Az kalsın (kaldı) deyiminin anlamı
* Bir işin gerçekleşmesi söz konusuyken gerçekleşmemesi durumunda kullanılan bir söz.
* Bir işin gerçekleşmemesi söz konusuyken gerçekleşmesi durumunda kullanılan bir söz.
* Neredeyse, olmak üzereydi ki, anlamına gelir. Gerçekleşmesi, bitmesi çok yakın bir işin gerçekleşemediğini, bitemediğini anlatır.
Örnek: Zavallıyı az kalsın gırtlağından yakalayıp boğacaktı. (Y. K) Karaosmanoğlu.
Örnek 2: Az kalsın açmadan onu da buruşturup atacaktı. (O. Aysu)
Örnek 3: Az kalsın balkondan düşüyordum.
Az buz olmamak deyiminin anlamı
Bir şey azımsanacak kadar olmamak.
Örnek: Saçlarının tamamı ağarmış. az buz değil üç yılı doldurduk birlikte. (A. Kulin)
Örnek 2: Başarısı az buz değildi.
Örnek 3: Az buz değil, tam on beş kilo verdim.
Örnek 4: Hava az buz soğuk değil, donduruyor resmen.
Az değil deyiminin anlamı
* Birinin herhangi bir karakter bakımından göründüğü gibi olmadığını anlatmak için söylenen bir söz.
* Bir kimsenin göründüğü, sanıldığı gibi olmadığını, kurnaz, işbilir, şakacı vb. olduğunu anlatmak için kullanılır.
Örnek: Sen de az değilsin, muziplikte ona taş çıkartırsın.
Örnek 2: Çocuğu boşa umutlandırdın, sen de az değilsin doğrusu.
Örnek 3: Az değildir o, bu işin de altından kalkar.
Az bulmak deyiminin anlamı
Umduğu kadar olmadığını bildirmek, yeterli görmemek, az saymak, azımsamak.
Az görmek deyiminin anlamı
Umduğu denli olmadığını düşünmek, beklediğinden eksik bulmak, azımsamak.
Örnek: Çocuk parayı az gördü, almadan gitti.
Az günün adamı olmamak deyiminin anlamı
Çok yaşamış, çok görmüş bulunmak.
Azınlıkta kalmak deyiminin anlamı
* Bir toplulukta yapılan oylamada, belli bir düşünceyi tutanlar, karşı düşünceye katılanlar karşısında sayıca azlık olmak, sayıca daha az çıkmak.
* Bir toplulukta belli bir düşünce taraftarı olanlar sayıca az çıkmak.
Örnek: Bu görüştekiler azınlıkta kaldılar.
Örnek 2: Çok çaba gösterdik, ancak azınlıkta kaldık.
Az gelmek deyiminin anlamı
Bir şey yetmemek.
Eli aza varmamak deyiminin anlamı
Bir şeyi çok alma veya verme alışkanlığında olmak.
Örnek: Eli aza varmaz, portakal aldı mı sandıkla alır.
Aza çoğa bakmamak deyiminin anlamı
* Verileni, ele geçeni yeterli görmek, bir şeyin miktarı üzerinde durmamak, olanla, ele geçenle yetinmek.
* Eline geçenle yetinmek, tok gözlü olmak. Bir şeyin miktarı üzerinde durmamak.
Örnek: Aza çoğa bakma, bu işi kabul et.
Azı çoğa saymak deyiminin anlamı
* Verilen küçük bir şeyi çok ve değerli olarak kabul etmek.
* Verilen şey, armağan az ya da küçük de olsa, çokmuş, büyükmüş, değerliymiş gibi kabul etmek.
Örnek: Size uygun değil ama, azı çoğa sayın.
Örnek 2: Azı çoğa sayıp, ikramı şifa niyetine yedik.