Yok devenin başı deyiminin anlamı
* Aşırı veya çok saçma bir söz karşısında kullanılan bir söz.
* Daha neler, çok abartıyorsun, bu sözlere inanmam anlamında, söylenenlere inanılmayacağını anlatmak için kullanılır.
Pireyi deve yapmak deyiminin anlamı
* Önemsiz bir olayı büyütmek, küçük, önemsiz bir olayı çok büyütmek, abartmak.
* Küçük, basit bir olayı büyütüp mesele yapmak, aşırı abartmak.
Örnek: Patronumuz hatayi kabul etmez pireyi deve yapar.
Örnek 2: Kardeşim ne pireyi deve yapıyorsun, topu topuna bir bardak kırıldı.
Devede kulak deyiminin anlamı
* Büyük bir şeyin ya da olayın yanındaki önemsiz küçük şey ya da olay.
* Yetersiz, çok küçük veya az olmak.
* Çok önemsiz. Bir büyüğün en ufak parçası. Karşılaştırılan şeye göre çok önemsiz.
* Kıyaslanan şeyler arasındaki orantısızlığı belli etmek için kullanılır. Bütüne göre çok ufak bir parça.
Örnek: Onun yaptığı iş devede kulak kalır.
Devekuşu yüke gelince kuşum uçmaya gelince deveyim der deyiminin anlamı
Birçok özelliği bulunan fakat bir iş yapmaya gelince mazeretler öne sürüp yapmamak, terslik çıkarmak.
Deve kini deyiminin anlamı
* Bitmeyen, zamanla azalmayan büyük kin.
* Bitmeyen, geçmeyen, unutulmayan büyük kin.
* Unutulmayan, hiçbir zaman eskimeyen, hep taze tutulan kin, nefret.
Örnek: Tam anlamıyla bir deve kini besliyordu komşusuna karşı.
Deveye hendek atlatmak deyiminin anlamı
* Bir kimseye yapılması çok zor ya da imkânsız şeyleri yaptırmak.
* Birisine yapılması çok zor, hemen hemen yapamayacağı bir işi yaptırmaya çalışmak.
* Yapılması çok zor hemen hemen imkansız işlerin başarılması.
* Çok zor olan bir şeyi yapmaya çalışmak,imkansız gibi görünen bir işi yapmaya çalışmak,uğraşmak,emek isteyen zor bir işi yapmaya kalkmak.
Örnek: Senin yaptığın deveye hendek atlatmak, bırak şu garibin yakasını.
Örnek 2: Bunlara dert anlatmak, deveye hendek atlatmaktan zor.
Beleş olsun da deve tepiği olsun deyiminin anlamı
* “Bedava olan şey, nasıl olursa olsun güzel görünür.” anlamında kullanılan bir söz.
* Bedava olan seylerin hos oldugunu anlatan deyim.
Deveyi havutuyla yutmak deyiminin anlamı
Herkesin gözü önünde büyük hırsızlık ve yolsuzluk yapmak; yasal olmayan büyük kazanç sağlamak, hakkı olmayan bir şeyi bütünüyle el geçirmek.
Örnek: Deveyi havutuyla yutmaya çalıştı, çok şükür başarılı olamadı.
Örnek 2: Ülkede deveyi havutuyla yutan hırsızlar, bunun hesabını er ya da geç verecek.
Örnek 3: Biz dürüst insanlarız, senin gibi deveyi havutuyla yutmaya çalışmıyoruz.
Deveyi hamuduyla yutmak deyiminin anlamı
Herkesin gözü önünde büyük hırsızlık ve yolsuzluk yapmak; yasal olmayan büyük kazanç sağlamak, hakkı olmayan bir şeyi bütünüyle el geçirmek.
Örnek: Deveyi hamuduyla yutmaya çalıştı, çok şükür başarılı olamadı.
Örnek 2: Ülkede deveyi hamuduyla yutan hırsızlar, bunun hesabını er ya da geç verecek.
