Şeytan kulağına kurşun deyiminin anlamı
* Nazar değmesin anlamında kullanılan bir söz.
* Halk ağzından; aksama olasılığı bulunan ama buna karşın düzenli bir biçimde yürüyen bir iş, bir durum için “nazar değmesin” anlamında söylenir.
* İyi bir durumdan, işten gidişten söz ederken “Aman nazar değmesin, Allah kötülerin şerrinden korusun, şeytandan uzak bulundursun.” anlamında kullanılır.
Örnek: Şeytan kulağına kurşun, hiçbirimiz hasta olmadık.
Meteliğe kurşun atmak deyiminin anlamı
* Çok fakir ve muhtaç olmak.
* Parasız pulsuz kalmak, hiç parası olmamak.
Örnek: Dün meteliğe kurşun atıyordu, ya bugün…
Kurşuna dizmek deyiminin anlamı
* Ölüm cezasını askerî bir birliğin attığı kurşunlarla yerine getirmek.
* Öldürmek.
Örnek: Bütün köy halkını kurşuna dizdiler.
Örnek 2: Düşmanla iş birliği yaptığı ortaya çıkınca onu kurşuna dizmişlerdi.
Örnek 3: Dediklerin doğru çıkmazsa seni kurşuna dizerim.
Kurşun gibi deyiminin anlamı
* Katlanılması zor bir biçimde.
* Sıkıntı veren.
* Çok ağır.
Örnek: Ayrılık acısı kurşun gibi, yüreğimi yakıyor.
Örnek 2: Bu gece hava kurşun gibi ağır.
Örnek 3: Kendisini suçlayanlara, kurşun gibi cevap verdi.
Kurşun yağmuruna tutmak deyiminin anlamı
Çok sayıda ve sürekli kurşun atmak.
Örnek: Adamın iş yerini, kurşun yağmuruna tutmuşlar.
Kurşun dokunmak deyiminin anlamı
Mermi isabet etmek.
Örnek: Düğünde patlayan silahlar yüzünden, elime kurşun dokunmuştu.
Kurşun sıkmak deyiminin anlamı
Silahı ateşlemek, mermi yakmak.
Örnek: Mehmetçiğe kurşun sıkan elleri kırarız.
Örnek 2: Bana kurşun sıkmaya kalkıştı.
Kurşun yemek deyiminin anlamı
Vurulmak.
Örnek: Cephede iki kurşun yemiş bir gazimiz konuk olacak.
Örnek 2: Magandalar yüzünden ayağından kurşun yedi.
Kurşun dökmek deyiminin anlamı
Halk inanışına göre erimiş kurşunu, hastanın üstünde, içinde su bulunan bir kaba dökerek ortaya çıkan şekillerin yorumuyla nazar, büyü, hastalık vb. şeyleri önlemek, iyileştirmek.
Örnek: Bizim apartmanda kurşun döken bir kadın vardı.
Kurşun tutmak deyiminin anlamı
Kurşuna hedef olmak, kurşun değecek gibi olmak.
Örnek: Çatışmada beni, az daha kurşun tutacaktı.
Kurşun atmak deyiminin anlamı
* Silahla mermi atmak.
* Düşmanlık etmek.
Örnek: Tek silahı canı olana, kurşun atmak kolaydır.
Örnek 2: Tek kurşun bile atmadan kenti ele geçirdiler.
Örnek 3: Yaptıklarına dikkat et, bize kurşun atma.
Kurşun manyağı yapmak deyiminin anlamı
Ölümle tehdit etmek.
Örnek: Seni kurşun manyağı yaparım diye tehdit ediyordu.
Kurşun yağdırmak deyiminin anlamı
Çok sayıda kurşun atmak.
Örnek: Saldırganlar, iş adamının aracına kurşun yağdırdı.
Bir kurşun atımı deyiminin anlamı
Kurşunun gidebileceği uzaklık.
Örnek: Düşman askerleri, bir kurşun atımı uzaklıktaydı.
Kurşun erimi deyiminin anlamı
Atılan merminin en çok ulaşabildiği uzaklık.
Kör kurşun deyiminin anlamı
Bir başkasına veya hedef gözetilmeksizin atıldığı hâlde başka bir kimsenin ölmesine veya yaralanmasına neden olan kurşun, serseri kurşun.
Örnek: Zavallı Fikret, bir kör kurşuna hedef oldu.
Örnek 2: Bir kör kurşun geldi, sevdiceğimi aldı elimden.
Örnek 3: Bir kör kurşun yüzünden aylarca hastanelerde yattı.