Yalancının evi yanmış, kimse inanmamış
* Yalan söylemeyi huy edinmiş kimselere kolay kolay kimse inanmaz. Kişilerin yalancı hakkındaki bu kanıları öyle pekişir ki, yalancının sözleri gerçeği yansıtsa bile onun bu sözlerine kimse inanmaz.Öyle ki bir gün evinde yangın çıksa da evim yanıyor, imdat! diye bağırsa, inanıp yardıma koşan olmaz.
* Yalan söylemek çirkin ve günahtır. Fakat yalan söylemeyi adet haline getirmek daha tehlikelidir. Yalan söylemeyi adet edinen kişinin sözlerine kimse inanmaz. Öyle ki bir gün evinde yangın çıksada “imdat, evim yanıyor!” diye bağırsa, inanıp yardımına koşan olmaz. Çünkü onun daha önce yalan söylediği çok görülmüştür.
* Yalan söylemeyi adet edinen kişinin sözlerine kimse inanmaz. Öyle ki bir gün evinde yangın çıksa da evim yanıyor, imdat! diye bağırsa, inanıp yardıma koşan olmaz.
Yalanın dibi kıldır başı dağ
Ciddiye almadığınız bir yalan başlangıçta basit gibi görünür, ancak zamanla söylediğiniz bu yalan yüzünden, çok daha büyük sıkıntılara girersiniz. Yani yalan söyleyerek herşeyi geçiştiremezsiniz.
Yalanı söylemeli amma, doğru yanında titremeli
O kadar ustalıkla yalan söylemeli ki, doğru olduğu zannedilsin anlamına gelir. Ama kesinlikle yalan söylememek gerekir. Çünkü yalan söylemek dinizmizde haramdır, günahtır.
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar
* Yalancı bir kimsenin söylediği söz yalan ise durum çok geçmeden anlaşılır ve söyleyenin yalanı ortaya çıkar. Çünkü namı yalancı olarak bilindiğinden yaptığı her iş, söylediği her söz araştırılır. (Sanki onun mumu bile yalancıdır ve hava kararmaya başladıktan az sonra tükenip söner.)
* Yalanı uzun süre doğru diye yutturmak mümkün değildir. Bir kimsenin söylediği söz yalan ise durum çok geçmeden anlaşılır ve söyleyenin yalancı olduğu ortaya çıkar. Ayrıca hayatını yalancılık üstüne kurmuş kişiler, yalanlarına destek olacak tedbirler alır ve bunun için bir çok masraf yapmaktan çekinmezler.
* Yalancıların yalanları çok geçmeden ortaya çıkar. Yalancı, söylediği sözlerle gerçekleri saklayarak başkalarını aldatmaya çalışandır. Yalanın da karşıtı, gerçektir. Gerçeği uzun bir süre saklamaya kimsenin gücü yetmez. Çünkü insan gerçekler içinde yaşamak istediği için, saklanan gerçekleri er geç ortaya çıkarmak için çalışır, çabalar. Sonunda gerçeği bulur ve gerçeği, yalanlarıyla saklamaya kalkanları ortaya koyar. Tıpkı atasözümüzde olduğu gibi. Yalancının mumu, yalan olan bir mumdur. Gerçek mumun görevini yapmaz. Yani karanlıkları aydınlatmaz. Yalancının yalan mumu da kendisine ihtiyaç duyulacağı yatsı zamanı kendisinden beklenen görevi yapmayınca, gerçek olmadığı anlaşılır.
Yalancı kim? işittiğini söyleyen
* İnsanlar her duyduklarını, doğrulamadan başkalarına söylememelidirler.
* Her insan duyduğuna inanır ve bunu önüne gelene söylerse bilmeyerek bir yalana ortaklık etmiş olur. Bundan dolayı bir kimse, her işittiğini, doğruluğuna tam olarak kanaat getirmeden başkasına anlatmamalıdır. İşittiği şey doğru değilse yada ağızdan ağıza geçerken değişikliğe uğramışsa bu kendinin uydurduğu bir yalan sayılır.
