Tan yeri ağarınca hırsızın gözü kararır
* Doğru olmayan yollara başvurarak çıkar sağlayan, gizli kapaklı işler çeviren kişi, bu kirli ve karanlık işleri çevirmesine imkân sağlayan şartlar ortadan kalkınca şaşırır; ne yapacağını bilemez olur, iş yapamaz hâle gelir.
* Kirli işler yaparak çıkar sağlayan kişi, buna elverişli olan durum sona erince sersemleşir,hiçbir iş yapamaz olur.
* Kötü işler yaparak menfaat sağlayan kimse, buna elverişli olan durum sona erince sersemleşir, hiçbir iş yapamaz olur.
Sakınılan göze çöp batar
* Üzerine çok düşülen şeyler daha çok kazaya ve zarara uğrar. Olabileceği düşünülen kötü durumlara karşı önlem almak gereklidir, ancak orta bir yol izlemeli, aşırılığa düşülmemelidir.
* Esirgediğimiz, üzerine titrediğimiz şeye her halde bir zarar gelir.
Lodosun gözü yaşlı olur
* Güneyden veya güney batıdan esen rüzgarın ardından mutlaka yağmur yağar.
* Kimi rüzgarlar kuru eser ve yağmur getirmez. Lodos rüzgarı ise nemli eser ve yağmur getirir.
* Lodostan esen rüzgâr yağmur habercisidir. Nitekim lodosun dinmesi de ancak yağmurun yağmasına bağlıdır. Halkın çoğu bunu bildiği için bu durumu böyle anlatır.
Kel ölür sırma saçlı olur kör ölür badem gözlü olur
* Önce değersiz bulunan, beğenilmeyen bir kimse, küçük bir şey veya bir fırsat elimizden çıkıp yok olunca birden kıymet kazanır; çok önemli ve iyi gibi görülür.
* Kişi, elinden giden önemsiz, kusurlu bir şeyi çok önemli, çok güzelmiş gibi anlatır.
* İnsan, abartmayı seven bir varlıktır. Bundan dolayı kişi, elinden giden basit, kusurlu birçok şeyi çok önemli, çok güzelmiş gibi anlatır.
Kaşıkla yedirip sapıyla gözünü çıkarmak
Yaptığı bir iyiliği anlamsız hale getirecek kötülükte bulunmak manasında bir deyimdir.
Horoz ölür gözü çöplükte kalır
* Yaşanılmış, erişilmiş, alışılmış bir durum veya makam yitirildikten sonra, yine o durum veya makamda gözü kalır insanın. Kişinin bu tutkusu ihtiyarlık, hatta ölüm hâlinde bile devam eder.
* Kişinin sevdiği şeye karşı olan hırsı, ölene kadar sürer yani Sevilen şeylere karşı olan tutkular ölünceye kadar sürer.
* Yaşadığımız sürece katlandığımız bir sürü sıkıntı olur. Hep sıkıntı çekerek yaşamak asla düşünülemez. Sıkıntıların yanında bizi sevindiren, mutlu kılan olaylar ve duygularımızı okşayan sevdiğimiz şeyler de bulunur. Hatta kimi sevdiğimiz şeyler, bizim bir tutkumuz haline gelir. Her zaman onlarla birlikte olmak, onların vereceği mutlulukla yaşamak isteriz. Böylesi tutkuları ölünceye kadar sürdürürüz. Onlardan ayrı kaldığımız zamanlar, gözümüz hep onları arar durur.
* İnsan yaşlansa bile, iki özelliği genç kalır: Gelecekte yapmayı tasarladığı şeyler ve tutkuyla bağlı olduğu dünyalık değerler. İnsanın sevdiği şeye karşı olan hırsı ölünceye kadar sürer.
Göz görür gönül çeker
* Kişi ancak ilgi duyduğu konulara karşı gözlemde bulunur.
* Kişi, görmediği şeyi istemez; görüp beğendiği şeye karşı istek duyar.
