek 2: Sınavda nasıl birinci oldu gerçekten hayret edilecek durum.
Hayretler içinde kalmak deyiminin anlamı
Şaşakalmak, şaşırmak.
Örnek: Konuşmasını dinlerken açıkçası hayretler içinde kaldım.
Örnek 2: Ben temizlik yapmaya başlayınca, annem hayretler içinde kalmış bana bakıyor.
Hayret vermek deyiminin anlamı
Şaşmasına sebep olmak.
Hayretlere düşmek deyiminin anlamı
Şaşakalmak, şaşırmak.
Örnek: Sunucunun sözleri karşısında hepimiz hayretlere düştük.
Örnek 2: Tüm gösteriyi hayretlere düşmüş bir şekilde izledik.
Hayrette kalmak deyiminin anlamı
Şaşakalmak, şaşırmak.
Örnek: Konuşmasını dinlerken açıkçası hayrette kaldım.
Örnek 2: Ben temizlik yapmaya başlayınca, annem hayrette kalmış bana bakıyor.
Hayretten donakalmak deyiminin anlamı
Çok şaşırmak, inanamamak.
Örnek: İngilizceyi anadili gibi konuşunca hayretten donakaldık.
Örnek 2: Yaptığı resimleri gördüğümde hayretten donakaldım.
Hayretle bakmak deyiminin anlamı
Şaşkın bir biçimde izlemek.
Örnek: Bizi bir arada görenler hayretle bakmaya başladı.
Örnek 2: Tüm davetliler hayretle bakmaya devam etti.
Hayrete düşmek deyiminin anlamı
Şaşakalmak, şaşırmak.
Örnek: Sunucunun sözleri karşısında hepimiz hayrete düştük.
Örnek 2: Tüm gösteriyi hayrete düşmüş bir şekilde izledik.
Hayrette bırakmak deyiminin anlamı
Şaşmasına sebep olmak.
Örnek: Okuldaki başarısı bizi hayrette bıraktı.
Örnek 2: Bu kadar büyük bir satış yapması hepimizi hayrette bıraktı.