Hık demiş burnundan düşmüş deyiminin anlamı
* Birbirinin aynısı ya da çok benzeri olan şeyler için kullanılır.
* Her durumuyla ona çok benziyor, her durumuyla birine çok benziyor anlamında kullanılan bir söz.
Çiçeği burnunda deyiminin anlamı
* Çok taze, genç, yeni koparılmış.
* Yeni ortaya çıkmış.
Örnek: Çiçeği burnunda bir haber getirmek için yarışa girdi muhabirler.
Örnek 2: Çiçeği burnunda birgelindi henüz babası öldüğünde.
Örnek 3: Yeni bir çocuğu olmuş çiçeği burnunda bir gelindi yazık oldu Ayşeye..
Örnek 4: Ahmet’in ilk çocuğu doğmuş, çiçeği burnunda baba oldu o şimdi.
Canı burnuna gelmek deyiminin anlamı
* Yorgun ve bezgin olmak.
* Bir şey yaparken çok zorluk çekmek, bunalmak.
* Bir işte çok eziyet ve sıkıntı çekmek.
Örnek: Kömürü taşıdım ama canım da burnuma geldi.
Burnundan solumak deyiminin anlamı
* Çok sinirlenmek.
* İşi başından aşkın olduğu için gözü hiçbir şey görmemek, çok öfkelenmiş olmak.
* Çok öfkelenip sinirlenmiş olmak, çok kızmak.
* Çok sinirli olmak ve her an çatacak yer aramak dokunsan sinirinden parlayacak anlamlarına gelmektedir.
Örnek: Adam burnundan soluyor, sakın üstüne gitme, yoksa konuştuğuna pişman olursun.
Örnek 2: İnliyor, göz süzüyor, burnundan soluyarak konuşuyordu (M.Ş. Esendal)
Örnek 3: Olayı öğrendiğinde o kadar kızdı ki, adeta burnundan soluyordu..
Örnek 4: Kavga edince, burnundan solumaya başladı ve kapıyı çekti gitti.
Örnek 5: Adamı öyle bir dövdüm ki götü burnu ayrı soluyordu.
Burnunu çeke çeke geri dönmek deyiminin anlamı
Bir işe kalkışıp başarısız olmak.
Burnunu sokmak deyiminin anlamı
* Alakası olmayan bir işe karışmaya çalışmak.
* Üzerine vazife olmadığı, gerekmediği hâlde her işe karışmak.
* Kendisini ilgilendirmeyen işe karışmak.
* Gerekmediği hâlde her işe karışmak.
Örnek: Nereden, nasıl yarar sağlanacağım bilir, her işe burnunu sokardı.
Örnek 2: Sen de her işe burnunu sokmaktan geri durmazsın!
Örnek 3: Yaptığım işe burnunu sokarak mahvetti.
Burnunu sürtmek deyiminin anlamı
* Kibirli kimsenin kendini küçük düşürecek şeyi yapmak zorunda kalması, gururundan vazgeçmesi.
* Ilımlı bir yol seçip gururundan vazgeçmek, sıkıntı çektikten sonra daha önce beğenmediği bir durumu kabul etmek.
* Sıkıntı çektikten sonra daha önce beğenmediği bir durumu kabul etmek, gururundan vazgeçmek.
Örnek: Onun da burnunun sürtülmesine az kaldı, kısa zamanda dikbaşlılığı bırakacak.
Örnek 2: Hadisat şimdi burnunu da sürtmüş olduğundan ilk karısına karşı iyi davranıyordu. (Y. K. Karaosmanoğlu)
Burnunun dikine gitmek deyiminin anlamı
* İnatla kendi istediğini yapmak ve yanlış olsa bile o yolda devam etmek. Bir başka şekli; burnunun doğrusuna gitmek.
* Kendisine verilen öğütlere kulak asmayıp kendi bildiği gibi davranmak, istediğini yapmak.
* Öğüt dinlemeyerek kendi bildiği gibi davranmak.
* Bir insanın çevresindeki insanların söyledikleri sözlere itibar etmeyip, kendi bildiğini yapmasıdır.
* Kendi bildiğini okumak ve kimsenin fikirlerine önem vermeden sadece kendi düşüncelerine göre hareket etmek.
Örnek: Burnunun dikine gidersen, işte böyle eline yüzüne bulaştırırsın işi.
Örnek 2: Beni dinlemedi, burnunun dikine gitti.
Burnunun direği kırılmak deyiminin anlamı
* Çok kötü bir koku karşısında rahatsız olmak.
* Çok pis bir koku duyarak tedirgin olmak.
* Pis koku yüzünden rahatsız olmak.