Gözü tanede olan kuşun ayağı tuzaktan kurtulamaz
* Gözü bir türlü doymayan, sürekli çıkarını düşünen, onun peşinde koşan ve bu uğurda her türlü işe kalkışan kimse, yakasını tehlikelerden kurtaramaz; başına türlü belâlar gelir.
* Hep çıkar peşinde koşan kişi, tehlikeden uzak kalamaz. Sonuç olarak peşinden gittiği isteklerinin sonunda her zaman başına dert açar ve bu isteklerinden gelen çıkarları ile gidenler birbirine eşit değildir, gidenler her zaman daha büyük olur.
Güzel gözünden yiğit sözünden belli olur
İnsanlar konuştuklarına her zaman dikkat etmeliler. Çünkü onu dinleyen insanlar konuşmasına göre ona değer verip, ilgi gösterirler. Gözler de insanların yüz güzelliğinin en önemli parçalarından biridir.
Gözün ile görmediğini söyleme
* Çevremizdeki insanlar hakkında olumlu veya olumsuz bir çok şey söylenebilir. Duyduklarımıza gözümüzle görmeden inanmamalıyız, duyduklarımızı da başkalarına anlatmamalıyız ki günaha(iftira) ortak olmayalım.
Gözden ırak olan gönülden de ırak olur
* Ayrı düşenlerin arasındaki sevgi de zamanla azalır. Çünkü insan, sevdiği kimseyle sıkça görüşüp sevgisini ve muhabbetini tazeleme imkânı bulamaz. Dolayısıyla ilgi bağı kopar, yavaş yavaş da o kimseyi unutur.
* Sevgi ve dostlukların devam edebilmesi, insanların birbirleriyle sürekli karşılaşmalarına ve ilişki içinde olmalarına bağlıdır. İnsan, çevresindeki arkadaşlarını sık sık arar. Ama uzaktaki arkadaşını o kadar sık arayamadığından yavaş yavaş unutur.
* Uzun süren ayrılıklar, sevgileri azaltır. Sevgilerin sürekliliğini sağlamak için arada bir beslenmeleri gerekir. En etkili besin de kısa süren ayrılıklardır. Ayrılıklarda unutulmaya yüz tutan sevgi bağları yeniden güçlenir. Yapılan fedakârlıklar, iyilikler hatırlanır. Ancak uzun süren ayrılıklarda, özlemler, büyür, giderilmeleri büyüyen özlemler de zamanla körelmeye, aradaki sevgileri azaltmaya başlar. Sevgileri azaltmamak için, ayrılıkları uzun tutmamalıyız.
Göz görmeyince gönül katlanır
* Yakınımızda bulunmayanların özlemine, acısına daha kolay dayanabiliriz. Çünkü bizden uzakta yaşayan sevdiğimiz bir kimseyle istesek de ilgilenemeyiz. Dolayısıyla görüşmekten umudumuzu keser ve ayrılığa katlanırız. Ama yakınımızda bulunan ve her gün gördüğümüz kimseyle ilgilenmeden edemeyiz. Onun her zaman gördüğümüz acısına da tahammül edip katlanmamız oldukça güçtür.
* Yakınımızda bulunmayanların özlemine, acısına daha kolay dayanabiliriz.” anlamında bir söz.
* İnsan, yakınında bulunan sevdiği kimse ile sık sık görüşmeden edemez. Ama bu kişi uzak bir yere giderse görüşmekten umudunu keser, ayrılığa katlanır. / Yiyip içtiğimiz şeylerin hangi koşullarda üretilip doldurulduğunu görmediğimiz için onları temizmiş gibi kabul ederek tüketiriz.
Gören gözün hakkı vardır
* Kendisinden faydalanılan, elde de yeterince bulunan, başkalarında bulunmayan yiyecek ya da imrenilecek bir şeyden gören kimselere de mümkünse vermek gerekir. Çünkü göz görünce gönülde o şeyi arzu eder.
