Oğlan dayıya kız halaya çeker
* Oğlan çocuğu genlerin tesiri ile dayıya, kız ise halaya çeker, onun hareket ve tavırlarını alır. (Halk arasında yapılan bir yorumdur).
* Oğlan çocuğun yüzü de, huyu da dayısına, kız çocuğununki ise halasına benzer.
* Soyaçekim, bazı biçim özellikleri ile huyların kuşaktan kuşağa sürüp gitmesidir. Her doğan çocuk, anne ve babasının soyuna ait bazı özellikleri kendinde taşır. Bilimsel olarak kesin bir kural olmamakla birlikte, genelde oğlan çocukların, dayılarının biçim ve huy özelliklerini, kız çocuklarının da halaya ait biçim ve huy özelliklerini gösterdikleri görülmektedir. Biçim özellikleri olduğu gibi sürüp gitmekle beraber, huy özelliklerinin çevre, alman eğitim ile değişikliğe uğraması mümkün olabilmektedir.
Katıra baban kim demişler dayım attır demiş
* Kişi kusurlu yanının açığa çıkmasını istemez, bunu gizlemeye çalışır. Sadece iyi yanıyla görünmeye ve övünmeye gayret eder.
* Aşağılık duygusu içinde bulunan kişi, kendisini olduğu gibi göstermeye utanır da kötüyönünü gizler, sadece iyi yönüyle övünür.
* Bazı yönlerden yetersiz ve kusurlu olan kimseler, bu yönlerini örtmek için olmadık yollara başvururlar. Bunun gibi, aşağılık duygusu içinde bulunan kimse, kendisini olduğu gibi göstermeye utanır. Bu tür insanlar kötü yönlerini gizler, sadece iyi yönleri ile övünürler.
Köprüyü geçene kadar ayıya dayı demek
* Kişi işini gördürünceye kadar yardım beklediği kimseye dil döker, onu över, ne kadar kötü de olsa onu göklere çıkarır. Ancak işini gördürdükten sonra bu tavrı birdenbire değişir. Karşısındaki kimse, sanki o övdüğü kimse değildir. Kuşkusuz bu tavır iki yüzlü kimselerin tavrıdır ki namuslu insanlar bundan uzaktırlar.
* Yardımına muhtaç olduğumuz değersiz insanlara, yardım süresince katlanmak zorundayız. Kişinin aşağılık diye bilinen kişilere muhtaç olmaması arzu edilir. Ancak bazı anlarda işimizin çözümü böyle kişilerin elinde olabilir. Amacımıza ulaşmamız için böyle kişilerin kötü kişiliklerini yüzlerine vurmamamız gerekir. Aksi bir davranış bize hiçbir şey kazandırmaz. İşimiz sonuçlanana kadar öylelerini oldukları gibi kabullenmeli, hatta gerekirse övmekten geri kalmamalıyız. Bütün bunlara rağmen, onların kötü olduklarını unutmamalı, bir daha onlara muhtaç olmamak için elimizden geleni yapmalıyız.
* Kişi, kendisinden yardım beklediği aşağılık kimseye işi bitinceye kadar “iyisin, hoşsun” diye dil döker. Dikkat edilirse, bu durumda sadece “köprü geçilinceye kadar” normal karşılanır. Yoksa, bir hayatı “köprü” kabul etmek ve “ayıya sürekli” dayı demek doğru değildir. Böyle düşünenlerin çoğunluğu oluşturduğu bir toplum gün gelir, “orman kanunu ile” yönetilir.
Allah şaşırttı mı, dayıya hala dedirtirmiş
* Dünyada rızkı ve nasibi bol kimselere, Allah farklı farklı yollardan kazanç kapısı açar, kullarının kazanç elde etmesini sağlar, bu gibi kişiler ne iş yapsalar başarılı olurlar. Nasibi olmayan insan ise çok basit işleri bile başaramaz, giriştiği her işte zarara uğrar.
* Allah şans ve talih verdiği kullarının başarılı olmasını sağlar, bu gibi kişiler neye ellerini atsalar becerirler, en zorları bile kolaylıkla yaparlar. Talihsiz ve şansız insan ise en basit işleri bile yapamaz, her işten zarar veziyanla ayrılır.
Emmim, dayım hepsinden aldım payım
Bir işe girişirken çevremizdeki en yakın kişilere bile güvenmemeli, kimseden yardım beklememeliyiz. Her şeyi kendi gücümüze göre planlayıp hareket etmeliyiz. Kişiye en yakın akrabalarının bile yardım etmediği yaşanılan örneklerle anlaşılmıştır.
Teyzemin taşağı olsa dayım olurdu
Gerçekçi olmayan, varsayım ve hayali kurgularla gerçekleştirilen planlar bir şey kazandırmaz. Kişi hayalperest değil, gerçekçi olmalıdır.
Eğri ağaca yayım, her gördüğüne dayım deme
Hayatta her gördüğün insana dost olarak bakılmamalıdır. Güler yüzlü davranan nice insanların, menfaatlerine zararı dokunda dostluklarını bırakıverdiklerine her an rastlanır.
Güvenme dayına, ekmek al yanına
Hayat akışı içinde insan türlü olaylarla karşılaşır, güzelliklerin yanı sıra sıkıntılı, zorlu günleri de olur. Dost sandığı birtakım kimseler, çıkarları söz konusu olduğunda o kişiyi kolaylıkla yarı yolda bırakabilirler. Bu bakımdan herkesi dost sanmamalı, yaşanabilecek her sıkıntılı durum için önlemler daha önceden alınmalıdır.
Amcamla dayım, herkesten aldım payım
Bir işe girişirken çevremizdeki en yakın kişilere bile güvenmemeli, kimseden yardım beklememeliyiz. Her şeyi kendi gücümüze göre planlayıp hareket etmeliyiz. Kişiye en yakın akrabalarının bile yardım etmediği yaşanılan örneklerle anlaşılmıştır.
Emmim, dayım kesem; elimi soksam yesem
Kişi, yaşamını kendi kazancıyla sürdürmelidir. Kişinin, başkalarından yardım beklemesi, onlardan gelen yardımlarla yaşamaya çalışması doğru değildir.