Baş köşeye kurulmak deyiminin anlamı
* En büyük ve saygın kişiye ayrılan yere hak etmeden oturmak.
* Saygın kişilere ayrılan yere oturmak.
* Saygın olmadığı hâlde saygın kişiler için ayrılmış yere oturmak.
Örnek: Salonda başköşeye kurulunca, herkes tepki gösterdi.
Örnek 2: Adam akıllı bol entarisinin eteklerini savurta savurta geldi, baş köşeye kuruldu (A.İlhan)
Köşe bucak deyiminin anlamı
* Göz önünde olmayan, göze çarpmayan, önemsiz yer.
* Nerede olduğunu kimseye söylemeden o bölgeden uzaklaşmak ve kendisini bulmalarını istemeyenler için söylenir.Çeşitli nedenler ile saklanmak yada yer değiştirmek.
Örnek: Babasını görünce köşe bucak kaçtı.
Örnek 2: Doktorun hanımı da Nadir Hanım’a evin köşesini bucağını göstermeye başladı. (M. Ş. Esendal)
Başköşe deyiminin anlamı
* Bir yerde en büyük ve saygın kişinin oturduğu yer.
* Saygı duyulan, önder sayılan büyüklerin oturması için ayrılan yer.
Örnek: Baş köşeye oturmak onun her zaman hakkıdır.
Örnek 2: Baş Köşe Babamın Yeridir.
Aklının bir köşesine yazmak deyiminin anlamı
İleride hatırlamak üzere belleğine almak.
Örnek: Çok pişman olacaksın, bunu aklının bir köşesine yaz.
Aklının köşesinden geçmemek deyiminin anlamı
* Hiçbir zaman düşünmemek.
* Bir konuyu hiç düşünmemiş olmak.
Örnek: Seninle karşılaşacağım aklımın köşesinden geçmemişti.
Bekle yârin köşesini! deyiminin anlamı!
* Yakında gerçekleşeceği beklenmeyen umutlar için söylenen bir söz.
* Gerçekleşeceği sanılmayan beklentiler, umutlar karşısında alay yollu söylenir.
Bir köşeye atılmak deyiminin anlamı
* Terk edilmek, ilgilenilmemek, kendi kaderine terk edilmek.
* Artık kullanılmaz olmak, artık önem verilmez olmak, gözden düşmek.
Bir köşeye çekilmek deyiminin anlamı
* Hiçbir işe karışmayarak yaşamak.
* Çevreyle olan ilişkisini keserek yaşamak.
Örnek: Emekli olduktan sonra bir köşeye çekilmişti.
Bir köşeye koymak
Saklamak, biriktirmek.
Bir köşeye oturmak deyiminin anlamı
Gelin olmak, evlenmek.
Örnek: Sen de bir köşeye oturdun artık.
Bir köşeye atmak deyiminin anlamı
Gerektiğinde kullanılmak için bir yere koymak.
Örnek: Bu pilleri bir köşeye at, gerekirse kullanırız.
Örnek 2: Şu ayakkabıları bir kenara atın da dursun.
Ciğerimin köşesi deyiminin anlamı
* Çok sevdiğim.
* Çok sevgili evladım.
Örnek: O, hala benim ciğerimin köşesidir.
Örnek 2: Tüm mirasımı ciğerimin köşesine bırakmaya karar verdim.
Dünyanın kaç köşe olduğunu öğrenmek deyiminin
* Dünyada ne gibi güçlükler olduğunu bildirmek (anlamak), insanın başına neler gelebileceğini öğretmek veya öğrenmek.
* Dünyada insanın başına neler gelebileceğini öğrenmek, güçlüklerle karşılaşmak, hayat tecrübesi kazanmak.
Örnek: Elbet sen de bir gün, dünyanın kaç köşe olduğunu öğreneceksin.
Örnek 2: Çalışmaya başlayınca, dünyanın kaç köşe olduğunu öğrenirsin.
Örnek 3: Evlenip yuva kurduğunda, dünyanın kaç köşe olduğunu öğrenirsin.
Kendi köşesinde yaşamak deyiminin anlamı
Yalnız başına yaşamak.
Örnek: Annesi yıllardır kendi köşesinde yaşamaya devam ediyor.
Kıyıda köşede kalmak deyiminin anlamı
Göze çarpmayan bir yerde unutulmuş olmak.
Örnek: Gözüm sürekli kıyıda köşede bir şeyler satan insanları arar.
Örnek 2: Kıyıda köşede kalmış eşyalarımı almaya geldim.
Köşe kapmaca oynamak deyiminin anlamı
* Her tarafa yayılmak.
* Darmadağın olmak.
* Biri, başkasına gidip onu bulamadığı sırada o kişi de kendisinin bulunduğu yere gelip bulamamak, böylece birbirini arayıp durmak.
Örnek: Burada buluşacaktık, bir saattir köşe kapmaca oynuyoruz.
Örnek 2: Odama arı girdi, arıyla köşe kapmaca oynuyoruz.
Köşe tutmak deyiminin anlamı
* Karışmak, kendini belli etmek, görünmek.
* Geçişi engellemek vb. için sokağın köşelerini ele geçirmek.
* En etkili ve yetkili bir makamda bulunmak ya da en önemli yeri ele geçirmek.
Örnek: Babam da bu olayda kendine bir köşe tuttu.
Köşebaşını tutmak deyiminin anlamı
Etkili olabilecek en önemli makamda bulunmak veya o yeri ele geçirmek.
Örnek: O partinin adamları köşebaşını çoktan tutmuş.
Köşede bucakta kalmak deyiminin anlamı
İlgisizlikten gözden uzakta bulunmak.
Örnek: Düğüne gittik ama, köşede bucakta kalmaktan kurtulamadık.
Bir köşeye çekilmek deyiminin anlamı
* Toplumdan kaçıp hiçbir şeyle ilgilenmeyerek tek başına yaşamak.
* Çevreyle olan ilişkisini keserek yaşamak.
Örnek: Emekli olduktan sonra bir köşeye çekilmişti.
Köşeyi dönmek deyiminin anlamı
* Hiçbir çaba göstermeden kısa sürede zengin olmak.
* Kısa yoldan ve büyük bir emek harcamadan sosyal ve ekonomik güç edinmek.
Örnek: Dolar fırladı, doları olan köşeyi döndü.
Örnek 2: Bir reklam filmiyle köşeyi döndü.
Örnek 3: Partinin adamı olunca, kısa sürede köşeyi döndü.
Örnek 4: Birader köşeyi döndü, biz hala köyde çiftçilikle uğraşıyoruz.