* Kişi, her işittiğini, doğrulamadan, başkasına anlatmamalıdır. İşittiği şey doğru değilse, ya da ağızdan ağza geçerken değişikliğe uğramışsa, bu kendisinin uydurduğu bir yalan sanılır.
Sevda geçer yalan olur sonra sokar yılan olur
* Tutku hâlini almış aşırı sevgi, başlangıçta sevenleri birbirine bağlayan güçlü bir bağdır. Karşılıklı sevgi bittiği anda bu bağ kopar; tutkuya dönüşmüş olan sevgi de kısa zaman sonra yerini karşıtı olan nefrete bırakır, taraflara büyük zarar verici odak hâline gelir.
* Sevda ateşi sevgilileri önce kaynaştırır; bir süre sonra söner. Öyle ki başta en büyük mutlulukkaynağı sayılırken, sonra en büyük rahatsızlık etkeni olur.
Ramazanda yalan söyleyenin yüzü bayramda kara olur
* Hayatta her zaman doğru olmalı, doğru davranılmalıdır. Yalan söylemek, belki bir zaman için etrafımızdaki kandırmamıza neden olur. Ama gelişen olaylar, söylenen yalanı bir gün mutlak surette açığa çıkartır.
* Hiçbir şey uzun süre gizli kalamaz. Bir sözün yalan olduğu, bir ödevin yapılmadığı, bir süre sonra gerçekleşen olaylarla anlaşılır. O zaman yalan söyleyen, yada görevini yapmamış kimse, utancından hiç kimsenin yüzüne bakamaz olur. Ramazan ayında oruç tutmayan kimse, bu ibadeti yerine getirenlerin hakettikleri bayramda bir eziklik, bir burukluk hisseder.
Dünya tükenir yalan tükenmez
* Dünyada yalancıları saymak mümkün değildir. Yalancıların çokluğu, yalanın hemen her yerde barınmasına imkân hazırlamıştır. Yalanın ortadan kalkması, insanların yalan söyleme alışkanlıklarından vazgeçmeleriyle mümkündür. Ancak bu da çok zordur, dolayısıyla yalan sürüp gidecektir.
* Dünyada hadsiz, hesapsız yalancı vardır. Bunları huylarından vazgeçirmek de olanaksızdır.Yalan, yeryüzünü öyle sarmıştır ki kıyamet kopsa ona bir şey olmaz.
* İsteklisi için yalan uydurmak o kadar zor birşey değildir. Hemen her konuda yalan söylemek ve bunları birbiriyle irtibatlandırmak mümkündür. Bundan dolayı dünyada haddiz, hesapsız yalancı vardır. Bunları huylarından vazgeçirmekte imkansızdır. Yalan, yeryüzünü öyle sarmıştır ki kıyamet kopsa ona birşey olmaz.
Çok söz yalansız çok mal haramsız olmaz
* İnsan gevezelik edip boş boş konuşmamalıdır. Çok konuşanın sözleri arasında muhtemelen yalan bulunur; haksız yollardan bol kazancın içinde yasadışı elde edilmiş para bulunduğu gibi. İnsan para hırsına kapılırsa haram, helal demeden kazanç için her yola yönelir.
* Çok konuşanın sağlıklı görüş ve düşüncede olduğu söylenemeyeceği gibi çok malın da sağlıklı elde edilebileceği savunulamaz.
* Çok konuşan kişilerin sözleri arasında gerçek dışı olanlarla, düş ürünü olanlar bulunduğu gibi ; bir kimsenin ölçüsüz oranda bulunan malları arasında dürüstlükle kazanılmamış olanlar da bulunabilir.
Arefe günü yalan söyleyenin bayram günü utanır
* Yalan bir söz söylenildiğinde bu sözün yalan olduğu genellikle bir süre sonra anlaşılır ve söyleyen, topluluk içinde utanılacak bir duruma düşer.
