El etek çekmek deyiminin anlamı
* Bir yer ile tüm alakasını bitirmek, kaybolmak.
* İlgilenmemek, uzaklaşmak. Her şeyden vazgeçmek, ilişkisini kesmek.
* O işle artık hiç uğraşmamak.
Örnek: Bütün işlerden el etek çekti, emekliliğin tadını çıkaracakmış.
Örnek 2: Dünyadan elini hayatını çekti, sadece ahiret için çalışıyor.
Etekleri tutuşmak deyiminin anlamı
* Çok telâşlanmak, aceleye getirmek, heyecanlanmak.
* Herhangi bir olay karşısında telaşlanmak, ne yapacağını bilememek.
* Korku heyecan ve telaş içinde olmak anlamına gelmektedir.İnsanların çok korkacağı şeyler olduğu zaman ne yapacağını bilmedikleri zamanlarda bu deyim kullanılır.
Örnek: Babasını parkta göremeyince etekleri tutuşmaya başladı, yoksa gelmeyecek miydi?
Örnek 2: Sınavın yarın olduğunu öğrenince etekleri tutuştu.
Etekleri zil çalmak deyiminin anlamı
* Çok mutlu olmak, çok sevinmek, işler yolunda olmak.
* Alınan sevinçli bir haber üzerine telaşa ve heyecana kapılmak.
* Çok mutlu olacağı haberler alan,mutlu olan,çok sevinçli olan ve bu mutluluk ile yerinde duramayanlar için kullanılan bir deyimdir.
Örnek: Yazılı sınavı umduğundan iyi geçen Halit`in etekleri zil çalıyordu.
Örnek 2: Teyzesinin geleceğini duydu ya, etekleri zil çalıyor.
Etek belde deyiminin anlamı
Kıvrak ve becerikli.
Etek dolusu deyiminin anlamı
Bol bol, pek çok (para).
Örnek: Etek dolusu parası var.
Etek silkmek deyiminin anlamı
* El etek çekmek.
* Çekilmek, artık karışmamak.
Etekleri uzamak deyiminin anlamı
Yanlışları düzeltmek, ayıbını kapatmak.
Örnek: Senin eteklerin uzamaya başladı, bu güzel.
Etekleri çalpara çalmak deyiminin anlamı
* Çok sevinmek.
* Alınan sevinçli bir haber üzerine telaşa ve heyecana kapılmak.
Örnek: Sınıf başkanı oldum diye etekleri çalpara çalıyor.
Örnek 2: Yarın tatile gidecekmiş, bu yüzden etekleri çalpara çalıyor.
Eteklerini toplamak deyiminin anlamı
Düzenli, temiz veya namuslu olmak.
Örnek: Eteklerini toplamazsan seninle bozuşacağız.
Etek giymek deyiminin anlamı
Erkek ar, namus, erdem vb. özellikleri bulunmayan duruma düşmek.
Örnek: Sana bu meydanda etek giydirmezsem namerdim.
Örnek 2: Çok övdüğün arkadaşın Şenol sonunda etek giymiş.
Etek öpmek deyiminin anlamı
Yaltaklanmak, dalkavukluk etmek; birine yaranmak için katına çıkıp o kimsenin eteğini öpme davranışı içinde olmak.
Örnek: Bu makama etek öpe öpe çıktı soysuz herif.
Örnek 2: Hala o koltukta oturuyorsa, bu çok etek öpmesindendir.
Etek açmak deyiminin anlamı
Kadın, cinsel arzusunu belirtmek.
Etek takmak deyiminin anlamı
Erkek ar, namus, erdem vb. özellikleri bulunmayan duruma düşmek.
Örnek: Sana bu meydanda etek takmazsam namerdim.
Örnek 2: Çok övdüğün arkadaşın Şenol sonunda etek takmış.
Etekleri ıslık çalmak deyiminin anlamı
* Çok sevinmek.
* Alınan sevinçli bir haber üzerine telaşa ve heyecana kapılmak.
Örnek: Sınıf başkanı oldum diye etekleri ıslık çalıyor.
Örnek 2: Yarın tatile gidecekmiş, bu yüzden etekleri ıslık çalıyor.
Eteklerini indirmek deyiminin anlamı
Üzerine düşen görevi yerine getirmek.
Etek kiri deyiminin anlamı
Yolsuz ilişki.
