Zihin açmak deyiminin anlamı
Düşünebilme gücünü daha iyi duruma getirmek.
Örnek: Zihin açmak için sağlıklı beslenmek gerek.
Zihin açıklığı deyiminin anlamı
* Akıl edebilme ve zekâ becerilerinde hızlı ve başarılı olma.
* İyi, sağlıklı düşünebilme gücü.
* Algılama, düşünme gücü.
Örnek: Sana Allah’tan zihin açıklığı dilerim.
Zihin karışıklığı deyiminin anlamı
Düşünceler arasında ilişki kurmakta zorluk çekme.
Örnek: Zihin karışıklığına gerek yok, benim anlattıklarımı uygulayın yeter.
Örnek 2: Bu ilaç biraz zihin karışıklığı meydana getirebilir.
Örnek 3: Zihin karışıklığı yaşadığınızı hissediyorum.
Zihin bulanıklığı deyiminin anlamı
Düşünceler arasında ilişki kurmakta zorluk çekme.
Örnek: Zihin bulanıklığına gerek yok, benim anlattıklarımı uygulayın yeter.
Örnek 2: Bu ilaç biraz zihin bulanıklığı meydana getirebilir.
Örnek 3: Zihin bulanıklığı yaşadığınızı hissediyorum.
Zihinde / zihninde yer etmek deyiminin anlamı
Çıkmamak üzere belleğe yerleşmek.
Örnek: Annesinin uyarıları çocuğun zihninde yer etmişti.
Örnek 2: Anlatılanlar umarım senin zihinde yer etmiştir.
Zihin yormak deyiminin anlamı
Bir konu hakkında en ince detayları değerlendirerek, anlamaya ve bilgi edinmeye çalışmak.
Örnek: Bu soru hatalı, buna zihin yormak anlamsız.
Örnek 2: Yarın duruşmam var, dosyaya zihin yormam lazım.
Zihne dank etmek deyiminin anlamı
Uzun zamandır anlaşılamayan bir şeyi, herhangi bir olayın araya girmesiyle birdenbire anlamak.
Örnek: Zihne dank edecek, ama o gün çok geç olacak.
Örnek 2: Hesabındaki paranın gittiğini görünce, zihne dank etti.
Zihnini kurcalamak deyiminin anlamı
Aklına takılan bir şeyi anlamaya, kavramaya çalışmak. Bir olay veya kişinin, insanın aklını meşgul etmesi.
Örnek: Akşamki mesele zihnimi kurcalayıp duruyor.
Örnek 2: Kardeşinin durumu zihnini kurcalıyordu.
Zihni bulanmak deyiminin anlamı
Sağlıklı düşünemez olmak, olaylar arasındaki bağlantıyı kaybetmek, ne yapacağını şaşırmak.
Örnek: Bir anda zihnim bulandı, saçmalamaktan korkup konuşmayı yarıda kestim.
Örnek 2: Senin zihnin bulanmış, bu konuyu sonra sakin kafayla konuşalım.
Zihnini altüst etmek deyiminin anlamı
Düşüncelerini karmakarışık duruma getirmek, çelişkili ve tutarsız duruma sokmak.
Örnek: Söylediklerinden çocuğun zihnini altüst etti.
Zihni takılmak deyiminin anlamı
Çok sık düşünmek, aklından bir türlü çıkaramamak; beynini meşgul etmek.
Örnek: O soruya zihnim takıldı, bir saattir düşünüyorum.
Zihni boşalmak deyiminin anlamı
Kafası rahat ve dingin olmak.
Örnek: Bir haftalık tatilden sonra zihni boşalmış, gayet neşeliydi.
Zihnini bulandırmak deyiminin anlamı
* Kuşkulandırmak, şüpheye düşürmek.
* Düşünemez hâle getirmek.
Örnek: Zihnini bulandırmak istemem ama ona pek güvenme.
Örnek 2: O şekilde konuşarak, çocukların zihnini bulandırma.
