Köşeyi dönmek deyiminin anlamı
* Hiçbir çaba göstermeden kısa sürede zengin olmak.
* Kısa yoldan ve büyük bir emek harcamadan sosyal ve ekonomik güç edinmek.
Örnek: Dolar fırladı, doları olan köşeyi döndü.
Örnek 2: Bir reklam filmiyle köşeyi döndü.
Örnek 3: Partinin adamı olunca, kısa sürede köşeyi döndü.
Örnek 4: Birader köşeyi döndü, biz hala köyde çiftçilikle uğraşıyoruz.
Bir köşeye koymak deyiminin anlamı
* Saklamak, biriktirmek.
* Gerektiginde kullunmak için bir yere koymak.
Örnek: Yıllardan beri dişinden tırnağından artırdığı, çoluk çocuğunun nafakasından kestiği parayı günün birinde, ben de bu zilletten kurtulurum umuduyla bir köşeye koymuştu. (Y.K Karaosmanoğlu)
Aklının bir köşesine yazmak deyiminin anlamı
İleride hatırlamak üzere belleğine almak.
Örnek: Çok pişman olacaksın, bunu aklının bir köşesine yaz.
Aklının köşesinden geçmemek deyiminin anlamı
* Hiçbir zaman düşünmemek.
* Bir konuyu hiç düşünmemiş olmak.
Örnek: Seninle karşılaşacağım aklımın köşesinden geçmemişti.
Bekle yârin köşesini deyiminin anlamı
Yakında gerçekleşeceği beklenmeyen umutlar için söylenen bir söz.
Bir köşeye atılmak deyiminin anlamı
* Terk edilmek, ilgilenilmemek, kendi kaderine terk edilmek.
* Artık kullanılmaz olmak.
* Artık önem verilmez olmak, gözden düşmek.
Bir köşeye çekilmek deyiminin anlamı
* Hiçbir işe karışmayarak yaşamak.
* Çevreyle olan ilişkisini keserek yaşamak.
Örnek: Emekli olduktan sonra bir köşeye çekilmişti.
Bir köşeye oturmak deyiminin anlamı
Gelin olmak, evlenmek.
Örnek: Sen de bir köşeye oturdun artık.
Bir köşeye atmak deyiminin anlamı
Gerektiğinde kullanılmak için bir yere koymak.
Örnek: Bu pilleri bir köşeye at, gerekirse kullanırız.
Örnek 2: Şu ayakkabıları bir kenara atın da dursun.
Ciğerimin köşesi deyiminin anlamı
* Çok sevdiğim.
* Çok sevgili evladım.
Örnek: O, hala benim ciğerimin köşesidir.
Örnek 2: Tüm mirasımı ciğerimin köşesine bırakmaya karar verdim.
Dünyanın kaç köşe olduğunu göstermek deyiminin anlamı
Dünyada ne gibi güçlükler olduğunu bildirmek, insanın başına neler gelebileceğini öğretmek, hayat tecrübesi kazandırmak.
Örnek: Yarın sen iş yerine gel de, sana dünyanın kaç köşe olduğunu göstereyim.
Örnek 2: Evlenip yuva kurunca, dünyanın kaç köşe olduğunu gösterirler.
Örnek 3: Çalışmaya başlayınca, dünyanın kaç köşe olduğunu gösterirler.
Kendi köşesinde yaşamak deyiminin anlamı
Yalnız başına yaşamak.
Örnek: Annesi yıllardır kendi köşesinde yaşamaya devam ediyor.
Kıyıda köşede kalmak deyiminin anlamı
Göze çarpmayan bir yerde unutulmuş olmak.
Örnek: Gözüm sürekli kıyıda köşede bir şeyler satan insanları arar.
Örnek 2: Kıyıda köşede kalmış eşyalarımı almaya geldim.
Köşe kapmaca oynamak deyiminin anlamı
* Her tarafa yayılmak.
* Darmadağın olmak.
* Biri, başkasına gidip onu bulamadığı sırada o kişi de kendisinin bulunduğu yere gelip bulamamak, böylece birbirini arayıp durmak.
Örnek: Burada buluşacaktık, bir saattir köşe kapmaca oynuyoruz.
Örnek 2: Odama arı girdi, arıyla köşe kapmaca oynuyoruz.
Köşe bucak kaçmak deyiminin anlamı
Kimseye görünmek istememek.
Örnek: Ben gelince, neden köşe bucak kaçıyorsun?
Örnek 2: Adaletten köşe bucak kaçmaya çalışıyor.
Örnek 3: Bedelli beklerken, askerlik yapmamak için köşe bucak kaçan biriydi.
Köşe tutmak deyiminin anlamı
Karışmak, kendini belli etmek, görünmek.
Örnek: Babam da bu olayda kendine bir köşe tuttu.
Köşebaşını tutmak deyiminin anlamı
* Etkili olabilecek en önemli makamda bulunmak veya o yeri ele geçirmek.
* Geçişi engellemek vb. için sokağın köşelerini ele geçirmek.
Örnek: O partinin adamları köşebaşını çoktan tutmuş.
Köşede bucakta kalmak deyiminin anlamı
İlgisizlikten gözden uzakta bulunmak.
Örnek: Düğüne gittik ama, köşede bucakta kalmaktan kurtulamadık.
Köşesine çekilmek deyiminin anlamı
* Toplumdan kaçıp hiçbir şeyle ilgilenmeyerek tek başına yaşamak.
* Toplum yaşamından olabildiğince uzaklaşarak, hiçbir işe, hiçbir şeye karışmayarak yaşamak.
Örnek: Emekli olduktan sonra bir köşeye çekilmişti.