Örnek 3: Biz dürüst insanlarız, senin gibi deveyi hamuduyla yutmaya çalışmıyoruz.
Deveye boynun eğri demişler, nerem doğru ki! demiş deyiminin anlamı
Doğru bir yeri olmayan bir iş için söylenir.
Örnek: Bu iş düzelmez. Deveye “Boynun eğri.” demişler, “Nerem doğru ki!” demiş.
Deve gibi deyiminin anlamı
* Uzun boylu.
* Hantal.
Deve nalbanda bakar gibi deyiminin anlamı
Hiç görmediği, bilmediği bir şeye bakar gibi.
Örnek: Ben ders anlatıyorum, o deve nalbanda bakar gibi bakıyordu.
Deve yapmak deyiminin anlamı
Başkasının malını kendine mal etmek, almak, ortadan kaybetmek, çalmak.
Örnek: Benim harçlığımı da deve yapmak istediğini biliyorum.
Örnek 2: Kardeşinin payını da deve yapmışsın.
Örnek 3: Bu kadar parayı nasıl deve yapmışlar peki?
Deve olmak deyiminin anlamı
Para veya yiyecek ortadan kaybolmak, alınmak, çalınmak.
Örnek: Mutfaktaki kurabiyeler deve olmuş.
Örnek 2: Benim harçlık deve olmuş sanırım.
Deveyi havuduyla yutmak deyiminin anlamı
Herkesin gözü önünde büyük hırsızlık ve yolsuzluk yapmak; yasal olmayan büyük kazanç sağlamak, hakkı olmayan bir şeyi bütünüyle el geçirmek.
Örnek: Deveyi havuduyla yutmaya çalıştı, çok şükür başarılı olamadı.
Örnek 2: Ülkede deveyi havuduyla yutan hırsızlar, bunun hesabını er ya da geç verecek.
Örnek 3: Biz dürüst insanlarız, senin gibi deveyi havuduyla yutmaya çalışmıyoruz.
Devenin nalı deyiminin anlamı
Anlatılan şeyin inanılacak gibi olmadığını belirtmek için konuşana karşı söylenir.
Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur deyiminin anlamı
Önemsiz bir şeye karşı ihtiyatsızca gösterilen tamahkarlık pek büyük zararlara mal olur.
Deve nalbanta bakar gibi bakmak deyiminin anlamı
Anlamsız ve şaşkın tavırlar içinde olmak.
Örnek: Ben ders anlatıyorum, o deve nalbanta bakar gibi bakıyordu.
Deve yürekli deyiminin anlamı
Ürkek ve çok korkak olmak.
Deveyi hamuduyla götürmek deyiminin anlamı
Herkesin gözü önünde büyük hırsızlık ve yolsuzluk yapmak; yasal olmayan büyük kazanç sağlamak, hakkı olmayan bir şeyi bütünüyle el geçirmek.
Örnek: Deveyi hamuduyla götürmeye çalıştı, çok şükür başarılı olamadı.
Örnek 2: Ülkede deveyi hamuduyla götüren hırsızlar, bunun hesabını er ya da geç verecek.
Örnek 3: Biz dürüst insanlarız, senin gibi deveyi hamuduyla götürmeye çalışmıyoruz.
Deveyi havuduyla götürmek deyiminin anlamı
Herkesin gözü önünde büyük hırsızlık ve yolsuzluk yapmak; yasal olmayan büyük kazanç sağlamak, hakkı olmayan bir şeyi bütünüyle el geçirmek.
Örnek: Deveyi havuduyla götürmeye çalıştı, çok şükür başarılı olamadı.
Örnek 2: Ülkede deveyi havuduyla götüren hırsızlar, bunun hesabını er ya da geç verecek.
Örnek 3: Biz dürüst insanlarız, senin gibi deveyi havuduyla götürmeye çalışmıyoruz.