Zihnini tırmalamak deyiminin anlamı
Aklına takılan bir şeyi anlamaya, kavramaya çalışmak. Bir olay veya kişinin, insanın aklını meşgul etmesi.
Örnek: Akşamki mesele zihnimi tırmalayıp duruyor.
Örnek 2: Kardeşinin durumu zihnini tırmalıyordu.
Zihnini biriyle bozmak deyiminin anlamı
Sürekli olarak aynı şeyleri düşünmek.
Örnek: Bizim oğlan zihnini o kızla bozmuş, adını ağzından düşürmüyor.
Örnek 2: Öğretmen zihnini benimle bozmuş gibi, derste sürekli beni kaldırıyor.
Zihnine kazımak deyiminin anlamı
Unutulmayacak şekilde önemseyip aklında tutmak, belleğine iyice yerleştirmek.
Örnek: Başarmak için çalışman gerektiğini zihnine kazımalısın.
Örnek 2: Benden sana fayda yok, bunu zihnine kazısan iyi olur.
Zihnini oynatmak deyiminin anlamı
Çıldırmak, aklını yitirip delirmek.
Örnek: Sen zihnini mi oynattın?
Zihnini çelmek deyiminin anlamı
* Bir kişiyi yanıltmak, yanlış yola sürüklemek.
* Kandırıp baştan çıkarmak.
Örnek: O serseri arkadaşların zihnini çelmesin, akıllı davran.
Örnek 2: O subay, bizim kızın zihnini çelmeye çalışıyor.
Zihnini bir şeyle bozmak deyiminin anlamı
Sürekli olarak aynı şeyleri düşünmek.
Örnek: Zihnini telefonla bozmuş, sabah akşam elinde.
Örnek 2: Anladığım kadarıyla zihnini parayla bozmuş.
Zihnini toplamak deyiminin anlamı
Düşünce karmaşıklığından kurtulup kendine gelmek, sağlıklı ve mantıklı düşünmeye başlamak.
Örnek: Zihnini toplasa, o da yanlış yaptığını fark edecek.
Zihni açılmak deyiminin anlamı
Daha iyi anlamaya, kavramaya başlamak.
Örnek: Sonunda çocuğun zihni açıldı.
Zihni allak bullak olmak deyiminin anlamı
Şaşkına dönmek, zihni karışmak, şaşırmak.
Örnek: Sınav sonuna doğru zihnim allak bullak olmaya başladı.
Zihni karışmak deyiminin anlamı
Sağlıklı düşünemez olmak, olaylar arasındaki bağlantıyı kaybetmek, ne yapacağını şaşırmak.
Örnek: Bir anda zihnim karıştı, saçmalamaktan korkup konuşmayı yarıda kestim.
Örnek 2: Senin zihnin karışmış, bu konuyu sonra sakin kafayla konuşalım.
Zihnini dağıtmak deyiminin anlamı
Gerektiği gibi düşünmesini engellemek. Dikkati kaybolmak.
Örnek: Burada ders çalışıyorum, televizyon zihnimi dağıtıyor.
Örnek 2: Burada kitap okuyorum, konuşup da zihnimi dağıtmayın.
Zihnini bozmak deyiminin anlamı
Sürekli olarak aynı şeyleri düşünmek.
Örnek: Zihnini telefonla bozmuş, sabah akşam elinde.
Örnek 2: Anladığım kadarıyla zihnini parayla bozmuş.
Örnek 3: Bizim oğlan zihnini o kızla bozmuş, adını ağzından düşürmüyor.
Örnek 4: Öğretmen zihnini benimle bozmuş gibi, derste sürekli beni kaldırıyor.
Zihni dağılmak deyiminin anlamı
Düşünceleri belli bir konu, problem üzerinde toplayamamak, düşünce bütünlüğünü kaybetmek.
Örnek: Televizyonu kapat, zihnimin dağılmasına neden oluyor.
Örnek 2: Beni bir süre yalnız bırakın, yazı yazarken zihnim dağılsın istemiyorum.