Adamını yere bakanından, suyun ağır akanından kork
* Genellikle sessiz akan sular derin ve tehlikeli olurlar. Bir olay karşısında duygu ve düşüncelerini açığa vurmayan, niyetini belli etmeyen, sessiz kalan kimseler de ağır akan suya benzerler. Sinsidirler, içlerinde besledikleri kötülükleri hissettirmezler, bu bakımından sakıncalıdırlar.
* Sessiz ve sakin insanların ne zaman ne yapacağı belli olmaz anlamında kullanılan bir söz.
* Duygu ve düşüncelerini açığa vurmayan sessiz insan yavaş akan derin su gibi tehlikelidir.
Yeğniği yel alır, ağır yerinde kalır
* Kişiliksiz, ağırbaşlı olmayan, züppe-hoppa, gayri ciddî, bir sözü diğerini tutmayan, hafif meşrep, zayıf karakterli kimseler bir varlık gösteremezler; bir yerde tutunamadıkları gibi onun bunun oyuncağı da olurlar. Ama ağır başlı, tavırlarında ciddî, sözünde duran, kişilikli, ahlâklı kimselere kimse ilişemez; onlar bulundukları yerde kolayca barınırlar, işlerinde başarılı oldukları gibi sevilip sayılırlar da.
* Uçarı, züppe kimseler hiçbir yerde barınamazlar. Böyleleri şunun bunun oyuncağı olurlar. Oysa ağırbaşlı, nerede nasıl davranacağını bilen kimse tedirgin edilemez.
Ağır basar yeğni kalkar
* Ağırbaşlı olan, herkesten saygı görür, ağırbaşlı olmayana ise kimse değer vermez.
* Ağırbaşlı, oturaklı davranan, efendi kişiye herkes saygı gösterir, değer verir. Dengesiz davranışlar sergileyen, şımarık, her şeye burnunu sokan kişi ise pek saygı görmez ve önemsenmez.
* Ağırbaşlı insan, oturaklılığından, hafif insan, şımarıklığından, gevezeliğinden belli olur.
* Saygıdeğer, efendi bir kişi, herkesin beğendiği eylemi gerçekleştirince değersiz kişinin daha önce yaptıkları etkisiz kalır.
Taş yerinde ağırdır
* Herkes, her şey kendi çevresinde önem taşır. Çünkü kişi bulunduğu yerde tanınmış, kendisine bir çevre edinmiş, hatırı sayılır bir yere gelmiştir. Yabancısı olduğu bir yerde yeterince tanınmadığı gibi kıymeti de bilinmez.
* Kişinin değerini, kadir ve kıymetini en iyi bilenler, bu işle ilgili kimseler ile kendi çevresinde bulunanlardır. Bir insanı ve onun yaptıklarını yakın çevresi takdir eder.
Ağır yongayı yel kaldırmaz
* Davranışları ölçülü, sözleri yerinde, temkinli ve ağırbaşlı olan insanlara dış etkenler, niyeti bozuk kimseler kolay kolay zarar veremezler.
* Ağırbaşlı kimse ufak tefek olaylar karşısında itidalini yitirmez; olayların meydana geliş sebeplerini araştırır ve sonuçlarını bekler. Küçük söylentiler ve dedikodular olgun insanları etkilemez.
* Ağırbaşlı kimseye şöyle böyle olaylar etki yapamaz, zarar veremez.
Ağır taş batman döver
* Tutarlı, ölçülü, ağırbaşlı, temkinli kimselerin toplumda etkin bir yerleri, ayrıcalıklı bir kişilikleri vardır. Bu ayrıcalıkları sebebiyle onlara kolay kolay kimse ilişmeye cesaret edemez, onları hırpalamaya öyle herkesin gücü yetmez, dolayısıyla ister istemez saygı görür ve yerlerini korurlar.
* Ağırbaşlı kişi kimsenin oyuncağı olmaz. Onu hırpalamaya kimsenin gücü yetmez.
* Ağırbaşlı olmak saygı görülmesini sağlar, cıvık olmak itibar kaybettirir anlamına gelir.
Ağır otur batman götür
Ağırbaşlı kimselere herkes saygı gösterir. Tutum ve davranışlarında saygılı olursan, insanların gözünde batmanlarla ölçülecek ağır değerin olur.
Ağır ol batman gelesin
* Temkinli, ağırbaşlı, ölçülü ol ve dengeli hareket et ki, itibar göresin; sevilip sayılasın. Çünkü hafif meşrep, sulu, çabuk kızıp taşkınlık gösteren, aceleci kimseler toplumda pek sevilip yer edinemezler.
* Batmanlarla tartılacak gibi ağır ol. Ağırbaşlı ol ki değerin üstün tutulsun.
* ölçülü ve dengeli hareket etmeliyiz ki itibar görelim manasına gelen söz.
