Saman gibi deyiminin anlamı
Tatsız, yavan ve neşesiz.
Örnek: Saman gibi bir yaşamdı günlük yaşamım ama her şey dışarıdan bakılınca hiç de kötü değildi. (E. Bener)
Örnek 2: Bu portakalın tadı saman gibi.
Saman altından su yürütmek deyiminin anlamı
Kimseye belli etmeden olumsuz bir takım işler yapmak, gizli işler çevirmek.
* Kendisinin yaptığını belli etmeyerek ortalığı karıştırmak, herkesi birbirine düşürmek.
* Gizlice iş görmek, kimselere farkettirmeden işler çevirmek.
Örnek: Saman altından su yürütenleri hiç sevmem.
Örnek 2: Saman altından su yürüten, ürkek, kaypak görünüşlü insanoğlunu tanımışlığı var. (Y. Kemal)
Örnek 3: Adamın saman altından su yürüttüğü apaçık ortadaydı.
Postuna saman doldurmak deyiminin anlamı
Öldürmek.
Örnek: Postuna saman doldurmak isteyenler olabilir.
Samana kazık çakmak deyiminin anlamı
Bir konuda boşu boşuna diretmek. Böyle kimseler için alay yollu olarak söylenir.
Örnek: Zaten yorgunsun, sabaha kadar uyumadan burada bekleyemezsin, samana kazık çakmaya çalışma.
Saman alevi gibi deyiminin anlamı
Birden parlayıp arkasından hemen yatışan.
Örnek: Onların aşkı saman alevi gibiydi, şimdi ikisi de ayrı diyarlarda.
Örnek 2: Saman alevi gibi ünlü olup, zamanla unutulan biri olmak hiç hoş değil.
Sapla samanı karıştırmak deyiminin anlamı
Ayrı özelliklerde olan şeylerden birini diğeri gibi sanmak.
Örnek: Siz sapla samanı birbirine karıştırdınız.
Samanyolu deyiminin anlamı
Açık gecelerde gökyüzünde boydan boya görülen uzun, bol yıldızlı, ışıklı şerit, Gökyolu, Hacılaryolu, Hacıyolu, Kehkeşan, Samanuğrusu.
Samanı bol gelmek deyiminin anlamı
Aşırı davranışlarda bulunmak, coşmak, azmak, şımarmak, kudurmak, ele avuca sığmamak.
Örnek: Samanı bol gelmiş ki böyle saygısızlık yapıyor.
Örnek 2: Samanınız bol gelmiş ki sınıfta güreş yapıyorsunuz.
Örnek 3: Ablanın samanı bol geldiyse, bilemem artık.
Örnek 4: Bu çocukların samanı bol gelmiş, iki dakika sınıfta duramıyorlar.
Saman alevi gibi parlamak deyiminin anlamı
Birden kızıp öfkelenmek, çok kısa zamanda hırsı geçmek.
Örnek: Sen onu kafana takma, o saman alevi gibi parlayıp söner.
Örnek 2: Evliliğimizde saman alevi gibi parlayıp sönen tartışmalarımız elbette oluyor.
Sap yiyip saman sıçmak deyiminin anlamı
* Bir olaya kızıp ateş püskürmek.
* Yararsız şeylerle uğraşmak.
Örnek: Olayın iç yüzünü öğrenmeden, sap yiyip saman sıçmaya gerek yok.
Örnek 2: Sap yiyip saman sıçmaktan başka ne işe yarıyorsun sen?
Samanlıkta iğne aramak deyiminin anlamı
Gerçekleşmesi çok zor bir işi yapmaya çalışmak.
Örnek: Bu zamanda doğru insanı bulmak samanlıkta iğne aramak gibi.
Örnek 2: Samanlıkta iğne aramaktan farkı yok şimdilerde mutluluğu aramanın.
Örnek 3: Bu kadar sahte insanın arasından, gerçek dost bulmak samanlıkta iğne aramaktan farksız.
Sap derken saman demek deyiminin anlamı
Belirli ve doyurucu bir düşünce ortaya koyamamak.
Örnek: Sap derken saman diyorsun, hangi dediğine inanalım?
Örnek 2: Konuşma, sap derken saman demek kabîlinden hiçten şeylerden ibaret kalmıştır. (R. H. Karay)