Har vurup harman savurmak deyiminin anlamı
* İsraf etmek, hesapsız ve çokça harcamak.
* Gereksiz yere, hesapsızca harcayarak tüketmek, bol bol harcayıp bitirmek.
* Hesapsızca, düşüncesizce harcamak; malını, parasını ölçüsüzce, bol bol harcayıp tüketmek.
Örnek: Parasını har vurup harman savurdu.
Örnek 2: O tüm eşyalarını har vurup harman savurur.
Örnek 3: Öyle Har vurup harman savurursan tabi para istersin.
Harmanı kaldırmak deyiminin anlamı
Harman işini bitirmek.
Örnek: Harmanı kaldırmaktan başka bir şey düşünmüyordu. (S. Çokum)
Örnek 2: İki güne kadar harmanı kaldırmış oluruz.
Harman etmek deyiminin anlamı
Birçok çeşitten birer parça alıp yeni bir birleşim oluşturmak.
Örnek: Farklı marka çayları harman edip içmeyi severdi.
Ay harmanlanmak deyiminin anlamı
Ayın çevresinde ayla oluşmak.
Harman çevirmek deyiminin anlamı
Harmanlamak, bir çember oluşturacak biçimde dolaşmak.
Örnek: Harman çevirmek için iki saat kadar çalıştı.
Harman savurmak deyiminin anlamı
Tahılı samandan ayırmak için dövülmüşünü rüzgâra karşı savurmak.
Örnek: Akşam vakti ırgatlarla beraber harman savururum. (S. F. Abasıyanık)
Örnek 2: Rüzgar çıktığında hemen harman savurmak için gittiler.
Burnunun yeli harman savurmak deyiminin anlamı
* Büyüklenmek, kibirlenmek.
* Çok öfkelenmek.
Harman dövmek deyiminin anlamı
Ekin tanelerini saptan ayırma işini yapmak.
Örnek: Hayvanlar sürekli harman dövmekten yorgun düşmüştü.
Harman yapmak deyiminin anlamı
Birçok çeşitten birer parça alıp yeni bir birleşim oluşturmak.
Örnek: Farklı marka çayları harman yapıp içmeyi severdi.
Gün ola, harman ola deyiminin anlamı
Bir gün onun da zamanı gelir, anlamında söylenir.
Örnek: Şimdilik bu kalsın; gün ola, harman ola.
Örnek 2: Gün ola, harman ola, sizin de bir gün bize işiniz düşer.