* Yalancılık bir meslek değildir ve acizlerin kolayca başvurduğu bir yoldur. Bu insanların kısa zaman içinde mutlu olacakları zaman söyledikleri bir yalan, mutlu günlerinde onlara hezimet olarak döner ve tüm foyaları ortaya çıkarak ellerindekilerden olurlar.
* Bir sözün yalan olduğu çabuk anlaşılır ve söyleyen, topluluk içinde utanılacak bir duruma düşer.
Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar
* Kişinin derdini ve acısını yürekten paylaşan tek varlık annedir. Hiç kimse ona annesi kadar içten ve samimi duygularla üzülmez. Başkalarının üzülmesi göstermelik, geçici ve yüzündedir.
* İnsanlara dünya hayatında her daim ağlayacak tek varlık annesidir. Çocukları için ömrünü verir anneler. Evladının başına bir hal geldiğinde hiç bıkmadan, hiç usanmadan üzülür. El gibi kısa sürmez, unutmaz. Sevinçleride aynı şekilde olan anneler, evlatlarının başarılarını yıllarca unutmaz, sürekli anar, sürekli bunun için büyük bir sevinç yaşar.
Dünya tükenir, yalan tükenmez
Dünyada yalancıları saymak mümkün değildir. Yalancıların çokluğu, yalanın hemen her yerde barınmasına imkân hazırlamıştır. Yalanın ortadan kalkması, insanların yalan söyleme alışkanlıklarından vazgeçmeleriyle mümkündür. Ancak bu da çok zordur, dolayısıyla yalan sürüp gidecektir.
Zan, hatıranın yalanıdır
Zan, doğruluk ve kesinlikten uzak bir görüştür. Bir şey hakkında karar verirken zanlarımıza göre hareket etmemeliyiz, çünkü yanlış zanna kapılabiliriz.
Yaz yalan, kış gerçek
Yaz mevsimi güzeldir, güzel olan şeyler gibi çabuk geçer. Yazın yaşam koşulları kolaydır. Kış mevsiminin ise, güç koşullar içinde geçtiği bir gerçektir. Kışın yaşam koşulları ağırdır. Karşılaştığımız çeşitli olaylarda da bu durum söz konusudur. Kimi gelip geçici olaylar üzerinde durulmaz. Ancak kimi olaylar vardır ki, insan bütün dikkatini ve gücünü buna yöneltmek zorundadır.
Yalancının ipi kısa olur
Yalan söyleyen, etrafındaki kişileri aldatan insanların yalancı oldukları er ya da geç ortaya çıkar, uzun sürmez.
Ardıcın közü olmaz, yalancının sözü olmaz
Ardıç ağacının odunu kor olmaz, çabuk yanar geçer, kül olur. Yalancının sözü de böyledir; onun söylediklerine itibar edilmez, güvenilmez.
El eliyle yılan tut, onu da yalan tut
* İnsan önemli işlerini kendisi görmelidir. Başkalarına yaptırılan iş istenildiği gibi sonuç vermez.
* Bir kişi, başkasına yaptıracağı işin tehlikeli olmasına ve zorluğuna bakmadan sonuç almak ister.
Yalanın kemiği yok ki boğazına bata
Bir sözün söylenmesini engellemek mümkün değildir. Bu söylenilenler yalan bile olsa.
Perşembe günü yalan söyleyenin, Cuma günü yüzü kara çıkar
Gerçeği yalanla kapatmak mümkün değildir. Bu bakımdan kişi yalan söyleyerek işlerini uzun süre yürütemez. Söylediğinin yalan olduğu, asıl meselenin mahiyeti çok geçmeden anlaşılır ve gerçek ortaya çıkar; işte o zaman, yalan söyleyerek işlerini yürüten kimse de utanır; kimsenin yüzüne bakamaz olur.
El eliyle yılan tutan, yarısını yalan tutar
İnsan önemli işlerini kendisi görmelidir. Başkalarına yaptırılan iş istenildiği gibi sonuç vermez.
