Kahır çekmek deyiminin anlamı
Uzun süre sıkıntıya katlanmak.
Örnek: Çocuklarını büyütünceye kadar çok kahır çekti.
Örnek 2: Şu diplomayı alabilmek için az kahır çekmedim.
Kahır yüzünden lütfa uğramak deyiminin anlamı
Birine kötülük olsun diye yapılan iş, onun iyiliğine olmak.
Örnek: Kahır yüzünden lütfa uğramış, Allah’ın sevgili kuluymuş.
Kahır çekememek deyiminin anlamı
Birinin huysuzluğuna veya verdiği sıkıntıya katlanamamak.
Kahir ekseriyet deyiminin anlamı
Çok büyük bir çoğunluk, ezici çoğunluk.
Örnek: Teklifimiz kahir ekseriyetle kabul edildi.
Örnek 2: Kahir ekseriyet sizinle aynı fikirde değil.
Kahrını çekmek deyiminin anlamı
Uzun süre sıkıntıya katlanmak.
Örnek: Büyütünceye kadar çocukların kahrını çok çekti.
Örnek 2: Şu diplomayı alabilmek için okulun kahrını az çekmedim.
Kahrı çekilir deyiminin anlamı
Katlanılabilir; katlanmaya değer.
Kahrolmak deyiminin anlamı
Çok üzülmek, acı çekmek.
Örnek: Seni bu halde gördükçe ben kahroluyorum.
Örnek 2: Bana yalan söylediğini öğrendiğimde kahroldum.
Kahrından ölmek deyiminin anlamı
* Çok üzülmek.
* Aşırı üzüntü, ölümüne neden olmak.
Örnek: Uzatma dakikalarında penaltıyı kaçırınca kahrından öldü.
Örnek 2: Eşinin ölümünden sonra, yaşlı kadın da kahrından öldü.
Kahrı çekilmez deyiminin anlamı
Huysuz veya pek sıkıntılı.