Deve kuşu gibi başını kuma sokmak deyiminin anlamı
* Bir tehlike, bir olay karşısında duyarlı olmamak, gerekli tepkiyi göstermemek, gerçekleri görmezden gelmek, sorun yokmuş gibi davranmak.
* Kendini aldatarak başkalarını aldattığını sanmak.
Örnek: Her şey ortada, boşuna deve kuşu gibi başını kuma sokma.
Örnek 2: Deve kuşu gibi başını kuma sokarak bu masraftan kurtulamazsın.
Deve dişi gibi deyiminin anlamı
* İri görünüşlü.
* Sıradan olmayan, tanınmış, güçlü.
Deve kuşu gibi yüke gelince kuş, uçmaya gelince deve
deyiminin anlamı
Uygun şartlarda terslik çıkaran.
Örnek: İş buraya gelmişken, deve kuşu gibi yüke gelince kuş, uçmaya gelince deve gibi davranmanın sebebi nedir?
Örnek 2: Neden vazgeçtin? Deve kuşu gibi yüke gelince kuş, uçmaya gelince devesin.
Devede kulak gibi kalmak deyiminin anlamı
* Çok az önemi olmak, söz etmeye değer bulmamak.
* Yetersiz, çok küçük veya az olmak.
Örnek: Senin başarının yanında onunki devede kulak gibi kalır.
Örnek 2: Ev almak için para biriktirmiş, ama biriktirdiği para daha devede kulak gibi kalıyor.
Deve kuşuluk etmek deyiminin anlamı
Deve kuşu gibi başını kuma sokup gerçeklerden uzak duracağını sanmak.
Deveyi düze çıkarmak deyiminin anlamı
Güçlükleri giderip işleri yoluna koymak.
Deve izi yapmak deyiminin anlamı
Çıplak olarak yere oturmak.
Devenin pabucu deyiminin anlamı
Söylenen bir sözün aşırı abartılı olduğunu belirtmeye yarar.
Deveye kârın ne demişler: -Kazazlık. -Yakışır ince bileklerine deyiminin anlamı
Üstesinden gelemeyeceği nazik işle uğraşan bir kimsenin durumunu ifade eder.
Deveyi hamutuyla götürmek deyiminin anlamı
Herkesin gözü önünde büyük hırsızlık ve yolsuzluk yapmak; yasal olmayan büyük kazanç sağlamak, hakkı olmayan bir şeyi bütünüyle el geçirmek.
Örnek: Deveyi hamutuyla götürmeye çalıştı, çok şükür başarılı olamadı.
Örnek 2: Ülkede deveyi hamutuyla götüren hırsızlar, bunun hesabını er ya da geç verecek.
Örnek 3: Biz dürüst insanlarız, senin gibi deveyi hamutuyla götürmeye çalışmıyoruz.
Deve değil ki yedi yerinden boğazlansın deyiminin anlamı
Bir kişinin gereken fedakârlığı yaptığını ve bundan fazlasının beklenmemesi gerektiğini ifade eder.
Deveyi havudu ile yutmak deyiminin anlamı
Herkesin gözü önünde büyük hırsızlık ve yolsuzluk yapmak; yasal olmayan büyük kazanç sağlamak, hakkı olmayan bir şeyi bütünüyle el geçirmek.
Örnek: Deveyi havudu ile yutmaya çalıştı, çok şükür başarılı olamadı.
Örnek 2: Ülkede deveyi havudu ile yutan hırsızlar, bunun hesabını er ya da geç verecek.
Örnek 3: Biz dürüst insanlarız, senin gibi deveyi havudu ile yutmaya çalışmıyoruz.
Deve kuşu gibi deyiminin anlamı
Uygun şartlarda terslik çıkaran.
Örnek: İş buraya gelmişken, deve kuşu gibi davranmanın sebebi nedir?
Örnek 2: Neden vazgeçtin? Deve kuşu gibi davranma.