Enine boyuna düşünmek deyiminin anlamı
* Bir şeyi en ince detayına kadar tamamen düşünmek.
* Her yönü ile, eksiksiz, bütün ihtimalleri göz önünde tutarak.
* İri yarı, gösterişli (adam).
* Çok ince ayrıntıları ile, eksiksizce, enikonu
Örnek: Bu öneriyi enine boyuna düşündükten sonra karar vermelisin.
Örnek 2: Şu meseleyi enine boyuna bir kez daha düşünelim.
Örnek 3: Örnek: Hulusi Bey elli yaşlarında, enine boyuna bir adamdı. (H. Taner)
Örnek 4: Benimle enine boyuna serbest konuşmaktan zevk alırdı. (Y. K. Beyatlı)
Boyunun ölçüsünü almak deyiminin
* Test etmek, durumu öğrenmek.
* Beklediği yakınlığı görememek.
* İddia üzerine giriştiği bir işi başaramayıp yetersizliğini anlamak.
* Biri tarafından haddi bildirilmek.
* Kendi yetersizliğini, beceriksizliğini anlamak.
* Kişinin yapacağına inanıp giriştiği işte başarılı olamaması. Bu nedenle yeteneğinin olmadığına kanaat getirmesi.
Örnek: Boynunun ölçüsünü aldı, böyle bir işe bir daha giremez.
Örnek 2: Gelsin de görsün bakalım… Boyunun ölçüsünü alsın. Anlasın yük gemisiyle yola çıkmanın ne demek olduğunu.(Z.Selimoğlu)
Boyun eğmek deyiminin anlamı
* Karşısındakinin gücünü kabul edip isteyerek ya da istemeyerek uymak, katlanmak.
* Güçlü olanın gücünü alt edemeyip onun isteğine uymayı kabul etmek.
Örnek: Çok direndi, ama sonunda ailesinin isteklerine boyun eğdi.
Boyun bir karış uzadı deyiminin anlamı
Gereksiz yere o işi yapınca sanki yükseldin, anlamında söylenir.
Örnek: Durduk yerde o duvara tırmanınca boyun bir karış uzadı mı?
Boynu altında kalsın deyiminin anlamı
Ölsün, gebersin anlamında bir ilenme sözü.
Boynu armut sapına dönmek deyiminin anlamı
Çok zayıflamak, zayıflıktan boynu incelmek.
Boynu bükük deyiminin anlamı
* Kimsesi, arkası olmayan, zavallı.
* üzüntülü, durgun.
* Yardım bekleyen; acınacak, kimsesiz, güçsüz, öksüz durumda olan.
Örnek: O, boynu büküklerdendir, yardımcı olalım.
Örnek 2: Öyle boynu bükük durma.
Örnek 3: Nerede bir boynu bükük görsem içim yanar.
Boynu eğri deyiminin anlamı
* (birine karşı) herhangi bir nedenle borçlu durumda bulunan, ona karşı bir durum alacak, söz söyleyecek, direnecek durumda olmayan (kimse).
* Herhangi bir nedenle, kendisini bir kimsenin dediklerini yapmaya borçlu sayan.
Örnek: O adamdan borç para aldığı için boynu eğri, bu yüzden yaptığı kötülüklere ses çıkaramıyor.
Örnek 2: Niçin ona karşı boynun eğri?
Boynu kıldan ince olmak deyiminin anlamı
* Doğru ve haklı yargı karşısında verilecek her cezaya razı olmak.
örnek: Sen bu dediğimi yap, zararlı çıkarsan boynum kıldan incedir.
Örnek 2: Gerçek adaletin karşısında boynum kıldan incedir.
Örnek 3: Haklı olduğum anlaşılacaktır, yoksa boynum kıldan ince.
Boynuna almak deyiminin anlamı
bir şeyi, borç ya da ödev olarak üstlenmek.
örnek: Kaç paraysa ben boynuma alıyorum, yaptırın.
Boynuna atılmak deyiminin anlamı
* Genellikle suçu, kabahati başkasına yüklemek.
* Sevgi ve ilgisini boynuna sarılarak göstermek.
Örnek: Babası eve gediğinde hemen babasının boynuna atıldı.
Örnek 2: Bayramda küslük olmaz deyip boynuna atılmak istiyorum.
Örnek 3: Herkesin boynuna atılmak, sarılmak, herkesle bağrışıp ağlaşmak istiyordum.
Boynunda kalmak deyiminin anlamı
* Birine iletilmesi kendisinden istenen sözü, selamı ya da parayı iletmediği için üzerinde borç kalmak.
