Nal toplamak deyiminin anlamı
* At, yarışta sonlara kalmak veya sonuncu olmak.
* Herhangi bir alanda geride kalmak.
Örnek: Son iki yarışta, nal toplamaktan başka bir şeyini görmedik.
Örnek 2: Bilimse araştırmalarda nal toplayan üniversitelerimiz var.
Örnek 3: Bu şehirde o okul, başarı yönünden diğer okullara nal toplatır.
At nalı kadar deyiminin anlamı
* Pek büyük (nişan, madalya, elmas, plaka vb. şeyler).
* Nişan, madalya, elmas, plaka gibi göğse takılan şeylerin pek büyük olanları hakkında alay yollu söylenir.
Örnek: At nalı kadar kolyeyi takmış boynuna, herkese gösteriş yapmaya çalışıyor.
Deve nalbanda bakar gibi deyiminin anlamı
Hiç görmediği, bilmediği bir şeye bakar gibi.
Örnek: Ben ders anlatıyorum, o deve nalbanda bakar gibi bakıyordu.
Hem nalına hem mıhına vurmak deyiminin anlamı
* Birbirine zıt olan iki yanı da desteklemek.
* Hem bu yanı hem de öbür yanı desteklemek.
* Tutarsız davranmak.
Örnek: Ben hem nalına hem de mıhına vuran adamlardan korkarım.
Üç nalla bir ata kalmak deyiminin anlamı
* Eline önemsiz bir imkân geçtiğinde büyük işlerin düşüne kapılanlar için söylenen bir söz.
* Eline değersiz ve küçük bir şey geçen kimse, bunu elde etmek istediği çok büyük değerin bir parçası olarak düşünmek.(Alay amacıyla söylenir.)
Örnek: Bak yolda bir nal buldum, geriye üç nalla bir ata kaldık.
Örnek 2: Birader arabanın dört lastiğini verdi, ihtiyacım üç nalla bir ata kaldı.
Nal deyip mıh dememek deyiminin anlamı
Bir düşüncede direnmek.
Örnek: Sayın Bakan, nal diyor mıh demiyor, istifanın lafını bile etmiyor.
Örnek 2: Nal deyip mıh demiyor, illa o ağaçları kesecekmiş.
Nalları dikmek deyiminin anlamı
Argo, hayvan veya hayvana benzetilen kişi ölmek.
Örnek: Bizim eşek çoktan nalları dikti.
Yok devenin nalı deyiminin anlamı
* Çok abartılı bir söz karşısında kullanılan bir söz.
* Daha neler, çok abartıyorsun, bu sözlere inanmam anlamında, söylenenlere inanılmayacağını anlatmak için kullanılır.
Örnek: Yok devenin nalı, gerçekten seni kovaladı mı?
Örnek 2: Yok devenin nalı, bir günde o kadar para mı kazandın?
Örnek 3: İki saatte yetişeceklermiş, yok devenin nalı!