Süt kuzusu deyiminin anlamı
* Çok küçük yavru, nazlı kimse.
* Henüz meme emen kuzu.
* Korunması gerekecek denli küçük çocuk, yavru, bebek.
Örnek: Daha süt kuzusu o, nasıl kıyılıp da vurulur ona?
Canciğer kuzu sarması deyiminin anlamı
* Çok yakın, yediği içtiği ayrı gitmemek sürekli beraber gezip beraber iş yapmak.
* Birbirlerinden hiç ayrılmayan, birbirini çok seven, içli dışlı, candan iki dost.
* Çok yakın ve içten olan, sıkı fıkı, yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen kimseler.
Örnek: İki kardeş can ciğer kuzu sarmasıydı.
Ana kuzusu deyiminin anlamı
* Yaşı büyümesine rağmen hâlâ annesine bağımlı yaşayan çocuk veya genç.
* Korkak.
* Pek küçük kucak çocuğu.
* Sıkıntıya, güç işlere alışkın olmayan, nazlı çocuk veya genç.
* Sıkıntı ve güçlüklere alışmamış nazlı kimse.
Örnek : Şu torbayı kaldırışına bak hele, tam bir ana kuzusu.
Örnek 2: Şuna bak kasaları nasıl kaldırıyor tam bir ana kuzusu.
Kuzu postuna bürünmek deyiminin anlamı
Karşısındakini aldatmak için gerçek kişiliğini saklamak, kendini zararsız ve uysal göstermek.
Örnek: Kuzu postuna bürünerek yanıma yaklaştı.
Örnek 2: Kuzu postuna bürünmüş, sahte vatanseverler türedi.
Örnek 3: Kurdun, kuzu postuna büründüğü günler yaşıyoruz.
Kuzu gibi olmak deyiminin anlamı
Uslanmak, sessizleşmek, sakinleşmek.
Örnek: Çocuk, yaşı büyüdükçe kuzu gibi olmaya başladı.
Örnek 2: Onlar geldiğinde sen kuzu gibi ol, sorun çıkmaz.
Kuzu kesilmek deyiminin anlamı
Uysallaşmak, sessizleşmek, sakin bir durum almak.
Örnek: Komiser efendi, hakaret ettiği kişinin kimliğini görünce kuzu kesildi.
Örnek 2: Okul müdürü sınıfa gelince, tüm çocuklar kuzu kesildi.
Kuzu gibi deyiminin anlamı
Çok uysal.
Örnek: Öğrenciler sınıfta kuzu gibi öğretmenlerini bekliyordu.
Örnek 2: Şımarık çocuk, iki gündür kuzu gibi davranıyordu.
Kuzu çevirmek deyiminin anlamı
Kuzunun gövdesini şişe geçirip ateş korunun üzerinde çevirerek pişirmek.
Örnek: Misafirlerini, kuzu çeviren bir lokantaya götürmüş.
Örnek 2: Kuzu çevirmesi yemek için, hepimiz sabırsızlanıyorduk.