Tepesinden kaynar sular dökülmek deyiminin anlamı
* Kötü bir haberi duyduğu için çok üzülmek, ne yapacağını bilemez duruma gelmek.
* Üzücü bir durumun verdiği sıkıntıyla ter içinde kalmak.
Örnek: Nazmiye”nin tepesinden sanki kaynar sular döküldü, yooo … dedi. (O. Kemal)
Örnek 2: Yalan söylediği anlaşılınca tepesinden kaynar sular döküldü.
Tepesinde havan dövmek deyiminin anlamı
Üst katta oturan biri, gürültü yaparak alt kattakini rahatsız etmek.
Örnek: Gençler dün gece tepemizde havan dövdüler.
Örnek 2: Komşunun tepesinde havan dövmeyelim, biraz sessiz olun.
Örnek 3: Tepemde havan dövmeyi kesin artık, yarın işe gideceğim.
Tepesinin tası atmak deyiminin anlamı
* Birdenbire çok sinirlenmek.
* Birdenbire çok öfkelenmek, sinirlenmek, kızmak.
Örnek: Tepesinin tasını attırmışlar ki bağırıyor.
Örnek 2: Babamın tepesinin tası atarsa karışmam.
Örnek 3: Dengesiz dengesiz konuşup tepemin tasını attırma.
Tepetaklak etmek deyiminin anlamı
Birinin toplumsal veya ekonomik durumunu bozmak.
Örnek: Sen bizim hayatımızı tepetaklak ettin.
Örnek 2: Mirasçılar, koskoca şirketi iki yılda tepetaklak etti.
Örnek 3: Dikkatli olun, sizi tepetaklak etmeye çalışıyorlar.
Tepetaklak gitmek (yuvarlanmak) deyiminin anlamı
Hızlı bir biçimde toplumsal ve ekonomik durumu bozulmak.
Örnek: Dolar yükselince şirketi de tepetaklak gitti.
Örnek 2: Karıştığı olaylar sonrası futbol kariyeri tepetaklak gitmişti.
Örnek 3: Hareketlerine dikkat et, yoksa tepetaklak gidersin.
Tepetaklak olmak deyiminin anlamı
Toplumsal ve ekonomik durumu bozulmak.
Örnek: Bir trafik kazası adamın hayatının tepetaklak olmasına yol açtı.
Örnek 2: İşlerin tepetaklak olmak üzere olduğunu fark ettim.
Tütünü tepesinden çıkmak deyiminin anlamı
* Bir acının, sıkıntının ateşiyle yanıp kavrulmak, çok üzülmek.
* Kızmak.
Dumanı tepesinden çıkmak deyiminin anlamı
Bir acının ateşiyle yanıp tutuşmak.
Örnek: Ayağına çivi batmış, dumanı tepesinden çıkıyor.
Tepeden bakmak deyiminin anlamı
Küçük görmek, küçümsemek, kendini üstün görmek.
Örnek: Bilakis amele olmayanlara karşı tepeden bakar, onları bir ağacın üstündeki mantarlar gibi görür. (N. Hikmet)
Örnek 2: İnsanlara tepeden bakmayı bırak artık, aciz bir varlık olduğunu düşün.
Tepe tepe kullanmak deyiminin anlamı
* Sağlamlığına güvenilen şeyleri yıpranacağını düşünmeden, esirgemeden, sakınmadan hoyratça kullanmak.
* Yıpranacağını, eskiyeceğini düşünmeden, sakınmadan istediği gibi kullanmak.
Örnek: Bu kadar istiyorsan al senin olsun, tepe tepe kullan!
Tepesinde bitmek deyiminin anlamı
* İstenmediği hâlde birinin yanına gelip ayrılmak istememek, türlü isteklerle canını sıkmak, rahatsız etmek.
* Ansızın yanına gelmek.
* Beklenmedik bir anda yanına gelmek.
Örnek: Yolda yürürken tepemde bitti.
Tepesine binmek (çıkmak) deyiminin anlamı
* Genellikle kendinden daha güçsüz kimseleri ezmek, kötü davranmak.
* Şımarıklığı sebebiyle her istediğini yapmak, yaptırmak.
Örnek: Böyle kız gibi nazik bir zabiti askerler sayarlar mı? Askerlerimiz tepenize çıkıyordur, nedir? (R. N. Güntekin)
Örnek 2: Düşmanların tepesine binmek boynumuza borç oldu.
Örnek 3: O çocuk babasının tepesine çıkar, yine istediği oyuncağı aldırır.
Birinin tepesine dikilmek deyiminin anlamı
* Başına dikilmek.
* Birinin yanından uzaklaşmamak, onu denetim altında bulundurmak.
* Bir işi yaptırmak için yanında ayakta durmak.
* Bir şeyin yanında ve ayakta beklemek.
Örnek: Hırsızın tepesine dikilen iki jandarma dikkatle onu izliyordu.
Örnek 2: Oğlumun tepesine dikilip, ödevini bitirmesini bekledim.
Örnek 3: Herkes kediciğin tepesine dikilmiş, şaşkın şaşkın bakıyordu.
Cinleri tepesine çıkmak deyiminin anlamı
Çok kızmak.
Örnek: Gidip oyunu seyretmiş. Seyretmiş ama, bütün cinleri de tepesine çıkmış, ağızlarının payını vermiş. (N. Meriç) Örnek 2: Biraz fazlaca gülsen, bir parça kısa giysen cin tepesine biniyor. (O. Kemal)
Örnek 3: Annenin cinleri tepesine çıkmadan susun.
Dere tepe düz gitmek deyiminin anlamı
Engelleri aşarak gitmek.
Örnek: Gece boyunca kırlarda yürüdü, dere tepe düz gitti ve bir dağın eteğine geldi. (İ. O. Anar)
Dereden tepeden konuşmak deyiminin anlamı
* Gelişigüzel konuşmak, rastgele konular üzerinde konuşmak.
* ilgisiz şeylerden söz etmek.
Örnek: Kahveler içilip dereden tepeden konuştuktan sonra yataklara kavuştuk. (O. Kemal)
Örnek 2: Mehmet’i yolda gördüm, dereden tepeden konuştuk işte.
Tepesi üstü deyiminin anlamı
Başı yere gelmek üzere, tepetaklak.
Örnek: Çocuk sandalyeden tepesi üstü düşmüştü.
Tepesinde değirmen çevirmek deyiminin anlamı
Üst katta oturan, gürültü yaparak alt kattakini rahatsız etmek.
Örnek: Gençler dün gece tepemizde değirmen çevirdiler.
Örnek 2: Komşunun tepesinde değirmen çevirmeyelim, biraz sessiz olun.
Örnek 3: Tepemde değirmen çevirmeyi kesin artık, yarın işe gideceğim.
Tepeden tırnağa süzmek deyiminin anlamı
Herhangi bir sebeple birine dikkatlice bakmak.
Örnek: Çocuk, onu tepeden tırnağa şöyle bir süzüp üstü peçeteyle örtülü bir tabak uzattı. (E. Şafak)
Tepesi aşağı gitmek deyiminin anlamı
İşleri bozulup büyük zarara uğramak.
Tepesi atmak deyiminin anlamı
Birdenbire büyük bir öfkeye kapılmak, çok kızmak, öfkelenmek.
Örnek: O sırada babalığını anımsıyordu kötü bir düşü anımsarcasına ve kızgınlıktan tepesi atıyordu. (M. Uyguner)
Örnek 2: Tepesi atar atmaz salondakileri dışarı çıkardı.