Ağır kazan geç kaynar
* Herkesin anlayış yeteneği bir değildir, öğrenme kabiliyetleri de farklıdır. Kimi kalın kafalı kimseler bir meseleyi oldukça geç ve zor kavrarlar.
* Bazı beceriksiz, tembel kişiler işlerini geç yaparlar ve zamanında yetiştiremezler.
* Ağırbaşlı, olgun kimseler bir olay karşısında hemen öfkelenip telâşlanmazlar.
* Anlayışı kıt insandan herşeyi hemen kavraması beklenmemelidir. Eğitimsiz ve kalın kafalı olan insan bir konuyu geç anlar. / Tembel kimsenin elinden iş geç çıkar. Ağırbaşlı, kendini bilen insan ise hemen öfkelenmez.
Ağır giden yol alır hızlı giden yolda kalır
* Gittiğimiz yolda, tuttuğumuz işte ilerlemek istiyorsak acele edip telâşa düşmemeliyiz. Yavaş yavaş ama güvenli, gerekli bir tempoda, emin adımlarla yürümeliyiz. Böyle hareket etmezsek, aceleciliğimiz yüzünden sürçebilir, yolumuzu şaşırabilir, sonuca da ulaşamayız.
* İnsan işlerini teenni ile (düşüne taşına) yapmalıdır. Düşünülerek, aceleye getirilmeden yapılan iş yüz güldürür, sonuç aldırır. Acele ile yapılan iş gelişigüzel olur, yüz güldürmez. Böyle bir işin kusursuz olamayacağı ortadadır.
Ağır ağır demeli, çabuk çabuk yemeli
Yemeği çabuk yemelisin, dediğinin anlaşılabilmesi için de sözleri tane tane ve yavaş yavaş söylemelisin.
Baş ağır gerek, kulak sağır
Kişi ağırbaşlı olmalı ve dedikoduları dinlememelidir.
Ağır taş yerinden oynamaz
* Ağırbaşlı insan kimsenin oyuncağı olmaz, onu yıpratmaya kimsenin gücü yetmez.
* Tutarlı, ölçülü, ağırbaşlı, temkinli kimselerin toplumda etkin bir yerleri, ayrıcalıklı bir kişilikleri vardır. Bu ayrıcalıkları sebebiyle onlara kolay kolay kimse ilişmeye cesaret edemez, onları hırpalamaya öyle herkesin gücü yetmez, dolayısıyla ister istemez saygı görür ve yerlerini korurlar.
Ağır otur ki bey desinler
Ağırbaşlı ol ki büyüğümüz diye sana saygı göstersinler.
Ağır git ki yol alasın
Bir işte başarılı olmak isteyen kimse, ağır ağır ama güvenilir adımlarla yürümelidir.
Tok ağırlaması güç olur
* Karnı tok olanlara yemek beğendirmek kolay değildir. Bunlar, ikram edilen en lezzetli yiyeceklere karşı bile isteksizdirler.
* Herhangi bir konuda imkanların en iyisine ulaşmış, hevesini almış kişileri memnun etmek kolay değildir.
* Her şeyi olan kimseleri memnun etmek zordur. Onlara ne verilirse verilsin daha önce sahip olduklarından memnun olmazlar, isteksizlik gösterirler. Bu yüzden böyle insanlarla uğraşması zordur.
Bayramda borç ödeyene ramazan ağır gelir
* Vadesi yaklaşan bir borcu ödemek zorunda olan kimseye günler çok çabuk geçer.
* Ramazan ayında oruç tutan kişi için günler yavaş yavaş geçer. Ödemesi bayramda yapılacak bir borcu olan kimseye oruçlu günler çabuk geçiyor gibi gelir. Çünkü insan, sıkıntılı işlerin yapılmasını, borçların ödenmesini ertelemek ve uzak zamana atmak ister.
Öküze boynuzu ağır gelmez
* Kişi, kendini savunacak araç-gerecini, güvenlik sistemlerini taşımaktan ve kullanmaktan geri durmaz, bunlar ona yük değildir.
* Meşgul olduğu iş, kişiye yük olmaz, sürekli o işi yaptığından işin inceliklerini, püf noktalarını bildiğinden sorunsuz işini yürütür. Onları yaşamının bir parçası olarak kabul eder.
İnsan yükü ağırdır
* Hiç kimse başka bir kimseye yük olmamalıdır. Çünkü her aile geçimini kendi gelirine göre ayarlar. Aile dışından birinin bakımı bu aileye kaldığında bazı sıkıntılar ortaya çıkar
* Yatalak bir insanı yatırmak, kaldırmak, bakımını yapmak çok zorlu bir iştir.
Oğlan yetir, kız yetir; ağır yükü sen götür
Çocuk büyütmek, evi yönetmek hep annenin görevi olduğundan anne olmak kolay iş değildir.