Örnek: Bu ne pis bir koku böyle burnumun direği kırıldı.
Örnek 2: Otobüs o kadar kötü kokuyordu kii burnumun direği kırıldı.
Burnunun direği sızlamak deyiminin anlamı
* Çok özlemek.
* Hem maddi hem manevi çok acı duymak.
* Çok acı duymak (maddî).
* Çok üzülmek.
Örnek: Soğuktan burnumun direği sızladı.
Burnunun ucunu görmemek deyiminin anlamı
* Çok sis ya da karanlık içinde hiçbir yeri görememek.
* İleriyi görememek, meydana geleceği açık olanı görememek.
* Çok sarhoş olmak.
* Çok dikkatsiz ve dalgın olmak.
* Çevresinde olup bitenden habersiz olmak.
Örnek: Sen ki burnunun ucunu göremeyen bir adamsın, seninle nasıl iş yapabilirim ben.
Burnu bile kanamamak deyiminin anlamı
* Büyük bir felaket ya da kazadan ufak bir yara bile almadan kurtulmak.
* Tehlikeli bir durumdan yara bere almadan kurtulmak.
* Küçük bir zarara dahi uğramamak.
Örnek: On takla atan arabadan, burnu bile kanamadan çıktı, şaşılacak şey doğrusu.
Örnek 2: Burunları bile kanamadan ganimete kavuşacaklardı.
Burnu büyümek deyiminin anlamı
* Kibirlenmek, kendini beğenmek, böbürlenmek, büyüklenmek.
* Şu anki bulunduğu konumdan daha iyi bir konuma gelerek havalanmak böbürlenmek ve kendini artık büyük görmeye başlamak.
Örnek: Adam milletvekili seçilir seçilmez bizimle konuşmaz oldu, burnu büyüdü birden.
Örnek 2: Yalnız onun mu burnu büyüdü? Burnu büyüyen büyüyene!
Örnek 3: Nikâh ettirir ettirmez kadının burnu büyüdü.
Örnek 4: Tepkilerimi içime atıyorum yoksa “Burnu büyüdü” derler.
Burnu havada deyiminin anlamı
* Kendini çok beğenmiş, kibirli (olmak).
* Herkese yukarıdan bakan, kibirli, kendini beğenmiş kimse.
* Kendini beğenmiş, kimseyi beğenmeyen insanlar için kullanılan bir deyimdir.
Örnek: Burnu havada gezenlerden hiç hoşlanmam.
Burnundan fitil fitil getirmek deyiminin anlamı
* Çok sıkıntı çektirmek.
* Yaşadığı güzel olayları üzüntü verir duruma sokmak, zehir etmek.
* Bir şeyi yaptığına, bir sözü söylediğine pişman etmek.
Örnek: Hele onu bir elime geçireyim, görürsün, burnundan fitil fitil getireceğim.
Burnundan fitil fitil gelmek deyiminin anlamı
* Güzel bir şeyin ya da bir kötülüğün karşılığının çok acı bir biçimde çıkması.
* Hoş bir durum, elde ettiği güzel bir şey, sonra gelen üzüntüler üzerine kendisine zehir olmak.
* Bir şeyi yaptığına, söylediğine çok pişman olmak, yaptığının acısını çekmek.
Örnek: Yediğimiz yemeği burnumuzdan getirmek mi istiyorsun? Sus artık!
Örnek 2: Söylediklerine çok pişman olacaksın, burnundan fitil fitil gelecek.
Ağzından girip burnundan çıkmak deyiminin anlamı
İstediğini yaptırmak için, yapmadığını bırakmamak.
* Bir kimseyi iyice dövmek.
* Çeşitli yollara başvurarak birini bir şeye razı etmek; veya kandırmak.
* Diller dökerek birini kandırmak.
* Ben o işi nasıl olursa olsun hallederim,her ne şekilde olursa olsun o insanı ikna ederim,bir şekilde gözüne girmeyi beceririm anlamlarına gelen bir deyimdir.
Örnek: Ağzından girip burnundan çıktı ve ondan para koparmayı başardı.
Anasından emdiği süt burnundan gelmek deyiminin anlamı
* Çok büyük bir zahmet veya sıkıntı çekmek.
* Bir işi yaparken çok sıkıntı çekmek, eziyete katlanmak.
* Birine bir iş yaptırırken çok sıkıntı çektirmek:
Örnek : Hiç belli olmaz insanoğlu! Bir gün anadan emdiği sütü burnundan getirir.
Örnek 2: Şu arabanın taksitlerini ödeyinceye kadar anamdan emdiğim süt burnumdan geldi.
