Kuru kalabalık deyiminin anlamı
* Hiçbir işe yaramayan insan kalabalığı, olumlu hiçbir iş yapmayan kişiler topluluğu.
* İşe yaramaz, yararsız kırık dökük eşya.
Örnek: Bu kuru kalabalığa güvenip de sakın yola çıkma.
Başı kalabalık olmak deyiminin anlamı
* Halletmesi gereken çok şey ya da ilgilenmesi gereken çok kişi olan.
* Bir iş dolayısıyla yanında çok fazla kişi olmak.
* Yanında bir işi konuşamayacak kadar çok kimse olmak.
* Bir iş nedeniyle etrafında çokca kişinin var olması, toplanması.
Örnek: Kusura bakma, başım kalabalıktı bugün, seni arayamadım.
Örnek 2: Şu an başım çok kalabalık, ben seni sakinleşince ararım.
Ağzı kalabalık deyiminin anlamı
* Gereksiz ve amaçsız bir şekilde çok konuşan, ağız kalabalığı eden.
* Boş konuşan. Anlamlı anlamsız konuşan.
* Çok ve manasız, saçma sapan, tutarsız sözler söyleyen.
Örnek: Ağzı kalabalık insanlara tahammül etmek çok güç bir iş.
Eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesme kimi uzun der kimi kısa
* Kimi işlerimiz vardır ki onları yalnız yapmamız daha uygundur. Eğer ona buna açar, şundan bundan fikir almaya çalışırsak her kafadan bir ses çıkar; birbirine ters öneriler kafamızı karıştırır, işin içinden çıkmamız da güçleşir.
* Kimseyi ilgilendirmeyen önemsiz bir işini, herkesin düşüncesini bildirmesine meydanverecek biçimde yapmaya kalkarsan her kafadan bir ses çıkar; hangisine uyacağını şaşırırsın.Böyle işleri kendi kendine karar verip yapmalısın.
Kalabalık etmek deyiminin anlamı
Gereksiz olarak yer doldurmak.
Kalabalığa karışmak deyiminin anlamı
Topluluğun içine katılmak.
Örnek: Kalabalığa karışıp gözden kayboldu.
Örnek 2: Kaçan hırsız kalabalığa karışmış.
Ağız kalabalığı deyiminin anlamı
Birbiri ardınca söylenen, birbirini tutmayan, konu dışı ve gereksiz sözler.
Ağız kalabalığına getirmek deyiminin anlamı
Konu dışı, gereksiz ve çok şeyler söyleyerek karşısındakini şaşırtıp amacına ulaşmak.
Örnek: İnsanı ağız kalabalığına getirmeyi çok becerir, onun için dikkatli ol.
Çılgın bir kalabalık deyiminin anlamı
Çok telaşlı bir kalabalık.