Bir yalanı kırk doğruya saklarlar
Bazı kişiler için yalan söylemek sıradanlaşmıştır. Utanmadan, sıkılmadan rahatça yalanları sıralarlar. Söyledikleri yalanlara inandırıcılık katmak için aynı zamanda doğruları da söylerler. Doğru yanlış karıştığı için yalan da kolay kolay açığa çıkmamış olur.
Arife günü yalan söyleyenin, bayram günü yüzü kara çıkar
Yalan bir söz söylenildiğinde bu sözün yalan olduğu genellikle bir süre sonra anlaşılır ve söyleyen, topluluk içinde utanılacak bir duruma düşer, saygınlığını yitirir.
Çok mal haramsız, çok laf yalansız olmaz
* Yapılan işe göre kazanılabilecek para miktarı az çok bellidir. Bu nedenle beklentinin üzerinde para elde eden kişiden şüphe edilir, yasal olmayan kazanç elde ettiği düşünülür. Zaten insan para hırsına kapılırsa, helal haram demeden kazanmak için her yola sapar.
* Akıllı bir insan kısa ve öz konuşur, gevezelik edip boş boş konuşmak doğru bir davranış değildir. Çünkü çok konuşanın sözleri arasında muhtemelen yalan da bulunur.
Yalancıyı kaçtığı yere kadar kovalamalı
Bir kimsenin yalanını ortaya çıkarabilmek için, söylediklerine karşı çıkmayıp sonucu beklemek gerekir. O zaman yalancılığı ortaya çıkacaktır. Söylediklerinin yalan olduğunu o da görecektir.
Yalancı, topaldan kolay tutulur
Söylenen yalanlar kısa süre sonra ortaya çıkar. Yalanı söyleyen kişi yalanıyla yüzleşmek zorunda kalır.
Ana yılan, sözü yalan, karı çiçek, sözü gerçek
Annesine fazla değer vermeyen, onu küçümseyen, karısını anlamsız bir tutkuyla delicesine seven ve anasıyla karısı arasındaki geçimsizlikte anasını haksız bulan oğulun yargılarıdır bunlar.
Dervişe ”Bağdat’ta pilav var” demişler. ”Yalan değilse ırak değil” demiş
Bir şeye çok istekli ve hevesli olan kimse, o şeyi elde etmedeki zorlukları önemsemez. Bu uğurda her türlü güçlüğe katlanmayı göze alır.
Kancık yalanmadan, erkek dolanmaz
* Kendisinden çıkar elde etmek isteyenlere yakınlık gösterip, umut veren kişi, çıkarı olan kişinin planlarının hedefi olur. Bu nedenle her konuda en yakınlarımıza bile mesafeli olmalı, kimseye boş yere umut vermemeliyiz.
* Dişi umut vermediği sürece, erkek dişiden bir beklenti içine girmez.
Yalan parayla alınmaz
Dünyada hemen herkes yalan söyleyebilir. Masumane söylenmiş şakalardan, ciddi sonuçlar doğuran yanıltmalara varasıya dek yalanı herkes kullanır. Parayla alınmadığı için pek çok kişi yalanı bol keseden harcar. Hayatları yalan üzerine kurulmuş nice insanlar da vardır. Ancak unutulmamalıdır ki yalancı lakabı kötü bir lakaptır ve insanlar hiçbir yalancıyı sevmezler. (İ. Pala)
Mal da yalan mülk de yalan, var biraz da sen oyalan
Dünya hayatı belirli bir süreden ibarettir, gelip geçicidir, mala mülke fazla değer vermemek gerekir.
Yalanın dibi kıldır, başı dağ
Ciddiye almadığınız bir yalan başlangıçta basit gibi görünür, ancak zamanla söylediğiniz bu yalan yüzünden, çok daha büyük sıkıntılara girersiniz. Yani yalan söyleyerek herşeyi geçiştiremezsiniz.