Burun şişirmek deyiminin anlamı
Kibirlenmek.
Burun kıvırmak deyiminin anlamı
Önem ve değer vermemek, küçümsemek, beğenmemek.
Örnek: Önüne konan yemeklere burun kıvırıp sofradan kalktı.
Örnek 2: Her gösterdiğim kıyafete burun kıvırıyor.
Örnek 3: Verdiğim elli liraya bile burun kıvırıyor.
Burun bükmek deyiminin anlamı
Beğenmemek, önem vermemek.
Örnek: Aldığım ayakkabılara burun bükünce, ayakkabıları götürüp geri iade ettim.
Örnek 2: Hazırladığım yemeklere burun bükmesi sinirlerimi bozuyor.
Örnek 3: Önerilerime neden burun büküyorsun?
Burun buruna gelmek deyiminin anlamı
* Ansızın karşılaşmak, karşı karşıya gelmek.
* Birbirine çok yaklaşmak, birine çok sokulmak.
* Karşısında hissetmek.
Örnek: Kapıdan çıkar çıkmaz öğretmenimle burun buruna geldim.
Örnek 2: Tartışmada burun buruna gelmiştik ki sınıfa öğretmen girdi.
Örnek 3: Bir sarhoş yüzünden ölümle burun buruna geldik.
Burnu çenesine değmek deyiminin anlamı
Çok yaşlanmak.
Burnundan ayrılmamak deyiminin anlamı
Yanından gitmemek, uzaklaşmamak.
Burnunun dibinde deyiminin anlamı
Çok yakınında, yanı başında.
Örnek: Gazete burnunun dibinde. Görmüyor musun?
Örnek 2: Köpek, bir anda burnumun dibinde belirdi.
Örnek 3: O uyurken, hırsız burnunun dibinden geçmiş.
Burnunun yeli harman savurmak deyiminin anlamı
* Büyüklenmek, böbürlenmek, kibirlenmek.
* Çok sinirlenmek.
Burnunu kırmak deyiminin anlamı
Birini zor durumda bırakarak büyüklenmesini ya da direnmesini yok etmek.
Örnek: Sırf burnunu kırmak için taksiyi vermedim.
Örnek 2: Burnunu kırmak için, bir süre amcasının yanına çalışmaya gönderdim.
Burnuna girmek deyiminin anlamı
Birine çok sokulmak, burnunun dibine sokulmak.
Örnek: Çocuklar burnuma girmeyin, az ötede durun.
Burnu sürtülmek deyiminin anlamı
Ilımlı bir yol seçip gururundan vazgeçmek, sıkıntı çektikten sonra daha önce beğenmediği bir durumu kabul etmek.
Örnek: Onun da burnunun sürtülmesine az kaldı, kısa zamanda dik başlılığı bırakacak.
Burnundan düşen bin parça deyiminin anlamı
Suratı çok asık.
Örnek: Ne olmuş bir cam kırılmışsa, iki gündür burnundan düşen bin parça.
Örnek 2: Burnundan düşen bin parça, kim bilir kime kızdı.
Örnek 3: Bu görüşmede yine burnundan düşen bin parça.
Burnu Kaf dağında olmak deyiminin anlamı
Çok fazla kibirli, havalı, herkese yukarıdan bakar olmak.
Örnek: İyi ki bir araba aldı, burnu Kafdağı’nda bir adam olup çıktı.
Örnek 2: Burnu Kafdağı’nda olduğundan bizim söylediklerimizi umursamıyor.
Burnu kokuyu iyi almak deyiminin anlamı
Her şeyi önceden sezmek.
Burnunu sıksan canı çıkacak deyiminin anlamı
Çok zayıf ve güçsüz kimseler için kullanılan bir söz.
Burnundan yakalamak deyiminin anlamı
Birini yönetimi altına almak, kaçamak bulamayacağı duruma getirmek.
Burnunu çekmek deyiminin anlamı
* Nefesini kullanarak sümüğünü burnunun yukarısına, geri çekmek.
* Yoksun kalmak, umduğunu bulamamak, istediğini elde edememek, gayesine ulaşamamak.
Örnek: Müdürün yanına alınmayınca burnunu çekip gitti.
Burnundan kıl aldırmamak deyiminin anlamı
Oldukça huysuz olmak, kendisine hiç söz söyletmemek, kendisinin eleştirilmesine fırsat tanımamak, en küçük yergiye tahammül göstermemek.
Örnek: Amma da burnundan kıl aldırmaz bir adammışsın; söylesene, nasıl konuşacağız seninle?
Örnek 2: Olayın sorumluları burnundan kıl aldırmıyor.