* Yiyecek, ya da imrenilecek bir şeyi görene o şeyden vermek gerekir.
* Çarşı ve pazardan birşey alınca bunları mümkün mertebe gizlemeliyiz. Çünkü alan vardır, alamayan vardır. Öte yandan yiyecek yada imrenilecek birşey görene o şeyden vermek gerekir.
Fazla mal göz çıkarmaz
* O an için ihtiyaç duyulmayan mal, ne kadar ve ne türden olursa olsun elden çıkarılmamalıdır. Hiç umulmadık bir günde ona gerek duyulabilir. Ayrıca malın çok olmasının kimseye bir zararı da yoktur.
* Fazla mal kişiye zarar vermez. Bundan dolayı elden çıkarılmamalıdır. Şimdi gereksemeninüstünde görülen malın ileride fazla olmadığı anlaşılabilir.
* Fazla mal insana zarar vermez. Bundan dolayı gereksiz yere elden çıkarılmamalıdır. Şimdi ihtiyacın üstünde görülen malın ileride fazla olmadığı anlaşılabilir.
* Fazla malın kişiye zararı yoktur. Mal bir değerdir. Daha iyi yaşamak için doğacak ihtiyaçlarımızı giderir. İhtiyaçlar da çeşit çeşittir. Anlık ihtiyaçlar olabileceği gibi, zamanla duyulan ihtiyaçlar da olabilir. İçinde bulunduğumuz durumda ihtiyacımız olmayıp bize fazla gelen malları elden çıkarmamalı. Başka bir zamanda onlara ihtiyaç duyabileceğimizi unutmamalıyız. Ancak ilerde de ihtiyacımızın olmayacağına inandığımız mallarımız varsa, onları elde tutmanın bir anlamı kalmaz, bizim için bir yük sayılır. Onları elden çıkarabiliriz. Bunun yanında fazla mal zararlı değildir deyip de ihtiyaç duymayacağımız malları elde etmek için çalışmak da yararsızdır.
Esirgenen göze çöp batar
* Bir konu üzerine gereğinden fazla yoğunlaşmak, aksilikleri de beraberinde getirebilir.
* Birşey üzerinde aşırı titizlik göstermek sanıldığı gibi her zaman olumlu sonuç vermez. Aşırı ilgide duygusallık ağır bastığı için bir tedbir ve mantık hatası yapmak mümkündür. Gerekli tedbirleri almakla birlikte geniş yürekli olmak iyidir.
Eli ile köfte yuvarlıyor gözü kırık kovalıyor
Bir kişi, bir iş üzerinde çalışırken, o işi başarı ile yapması için, aklı ve gözü başka yerlerde olmamalıdır, kendini işine vermelidir.
Dost yüzünden, düşman gözünden belli olur
* Yanımızdaki insan dostumuz ise yüzünde tebesssüm ve mutluluk vardır, bunu hissederiz. Düşmanımız ise bize kötü gözle baktığı için onu da nefret dolu bakışlarından anlayabiliriz.
* Dost, güler yüzle, sevgiyle bakar. Düşman içinden kötülük geçirdiğinden bakışlarıyla anlaşılabilir.
Bir göz ağlarken öbür göz gülmez
* Aile fertleri birbirine kan ve akrabalık bağlarıyla bağlıdırlar. Onlar bir vücudun azaları gibidirler. Dolayısıyla ailenin bir ferdine gelen zarar, bütün aile fertlerine gelmiş gibidir. Hemen hepsi de aynı ölçüde üzüntü çekerler.
* Birbirine çok yakın insanlardan biri sevinçli iken, diğerinin mutlu olması mümkün değildir. Aile bireylerinden birinin hastalık ve benzeri durumlardan ileri gelen üzüntüsü ailenin tümünü etkiler. Toplumun bir kesimi büyük sıkıntılar çekerken diğer kesimlerinin ferah içinde olması yadırganacak ve sosyal çalkantılara sebep olacak bir durumdur.
