Ucuz atlatmak deyiminin anlamı
* Bir felaket, kaza zor bir durumdan çok az bir zararla kurtulmak.
* Güç ve tehlikeli durumdan az bir zararla sıyrılmak.
Örnek: Ucuz atlattık, az kalsın uçuruma yuvarlanacaktık.
Örnek 2: Bizim tekrar tekrar dinlemeyi sevdiğimiz bu fıkrayı anlatırken o hâlâ bu işten ucuz kurtulmuş olmasının heyecanını duyardı. (A. Ş. Hisar)
Örnek 3: Çok şükür ki Ucuz atlattık, nerdeyse arabaya çarpacaktık.
Sudan ucuz deyiminin anlamı
* Çok ucuz, âdeta bedava gibi.
* Bedava denecek denli ucuz.
Örnek: Sizin orda elbiseler sudan ucuzmuş öyle mi?
Ucuza çıkmak deyiminin anlamı
Yaptırılan bir şey az masrafla elde edilmek.
Örnek: Arabada epey hasar var, ucuza çıkarmaya çalışıyoruz.
Ucuza kapatmak deyiminin anlamı
Ucuza almak, fırsatı değerlendirmek.
Örnek: Evi satıyoruz, ama isteyenler hep ucuza kapatma peşinde.
Ucuz sıyrılmak deyiminin anlamı
Güç ve tehlikeli durumdan az bir zararla atlatmak.
Örnek: Tehlikeden ucuz sıyrıldık, yoksa uçuruma yuvarlanacaktık.
Örnek 2: Az daha babama yakalanıyorduk, ucuz sıyrıldık.
Ucuz pahalı dememek deyiminin anlamı
Yüksek veya düşük fiyatlı olduğuna bakmamak.
Örnek: Ucuz pahalı demeyeceğim, şu lüks lokantaya gireceğim.
Ucuza gitmek deyiminin anlamı
Basit, kolay, önemsiz olarak değerlendirilmek.
Örnek: Güzeldi aslında araban, ucuza gitmiş.
Ucuz etin yahnisi tatsız olur deyiminin anlamı
Ucuza mal olan şeylerin iyi nitelikte bulunmadığını anlatır.
Örnek: Ucuz etin yahnisi tatsız olur dedim size, sokaktan ayakkabı mı alınır, iki günde dağıldı işte.
Ucuz kurtulmak deyiminin anlamı
Güç ve tehlikeli durumdan az bir zararla sıyrılmak.
Örnek: Tehlikeden ucuz kurtulduk, yoksa uçuruma yuvarlanacaktık.
Örnek 2: Az daha babama yakalanıyorduk, ucuz kurtulduk.