Elde avuçta bir şey kalmamak deyiminin anlamı
* Sahip olduğu mal varlığını harcamış olmak veya kaybetmek, fakir kalmak.
* Parasını, malını, tüm varlığını harcayıp bitirmiş olmak.
* Bütün mal ve parasını harcamak, bitirmek. Malı, parası kalmamak.
Örnek: Elde avuçta bir şey kalmayınca ne yapacağını şaşırdı.
Örnek 2: Elde avuçta bir şey kalmayınca ne yapacağını şaşırdı.
Ele avuca sığmamak deyiminin anlamı
* Söz dinlememek, kural tanımamak, zapt edilememek.
* Şımarık davranmak.
* Taşkın davranışlarda bulunmak. Söz, kural tanımamak. Çok hareketli, söz dinlemez olmak.
Örnek: Sen ne ele avuca sığmaz bir çocukmuşsun meğer.
Avuç açmak deyiminin anlamı
* Yardım istemek, dilenmek, el açmak.
* Yardım istemek, dilenmek, para istemek ya da ister duruma düşmek.
* Bir insandan maddi yardım istemek beklemek demektir.İnsanların zor zamanlarında yakınlarından tanıdıklarından maddi yardım istemelerini bu deyim belirtmektedir. Muhtaç olmak da denilebilir.
Örnek: Yarın avuç açmamak için bugünden çalışmalısın.
Avucunun içine almak deyiminin anlamı
Bir kişiyi istediği gibi kontrol edebilmek.
* Birini her dediğini yapar duruma getirmek, baskı ve etkisi altına almak.
* Bir insanı kendi himaye ve kontrolü altına almak, onu yönetmek, ona her istediğini yaptırmak gibi anlamlar ifade eden bir deyimdir. Örnek: Kaymakam bütün kasabalıyı avucunun içine aldı.
Avucunu yalamak deyiminin anlamı
* Bir beklenti içindeyken, beklediğinden hiçbir şey alalamak.
* Umduğunu ele geçirememek, beklediğini elde edememek.
Örnek : Avucunu yalamak istemiyorsan harekete geç, sen de çalış.
Örnek 2: Beni kendine doğru çekeceğini düşünüyorsan avucunu yalarsın.
Örnek 3: Bu işi yapabileceğini düşünüyorsan avucunu yalarsın.
Avucunun içinde tutmak deyiminin anlamı
Ona istediğini yaptıracak güçte olmak.
Örnek: Bizim gelini anası avucunun içinde tutuyor.
Elde avuçta ne varsa deyiminin anlamı
Sahip olunan mal, para vb., her şey.
Örnek: Ailesi de elde avuçta ne var ne yok satarak İstanbul’a göçmek zorunda kalmıştı. (H. Topuz)
Örnek 2: Elde avuçta ne varsa çocuğa harcadık.
Bir avuç toprak olmak deyiminin anlamı
Ölmek.
Örnek: O olmasaydı, sen şimdi bir avuç toprak olmuştun. (R. N. Güntekin)
Örnek 2: Gün gelecek hepimiz bir avuç toprak olup gideceğiz.
Örnek 3: Bir avuç toprak olmuş atalarımızdan miras kalmış bu vatan.
Avucuna saymak deyiminin anlamı
Peşin olarak ödemek, elden vermek.
Örnek: İki güne borcumu avucuna sayarım.
Örnek 2: Altınların hepsini avucuma sayman lazım.
Avucunun içi gibi bilmek deyiminin anlamı
Bir yeri, bir şeyi çok iyi ve ayrıntılı olarak bilmek.
Örnek: Sizin analarınızın, babalarınızın hayat idealini avucumun içi gibi bilirim. (H. Taner)
Örnek 2: Bu mahalleyi avucumun içi gibi bilirim.
Örnek 3: Balıkesir’i avucunun içi gibi bilen biri lazım.
Avucu kaşınmak deyiminin anlamı
* Avucundaki kaşıntıyı bir yerden para geleceğine yormak.
* Eline bir yerden para geçeceğine inanmak.
Örnek: Bir yerden para geliyor galiba, avucum kaşınmaya başladı.
Örnek 2: Sabahtan beri avucum kaşınıyor, para gelecek yer de yok ama…
Avuç içi kadar deyiminin anlamı
Pek küçük, daracık (yer).
Örnek: Burası da avuç içi kadar bir yermiş.
Örnek 2: Avuç içi kadar bahçesi var.