Kuvvet almak deyiminin anlamı
Herhangi bir yardımla gücü artmak, kuvvetlenmek.
Örnek: Ayaklarını dolaba dayamış, dolaptan kuvvet alarak kapıya dayanıyordu.
Örnek 2: Birinden kuvvet almadan, bu çuvalı kasaya koyamayacağız.
Tabana kuvvet deyiminin anlamı
* Yürüyerek bir yere gidilmek zorunda kalındığında söylenen bir söz.
* Binecek bir şey yok, yayan gitmekten başka çare de kalmadı anlamında kullanılır.
* Yaya olarak çok hızlı bir şekilde koşarak uzaklaşmak.
Örnek: Haydi kalkın bakalım, tabana kuvvet!
Örnek 2: Haydi bakalım, tabana kuvvet!
Örnek 3: Hırsız karşısına çıkan polisi görünce tabana kuvvet kaçtı.
Kuvvetten kesilmek deyiminin anlamı
Güçsüz bir duruma düşmek, gücü iyice azalmak.
Örnek: Sabah sıkı kahvaltı yapmadığı için okulda güçsüz düştü.
Kuvvetini toplamak deyiminin anlamı
Gücünü artırmak, kuvvetlenmek.
Örnek: Kuvvetini toplayıp, ikinci kez denediğinde ağırlığı kaldırdı.
Kuvvetten düşmek deyiminin anlamı
Gücü azalmak.
Örnek: Yaş ilerledikçe, her insan kuvvetten düşüyor.
Örnek 2: Hastalık nedeniyle, kuvvetten düşmeye başladığımı hissettim.
Örnek 3: Babam artık yavaş yavaş kuvvetten düşmeye başladı.
Kuvvet vermek deyiminin anlamı
Bir konuya çok önem vermek.
Örnek: Son günlerde spora kuvvet vermeye başladı.
Kuvvet bulamamak deyiminin anlamı
Riskli veya ürkütücü bir işe girişmekten korkmak, göze alamamak, cesaret edememek.
Örnek: Kuvvet bulamadığı için, sana sesini çıkarmıyor.
Kuvvetle muhtemel deyiminin anlamı
Büyük olasılıkla.
Örnek: Kuvvetle muhtemel size izin vermeyecek.
Örnek 2: Sabah erkenden burada olması kuvvetle muhtemel.
Örnek 3: Kuvvetle muhtemel yeni belediye başkanı olacak.
Çeneye kuvvet deyiminin anlamı
Söz kuvvetiyle, konuşarak.
Çenesi kuvvetli deyiminin anlamı
Söylemekten yorulmayan, söylediği sözlerle kendisini dinletmesini bilen.
Örnek: İyi hatip, acaba çenesi kuvvetli hatip midir?
Örnek 2: Çenesi kuvvetli olduğu için görüşmeye o gitsin.
Acı kuvvet deyiminin anlamı
Sert, etkili, zorlu güç.
Örnek: Acı kuvvet olmadan bu sorun çözülmez.