Dolu bardak su almaz
Bilinmeli ki, her insanın kaldıracağı, taşıyacağı bir yük vardır. Eğer bu yükten fazlası kendisine yüklenir ve taşıması istenirse verimli bir sonuç da umulmamalıdır. Çünkü gücünün üstündeki bir yükün altından yıkılıp kalması, çöküp ezilmesi kaçınılmazdır. Bu bakımdan her kişiye ancak yapabileceği bir işi yüklemek lâzımdır.
Yemeyenin malını yerler, üstüne bir bardak su içerler
Kimi cimri kimseler para ve mallarını biriktirirler ama harcamaya, yemeye bir türlü kıyamazlar. Ne var ki, onların kıyıp da faydalanamadığı bu para veya malı sağlığında, gücünün yetmediği kişiler; öldüğünde de mirasçıları bir güzel yer. Bu bakımdan, insan kazandığını sağlığında yemesini bilmelidir.
Amasya’nın bardağı, biri olmazsa biri daha
Ele geçirilmeyen veya kaçan bir şeye üzülmek boştur, çünkü her zaman benzeri sağlanabilir.
Taze bardağın suyu soğuk olur
İnsanın hayatına giren yeni eşyalar ve dostlar insana hoş gelir, hayatına neşe katar.
DEYİMLER
Bir bardak suda fırtına koparmak deyiminin anlamı
* Çok küçük ve önemsiz bir şeyi çok büyük sorun hâline getirmek.
* Çok basit, küçük, önemsiz bir şeyi büyütüp içinden zor çıkılır bir olay hâline getirmek.
* En ufak yanlışa takılmak.
* Önemsiz bir konuyu gereğinden fazla büyüterek problem hâline getirmek. Küçük bir olayı, sorunu gürültü yaparak büyük bir olay hâline getirmek.
* Basit, önemsiz bir şeyi çok büyüterek, bir olay haline getirmek, mesele yapmak.
Örnek: Bir bardak suda fırtına koparmayı bırak artık, mendilini yaktıysa evi de yakmadı ya!
Örnek 2: Amma büyüttün, bir bardak suda fırtına koparıyorsun.
Bardaktan boşanırcasına yağmak deyiminin anlamı
Çok şiddetli yağmur yağmak.
Örnek: Birden bardaktan boşanırcasına yağmaya başladı.
Örnek 2: Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor, biraz bekleyip öyle çıkalım.
Eski çamlar bardak oldu deyiminin anlamı
* Eskiden olan bazı şeylerin unutulup, yok olması, değeri kalmamak.
* Şartlar değişti (devir değişti), eski durumların, tutumların bir önemi kalmadı.
* Daha önce olanlardan eser kalmadı. Eski durumlar değişti. Devir değişti.
Üstüne bir bardak su içmek deyiminin anlamı
* Kaybını kabullenmek.
* Bir işten umut kesmek, olacağına inanmamak, o işten vazgeçmek. Alacağı parayı elde etme umudunun bulunmadığına işaret eder.
Örnek: Verecek mi? Sen o paranın üstüne bir bardak soğuk su iç!
Örnek 2: Aldığın bu sınav sonucunun üstüne bir bardak su iç.
Bardağı taşıran son damla deyiminin anlamı
Sabır tüketen aşırı davranış veya durum.
Örnek: Yaptığın bu hata, bardağı taşıran son damla oldu.
Örnek 2: Bardağı taşıran son damladan sonra sert tepki aldı.
Bardağı taşırmak deyiminin anlamı
Sabretme gücünü tüketmek.
Örnek: Bir de hakaret etmeye başlayınca bardağı taşırdı.
Örnek 2: Kardeşine dikkat et, bardağı taşırmak üzere.
Bir bardak suda fırtına koparmak deyiminin anlamı
Çok basit, küçük, önemsiz bir şeyi büyütüp içinden zor çıkılır bir olay hâline getirmek.
Örnek: Bir bardak suda fırtına koparmayı bırak artık, mendilini yaktıysa evi de yakmadı ya!
Örnek 2: Telefonu düşürdü diye bir bardak suda fırtına koparmanın anlamı yok.
Bardağı taşırmamak deyiminin anlamı
Sabretme gücünü tüketmemek, hatalı bir davranışta fazla ileri gitmemek.
Örnek: Kendine dikkat et! Bardağı taşırmamaya çalış.
Örnek 2: Bardağı taşırmamak için çenemi kapattım.