Merak sarmak deyiminin anlamı
Bir şeyi edinme, yapma veya onunla uğraşma isteğine kapılmak, bir şeye eğilim duymak.
Örnek: Bu adama, her gördüğüm vakit, merhamet ve korku ile karışık bir merak duyuyordum. (R. N. Güntekin)
Örnek 2: Miralay beyimiz, emekli olduktan sonra komisyonculuğa kalkan veya cins tavuk yetiştirmeye merak salan soydan değildir. (H. Taner)
Örnek 3: Bu aralar bizim valide, bilgisayara merak sarmaya başladı.
Merak getirmek deyiminin anlamı
Kara sevdaya tutulmak.
Örnek: Daha bu çocuk yaşta, merak getirmek de neymiş!
Meraka düşmek deyiminin anlamı
* Meraklanmak.
* Kaygılanmak.
Örnek: Sevecek birini görse bile acaba daha güzeli bulunmaz mı diye meraka düşer. (S. Birsel)
Örnek 2: Hiç meraka düşmüyor musun? Hediyeni açsana.
Örnek 3: Ben şimdi istediklerini alır gelirim, sen meraka düşme.
Meraka sokmak deyiminin anlamı
Meraklandırmak.
Örnek: Sizleri meraka sokmamı aranızda bulunmamın sevincine bağışlayın. (Halikarnas Balıkçısı)
Örnek 2: İnsanı meraka sokmadan söylersen şaşarım zaten.
Örnek 3: Bunları beni meraka sokmak için yaptığını biliyorum.
Merakına dokunmak deyiminin anlamı
İlgisini çekmek.
Örnek: Okuduğu kitap merakıma dokundu, alıp biraz inceledim.
Örnek 2: Merakına dokunmuş olmalı ki, gelip konuşmalarımızı dinledi.
Merakından çatlamak deyiminin anlamı
* Çok kaygılanmak.
* Bir şeyi öğrenmek isteğini aşırı ölçüde duymak.
Örnek: Rica ederim söyleyiniz, merakımdan çatlayacağım. (Y. K. Karaosmanoğlu)
Örnek 2: Sen geciktin diye, annen merakından çatladı.
Örnek 3: Merakımdan çatlayacağım, acaba sınavdan kaç aldım.
Merakını mucip olmak deyiminin anlamı
İlgisini çekmek.
Örnek: Okuduğu kitap merakımı mucip oldu, alıp biraz inceledim.
Örnek 2: Merakını mucip olmuş olmalı ki, gelip konuşmalarımızı dinledi.
Örnek 3: Zatıalinize bir sualim olacaktı, merakımı mucip oldu da.
Merakını uyandırmak deyiminin anlamı
Merak etmesine sebep olmak, meraklanmak.
Örnek: Kızın en çok merakını uyandıran şey, Hasan’ın yeni kıyafetiydi. (O. C. Kaygılı)
Örnek 2: Çocuğun merakını uyandıran en önemli şey, pastanın nasıl olduğuydu.
Merakta bırakmak deyiminin anlamı
Kaygı içinde bırakmak.
Örnek: Eve vardığınızda arayın, bizi merakta bırakmayın.
Örnek 2: İşten çıkınca anneme uğra, kadını merakta bırakma.
Merakta kalmak deyiminin anlamı
Kaygı içinde olmak.
Örnek: Sana telefonla ulaşamayınca, merakta kaldım.
Örnek 2: Sen çok gecikince, hepimiz merakta kaldık.
Meraktan çatlamak deyiminin anlamı
* Çok kaygılanmak.
* Bir şeyi öğrenmek isteğini aşırı ölçüde duymak.
Örnek: Sen geciktin diye, annen meraktan çatladı.
Örnek 2: Sen uslu durmazsan söylemeyeceğim, meraktan çatla.
Meraktan ölmek deyiminin anlamı
Çok kaygılanmak.
Örnek: Bir saattir kapıyı çalıyorum, açmayınca meraktan öldüm oğlum.
Örnek 2: Çok şükür gelebildin, bir saattir meraktan öldüm burada.