Eteği belinde deyiminin anlamı
Çok becerikli, çalışkan kadın.
Eteği kirlenmek deyiminin anlamı
Kadının namusuna dokunulmak.
Örnek: Kadının eteğini kirletti namussuz adam.
Eteğindeki taşı dökmek deyiminin anlamı
Bütün bildiklerini açıklamak.
Örnek: Akşam gel her şeyi anlatayım dedi. Eteğindeki taşı dökmek için neden bu kadar bekledi öğreneceğiz.
Eteğinden el çekmek deyiminin anlamı
* Etliye sütlüye karışmamak.
* Birini tacizden vazgeçmek.
Eteğine sığınmak deyiminin anlamı
* Bir kimsenin manevi desteğini istemek, koruyuculuğu altına girmek.
* Varlıklı, sözü geçer bir kimseden yardım ve himaye istemek.
Örnek: Korkudan annesinin eteğine sığınmıştı.
Örnek 2: Yine eteğine sığınacak birini buldu.
Eteğini çekmek deyiminin anlamı
Günah sayılan işlerden uzak durmak.
Eteğiyle mum söndürmek deyiminin anlamı
Uygun olmayan biçimde iş yapmak, sakar olmak, üstünkörü davranmak.
Örnek: Eteğiyle mum söndürmeye çalışırken, güzelim vazoyu kırdı.
Eteği düşük deyiminin anlamı
Pasaklı (kadın).
Eteğine sarılmak deyiminin anlamı
Yalvarıp yakarmak.
Örnek: Kopya çekerken yakalanınca, öğretmenin eteğine sarıldı.
Örnek 2: Git annenin eteğine sarıl, özür dile.
Eteğine yapışmak deyiminin anlamı
* Bir kimsenin manevî desteğini istemek.
* Varlıklı, sözü geçer bir kimseden yardım ve himaye istemek.
Örnek: Korkudan annesinin eteğine yapıştı.
Örnek 2: Yine eteğine yapışacak birini buldu.
Eteğini toplamak deyiminin anlamı
* Birinin derli toplu olmasını sağlamak, birini düzenli yaşatmak.
* Birinin kötü yaptığı işleri düzeltmek.
Örnek: Ben onun eteğini toplamaktan bıktım, artık ne hali varsa görsün.
Örnek 2: Çocukların eteğini toplamaktan yemek yapmaya zaman bulamıyor.
Eteğinde namaz kılınmak deyiminin anlamı
İçi dışı çok temiz kişi olmak.
Eteğinden ayrılmamak deyiminin anlamı
Peşini bırakmamak.
Örnek: Kaç yaşına geldi, hala annesinin eteğinden ayrılmıyor.
Eteğine düşmek deyiminin anlamı
Yalvarıp yakarmak.
Örnek: Kopya çekerken yakalanınca, öğretmenin eteğine düştü.
Örnek 2: Git annenin eteğine düş, özür dile.
Eteğini başına atmak deyiminin anlamı
Birini azarlamak, onur kırıcı sözlerle suçlamak.
Örnek: Masum birinin eteğini başına atman hoş olmadı.
Örnek 2: Burada görürsem eteğini başına atmaktan beter edeceğim.
Eteğini tutma deyiminin anlamı
Yardım istemek.
Eteğindeki taşları dökmek deyiminin anlamı
Bütün bildiklerini açıklamak.
Örnek: Akşam gel her şeyi anlatayım dedi. Eteğindeki taşları dökmek için neden bu kadar bekledi öğreneceğiz.
Örnek 2: Eteğindeki taşları dökmek için daha ne kadar bekleyeceksin?
Eteği tutuşmak deyiminin anlamı
Çok telaşlanmak, heyecanlanmak.
Örnek: Türkiye güçlendikçe, hainlerin eteği tutuştu.
Örnek 2: Ali de başkanlığa aday olunca, Mustafa’nın eteği tutuştu.
Eteğini başına sarmak deyiminin anlamı
Birini azarlamak, onur kırıcı sözlerle suçlamak.
Örnek: Masum birinin eteğini başına sarman hoş olmadı.
Örnek 2: Burada görürsem eteğini başına sarmaktan beter edeceğim.
Eteği ayağına dolaşmak deyiminin anlamı
Telâş, korku ve heyecandan yürüyüşünü ve yapacağı işi şaşırmak.