* Bir sözü iletmediği veya birine ödenecek parayı ödemediği için üzerinde borç kalmak.
Örnek: Sana selamı vardı, söylemiş olayım da boynumda kalmasın.
Boynunu bükmek deyiminin anlamı
* Çözümsüz kalarak yetersizliğini anlayıp direnmeyi bırakmak, acmdırıcı bir tavır içine girmek,
* (bir şey, birini) çaresiz bırakmak, güçsüzleştirmek.
* Bir durumu, bir işi ister istemez kabul etmek.
* (bitki) susuzluk, besinsizlik, hastalık gibi nedenlerle canlılığını, dikliğini yitirmek.
örnek: Önümde boyun bükünce, acıdım.
örnek 2: Babasının ölümü onun boynunu büktü.
örnek 3: Bize karşı boyun bükmek zorundadır.
Örnek 4: Bir gün içinde çiçeğim boyun bükmüştü.
Boynunu kırmak deyiminin anlamı
* (genellikle buyruk biçiminde kullanılır) çekip gitmek, savuşmak.
Örnek: Haydi kır boynunu, yoksa kırarlar boynunu!
Boynunu vurmak deyiminin anlamı
Başını kestirmek, başını kestirerek öldürmek.
Örnek: Padişah, vezirin boynunu vurdurmuş.
Örnek 2: Boynunun vurulmasına ramak kala hakkındaki hükmün kaldırıldığını öğrendi ve yer gök onun oldu sanki.
Boynunu vurmak deyiminin anlamı
Başını keserek öldürmek.
Örnek: Cellat hemen boynunu vurmuş.
Örnek 2: Eskiden olsa boynunu vururlardı.
Boynunun borcu deyiminin anlamı
* Yapmayı veya sağlamayı görev veya zorunluluk hissettiği yükümlükler.
* Yapılması gerekli olan görev.
Örnek: Seni sevindirmek boynumun borcu oldu artık.
Örnek 2: Onun eğitim görmesine katkı sağlamak, boynumun borcudur.
Boyun borcu deyiminin anlamı
* Yapmayı veya sağlamayı görev veya zorunluluk hissettiği yükümlükler .
* Yapılması gereken ödev, vecibe.
Örnek: Bu iş boyun borcumuz, elbette yapacağız.
Vebali boynuna olmak deyiminin anlamı
* Bir işin günahını yüklenmek.
* Ben karışmam, sorumluluk sana veya ona düşer anlamında kullanılan bir söz.
Örnek: Vebali boynuna, evine doğru dürüst yiyecek bile almıyormuş.
Örnek 2: Hocam şu adamı susturamadın ya vebali boynuna.
örnek 3: Vebali boynuna, ben üst komşumuzdan şüpheleniyorum.
Örnek 4: Vebali senin boynuna olsun diyerek benimle geldi.
Deveye boynun eğri demişler, nerem doğru ki! demiş deyiminin anlamı
* Baştan aşağı yanlış olan bir iş için söylenir.
* Doğru bir yeri olmayan bir iş için söylenir.
Örnek: Bu iş düzelmez. Deveye “Boynun eğri.” demişler, “Nerem doğru ki!” demiş.
Davul birinin boynunda, tokmak başkasının elinde deyiminin anlamı
* İşi yapan, sorumluluğu yüklenen, bütün yükü çeken falan kişidir ama o işten yararlanan, o işte sözü geçen filan kişidir anlamında söylenir.
* Sorumluluk sahibi gözüken kişi yerine bir başkasının sözünün geçtiği durumlarda kullanılan bir atasözüdür.
Örnek: Dernekte davul Ali’nin boynunda, tokmak Ahmet’in elinde, bunu herkes biliyor.
Boynunu kırmak deyiminin anlamı
Saygı duyulan bir kimse karşısında ayakta iken başı öne bükmek, eğmek.
Örnek: Karşımda boyun kıranlar şimdi karşıma geçti.
Boyun kesmek deyiminin anlamı
* Birini görünce, saygı ve bağlılık gösterisi olarak, başını öne eğmek.
* Selam vermek için başını eğmek.
Boyunduruk altına girmek deyiminin anlamı
Başkasının egemenliği altına girmek, tutsak olmak, emir ve baskı altında yaşamak.
Örnek: Türk milleti için boyunduruk altına girmek, ölüm demektir.
örnek 2: Onun boyunduruğu altına girmiş, sözünden dışarı çıkmıyor.