İyi evlat babayı vezir kötüsü rezil eder
* İstenilen ve beğenilen nitelikleri taşıyan, yararlı olup iyilik sunan evlâtlar baba ve anne için övünç kaynağı; kötülük yapan, sağlıksız, yararsız ve şerefsiz insanlar da utanç kaynağı olurlar.
* Babaya ün kazandıran da, el içine çıkamayacak bir duruma düşüren de evlatlarının tutumudur. Baba, akıllı, şerefli evladıyla övünür. Kötü, şerefsiz evladından da utanır.
* Babaya itibar kazandıran da, insanların içine çıkamayacak bir duruma düşüren de evlatlarının tutumudur. Baba, hayırlı, iyi evladı ile övünür. Kötü, şerefsiz evladından da utanır.
Evlat ekmeği zindan ekmeği, er ekmeği meydan ekmeği
Bir kadın için babasının, ya da çocuğunun evinde barınıp onların eline bakmak çok sıkıcı ve hoş olmayan bir durumdur. Onun huzurla, mutlulukla yaşayacağı yer, kocasının evi, gönül rahatlığıyla ve istediğince harcayacağı para kocasının parasıdır.
Sade pirinç zerde olmaz, bal da gerek kazana; ata malı tez tükenir, evlat gerek kazana
İnsanlara babasından mal kalır. Ama bu, kişinin o malı iyi kullanacağını göstermez. Hazır yemeye başlanırsa tez zamanda tükenir, biter. Kişi kendine, kendi emeğine güvenmelidir.
Hayırlı evlât neylesin malı, hayırsız evlât neylesin malı
Akıllı ve zeki kişi, babadan kalacak mala, mirasa güvenmez. Kendi alın teriyle hayatını kazanır. Akılsız kişi ise babadan kalan mirasa güvenir, kalan mirası da kısa sürede elden çıkarır, tüketir, çarçur eder.
Buyurmadan tutan evlat, gün doğmadan kalkan avrat, deh demeden yürüyen at
Bir erkeğin çocuğu, söylemeden neler yapılması gerektiğini bilmeli; eşi, erken kalkıp ev işlerine bakmalı; atı da uyarılmadan yürüyen yapıda olmalıdır ki o erkek mutlu olsun.
Ya evlat bir, ya ocak kör gerek
Bir hayırlı evlat, ailenin namının yürümesine, ocağının tütmesine yeterlidir. Çocuk sayısı arttıkça, çocukların bakımı ve büyütülmesi zorlaşır. Anne baba öldükten sonra aralarında kavgalar, anlaşmazlıklar çıkar. Çocukları hayırsız olmaktansa, çocuk olmaması aile için daha iyidir.
Bir baba dokuz evladı besler, dokuz evlat bir babayı beslemez
Aile reisi olan baba ne kadar çok çocuğu olursa olsun, onları en iyi şekilde yetiştirmek için gerekenleri en iyi şekilde yapmaya çalışır, fedakarlık eder. Fakat çocuklar büyüyüp kazanç elde etmeye, kendi ayakları üzerinde durmaya başladıklarında, yaşlı ve yoksul düşen babalarının ihtiyaçlarını karşılamaktan, ona yardım etmekten kaçınırlar. (Böyle evlatlara nankör denir. Bu tipleri ne Allah sever, ne de kullar. Çünkü babasına merhamet etmeyen, kimseye merhamet etmez.)
İyi evlat babayı vezir, kötü evlat rezil eder
İstenilen ve beğenilen nitelikleri taşıyan, yararlı olup iyilik sunan evlâtlar baba ve anne için övünç kaynağı; kötülük yapan, sağlıksız, yararsız ve şerefsiz insanlar da utanç kaynağı olurlar.
Baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana
Çoklukla insanlar bir emek vererek kazanmadıkları malın değerini pek bilmezler, meğer ki bu baba malı ola. Babadan kalan mal, mülk ya da para hazır olduğu, değeri de pek bilinmediği için kolay ve çabuk harcanır; tez biter. Bu bakımdan babadan kalan mirasa güvenip çalışmamak, bir kazanç yolu tutmamak son derece sakıncalıdır. Kişilik sahibi olan kimse ise baba malına güvenmez, alın teri dökerek kazanmaya çalışır, kazandığının değerini de bilir, ona sahip çıkar, dolayısıyla onu dikkatle harcar.
Evlat ekmeği zindan ekmeği, koca ekmeği meydan ekmeği
Bir kadın için babasının, ya da çocuğunun evinde barınıp onların eline bakmak çok sıkıcı ve hoş olmayan bir durumdur. Onun huzurla, mutlulukla yaşayacağı yer, kocasının evi, gönül rahatlığıyla ve istediğince harcayacağı para kocasının parasıdır.
Mal istersen bedeninden, evlat istersen belinden
İnsanın gerçek malı, mülkü ana babadan kalan miras değil, kendi çabası ve çalışması ile elde ettiği şeylerdir. Çalışmak, emek ve çaba sarf etmek vücutla olur. Kişinin gerçek evladı da kendisi canından, kanından olan çocuktur. Üvey evlat, öz çocuğunun yerini tutamaz.
Dört göz bir evlat için
Çocuklar anne ve babaları için çok kıymetlidir. Anne ve babanın bütün emek ve didinmesi evlatlar içindir.
Evladı ben doğurdum, ama gönlü benim değil ki
İnsanın çocuğu kendisinin bir parçasıdır. Birçok özellikleri onuna benzer. Yalnız gönlü ve huyu benzemeyebilir. Bir kimse evladına emredip birçok şeyler yaptırabilir; ancak gönlüne söz geçiremez.
Evladın var mı derdin var
Çocuklarını yetiştiren ana baba birçok sıkıntıya katlanır, birçok özveride bulunur. Çocukların her derdi, ana baba için de derttir. Ana babanın bu ilgisi, çocukların evlenip çoluk çocuğa karışmasından sonra da devam eder.
Ya evlat bir, ya ocak kör gerek
Bir hayırlı evlat, ailenin namının yürümesine, ocağının tütmesine yeterlidir. Çocuk sayısı arttıkça, çocukların bakımı ve büyütülmesi zorlaşır. Anne baba öldükten sonra aralarında kavgalar, anlaşmazlıklar çıkar. Çocukları hayırsız olmaktansa, çocuk olmaması aile için daha iyidir.
Baba borcu, evlada düşer
Bir ailede babadan sonra devamlılığı evlatları sürdürür. Babadan miras kalan değerli şeylerin veya borçların da sorumluluğu mirasçılarına kalır.
Akıllı evladın var, neylersin mali, akılsız evladın var neylersin mali
Bir baba çocuklarına mal bırakmalıyım diye çalışıp çabalamamalıdır. Evlat akıllı ise malı kendisi kazanır; baba malına ihtiyaç duymaz. Akılsız evlat ise, babası ne kadar mal bırakırsa bıraksın, zahmetsiz elde ettiği için yer, içer malı tüketir; malsız kalır. Bu duruma göre babasının ona mal bırakması gerekmez.
Ana evlâdını atmış, yar başında tutmuş
Biliriz ki, çocuğu en fazla seven, ona en fazla emeği geçen, onu en fazla koruyan, onunla en fazla bütünleşen genellikle annedir. Bu sebeple ona ne kadar kızarsa kızsın, ondan ne kadar nefret ederse etsin, bu durumunu devamlı sürdürmesi düşünülemez. Çocuğun tehlikeye düştüğü bir anda, annelik içgüdüleri harekete geçer ve onu korumaya çalışır.