Bire bin katmak deyiminin anlamı
* Çok abartmak.
* Olan bir şeyi çok abartarak anlatmak, bir olayı ya da başkasının sözünü aktarırken birçok şey eklemek.
Örnek: Hiç merak etmeyin, hep bire bin katarak anlatır. (Y. K. Karaosmanoğlu)
Örnek 2: Ona güvenme, bire bin katmak huyu vardır, işi araştır sen.
Örnek 3: O gece olanları bire bin katarak anlatmış, geldi bize çattı.
Örnek 4: O her şeyi bire bin katarak anlatır.
Endazeyi kaçırmak deyiminin anlamı
Fazla abartmak, ölçüyü kaçırmak.
Örnek: Endazeyi kaçırmışsındır çancı ustası, dedi, olmayacak bahse sürersin emmi oğlumu. (K. Bilbaşar)
Gözünde büyütmek deyiminin anlamı
* Bir kimseyi, olayı veya şeyi abartmak.
* (bir kimseyi) onda olmayan nitelikleri varsayarak, bir kimsenin önemini, değerini çok abartmak.
* (bir şeyi) önemli, değerli görmek ya da güç yapılır bulmak.
Örnek: Bir zamanlar gözünde büyüttüğü adama bir nevi minnet borcu edası olmalıydı bu. (O. Aysu)
Örnek 2: Adamı gözümüzde büyütmüşüz, oysa pek bir yeteneği yokmuş.
Örnek 3: Bu işi gözünde büyütürsen başaramazsın.
Habbeyi kubbe yapmak deyiminin anlamı
* Önemsiz bir şeyi abartmak.
* Önemsiz, küçük bir şeyi büyük bir sorunmuş gibi görmek ya da göstermek, abartmak.
* Önemsiz, küçük bir şeyi büyütüp mesele çıkarmak.
Örnek: Söyle ona, habbeyi kubbe yapıp durmasın, ne olmuş çocuk biraz geç kalmış da!
Örnek 2: Arkadaşım İrfan’ın habbeyi nasıl kubbe yaptığını çok iyi bilirim. (O. C. Kaygılı)
Devede kulak deyiminin anlamı
* Kıyaslanan şeyler arasındaki orantısızlığı belli etmek için kullanılır.
* Büyük bir bütüne göre o bütünden ufacık bir parça, çok önemsiz ve küçük bir şey.
Örnek: Senin verdiğin para, onun verdiğinin yanında devede kulak kalır.
Örnek 2: Piyangoda kazandığın para, harcadıklarının yanında devede kulak kalır.
Örnek 3: Bu şehirde aldığı oy, devede kulak bile olmaz.
Örnek 4: Senin yaptığın bir şey değil devede kulak yani.
Örnek 5: Topladığımız para, ameliyat için gereken paranın yanında devede kulak kalır.
Yüksekten uçmak deyiminin anlamı
* Gözü, elde edilmesi güç şeylerde olmak, yükseklerde dolaşmak.
* Argo palavra atmak, çok abartmak.
Örnek: Yüksekten uçmayı bırak da olabilecek bir şey iste.
Pireyi deve yapmak deyiminin anlamı
* Küçük basit bir olayı büyütüp mesele yapmak, aşırı abartmak.
* Sıradan bir olayı büyütüp sorun yapmak, çok abartmak, olmayan bir şeyi olmuş gibi göstermek.
Örnek: Pireyi deve yapmaya çalışma, sadece on dakika geç kaldım.
Örnek 2: Altı üstü bilmeden kolu çarpmış, pireyi deve yapmaya çalışma!
Örnek 3: Olmuş bitmiş olay, pireyi deve yapmamak lazım.
Örnek 4: Pireyi deve yapmaya çalışma, asıl derdini söyle.