Elmanın dibi göl, armudun dibi yol
* Dıştan birbirine benzeyen her şeye aynı işlem uygulanamaz, her biri özelliğine göre ayrı bir davranış ister.
* Nesnelerin, kişilerin özellikleri farklı olduğundan her birine ayrı davranış gösterilmelidir. Her şeye ve kimseye aynı davranışta bulunamazsınız.
* Elma ağacı sulak yer ister. Armut ağacı susuz ve kurak yerde yetişir.
Armudu soy ye, elmayı say ye
Armut kabuğu soyularak elma da aşırı gidilmeden sayıyla yenilmelidir.
Elmayı çayıra, armudu bayıra
Elma fidanını düz ve sulak yere, armut fidanını bayıra, su tutmayan yere dikmelidir.
Armudun iyisini ayılar yer
* Kendilerine yakışmayan güzel bir şeyi eline geçirenler için kullanılan bir söz.
* Değerli, güzel ve iyi şeyler çoklukla onlara layık olmayan kimselerin eline geçer ve onlarca kullanılırlar. Bu da gösteriyor ki, insanlar gelişen olaylara çok kez engel olamazlar ve güzel şeyleri, genellikle ona yaraşır durumda olmayanlar elde eder.
Armudun önü kirazın sonu
Armut ilk çıktığında, kiraz da biteceği zaman yenilmeli.
Armut dalının dibine düşer
* İnsan, öncelikle yakın akraba ve dostlarına yararlı olur.
* Çocuklar, kendi soyuna çeker. Bir çocuğun genetik özellikleri anne, baba, dayı, amca, teyze, hala gibi yakın akrabalarına benzer. Davranışları da yetiştiği çevreye benzer.
* Çırak, ustasının yolunda ilerler. Yaptığı işleri, eğitim aldığı ustası gibi yapar.
El yumruğunu yemeyen, kendi yumruğunu bozdoğan armudu sanır
* Başkasının gücü karşısında boyun eğmek zorunda kalacağını anlayamamış kimse, kendi gücünün herkese boyun eğdireceğini sanır.
* Her insanın kendine özgü özellikleri vardır ve insan iyi yanlarını düşünerek mutlu olur. Fakat kuvvet, zeka, hareket, müzik vb. konularda başka kişilerin bizden daha üstün ve başarılı olabileceğini unutmamalıyız. Kimileri, başkasının gücü karşısında boyun eğmek zorunda kalmamıştır. Böyle bir kişi, kendi gücünün herkese boyun eğdireceğini sanır.
Armut piş, ağzıma düş
* Bir işin hiç emek harcamadan olmasını, kendiliğinden hazır olup ayağına gelmesini bekleyenlerin durumunu anlatmak için kullanılır.
* İnsan hayattan zevk almak için, imkanları ölçüsünde her işin bir yanından bir şeyler yapmaya çalışmalıdır. Hayatı anlamlı kılan tüketmek değil; üretip, insanlığa faydalı bir şeyler verebilmek, sunabilmektir.
Armut, ağacından uzak düşmez
* İnsan, öncelikle yakın akraba ve dostlarına yararlı olur.
* Çocuklar, kendi soyuna çeker. Bir çocuğun genetik özellikleri anne, baba, dayı, amca, teyze, hala gibi yakın akrabalarına benzer. Davranışları da yetiştiği çevreye benzer.
* Çırak, ustasının yolunda ilerler. Yaptığı işleri, eğitim aldığı ustası gibi yapar.
Bir elma bin akçaya, soy; bin armut bir akçaya, soyma
Elmayı kabuğunu soyarak fazla sayıda yiyebilirsin. Armudu ise rahatsız olmamak için az sayıda yemen iyidir.
Armut ağacı elma vermez
* Kötü bir davranışta bulunan insan iyilik göremez. Herkes genellikle yaptığı davranışın karşılığını görür.
* Yapmaya çalıştığı işin üzerinde hakkıyla durmayan ondan iyi sonuç alamaz.
* Gerçeğe önem vermeden hayal kuranlar, günün birinde düş kırıklığına uğrarlar.
Armudu sapıyla, üzümü çöpüyle, pekmezi küpüyle
Her şeyin kötü yanlarını aramak yerine iyi yanlarına bakarak iyimser olmalıyız. Her şey tam istenildiği gibi olmayabilir, yanında istenilmeyen ekleri, parçaları olabilir. Gülü seven dikenine katlanır misali, bir şeyi değiştiremeyeceksek olduğu gibi kabul etmeliyiz. Evlilik yapan kişilerde evlendiği kişinin anne, baba, kardeş, akraba vb. yakınlarını da kabul etmelidir.
Üzümün çöpü var, armudun sapı
* Bir şeyi her yönü ile kabullenmeliyiz. Her şeyin kendine göre küçük de olsa olumsuz yanları olabilir. Bir işin olumlu yönleri varken, olumsuz olanları üzerinde yoğunlaşmak doğru değildir. Örneğin evlenen bireyler eşlerinin akrabaları ile de yakınlık kuracaklarını, onlarla iletişim içinde olacaklarını unutmamalıdırlar.
* Başarısızlıklarına veya çalışacakları işe sürekli bahane uyduran insanlardan, sorumluluk ve başarı beklemek hayaldir. İnsan bahane değil, çözüm üretirse başarıyı yakalayabilir.