Bekar gözü ile kız alınmaz
* Evlenme istek ve heyecanı içinde olan bekar erkek evleneceği kızın hep iyi yanlarını görür, kusurlarını görmez, mantıklı davranamaz.
* Kendini evlenme coşkusuna kaptıranlar seçtikleri eşin birtakım kusurları da olabileceğini düşünmezler onun eksik yanlarını göremezler.
Oduncunun gözü omçada dilencinin gözü çömçede
Kişiler iş, meslek ve durumlarına göre kendilerine gerekli olan şeylerin peşine düşerler; onları elde etmeye çalışırlar.
Vardığın yer kör ise, sen de gözünü kapa
İnsan, çevresindekilerle iyi geçinebilmek için; bulunduğu ortama, çevresindeki kişilere uyum sağlamalı, mümkün olduğu kadar onların kusurlarını hoş görmelidir.
Bir başa bir göz yeter
* Ne kadar çok malı olsa da insan yine de elde etmek ister, geleni geri çevirmek istemez. Oysa insan hayatta ihtiraslı olmamalı, ihtiyacından fazlasını düşünmemelidir. Kanaatkâr olan kimseler ihtiyaçları kadar olanı yeter görürler.
* Nimet ne kadar bol olsa o kadar hoşa gider; geri çevrilmez. Ama bunun hepsi zorunlu gereksemeleri karşılayan şeyler değildir. Birçoğu fazladan denilebilecek şeylerdir. Bunun -gerçek gereksemeyi karşıladığı için- vazgeçilemeyecek bir miktarı vardır. Azla yetinmeyibilenler bu miktarı yeter görürler.
Besle kargayı oysun gözünü
* Kimi nankör, kötü niyetli, sütü bozuk kimseler vardır ki, hiç de lâyık olmadıkları hâlde sen onlara iyilik yaparsın, onlar da sana fenalıkla karşılık verirler.
* “Kıymet bilmez kişiler kendilerine yapılan iyiliğe,kötülükle karşılık verebilirler” anlamında bir söz.
* İyiliği, öyle gelişigüzel kimselere yapmamalıyız. Nice insanlar vardır ki yaratılış gereği bayağı ve nankördürler. İyilik edip yetiştirdiğimiz öyle sütü bozuk, iyilik bilmez kimseler vardır ki insana en büyük kötülüğü yaparlar.
Azıksız yola çıkanın, iki gözü el torbasında olur
* Bir iş yapmaya başlamadan önce planlama ve hazırlık yapılmazsa, bir süre sonra gerekecek şeyleri vaktinde hazırlamayan kişi, zamanı gelince hazırlıklı kişilerin durumuna imrenir ve bana yardım etseler diye umut eder.
* Bir süre sonra gerekecek şeyleri vaktinde hazırlamayan kişi, zamanı gelince hazırlıklı kişilerin durumuna imrenir ve içinden bana da verseler isteği geçer.
* Birçok kişi bir süre sonra kendisine gerekli olacak yiyecek, içecek veya alet edevatları vaktinde hazır etmemektedir. Ancak zamanı geldiğinde ve kendisinin bunlara ihtiyacı olduğunda bu duruma hazırlıklı kişileri arayıp sorar, bu gibi hazırlıklı insanlardan yardım bekler. Bu duruma göz yuman kimse ise kişiyi irdeler ise hazırlıksız gelen kimsenin durumunu düzeltebilir, hatta onu bir dahaki saffada daha düzgün olmasını sağlayabilir.
Baban bana öğüt verirken, ben inek gözünde kırk sinek saydım
* İnsanlar ve özellikle gençler kendilerine nasihat edilmesini pek sevmezler, çoğu zaman da nasihat edeni dinlemezler ve dikkatlerini başka şeylere verirler.
* Babalarımız, büyüklerimiz, öğretmenlerimizin sözlerini dinlemek gerekir. Onların nasihatlerini kulak ardı etmemek gerekir. Onların bizim için söyledikleri şeyler bizim iyiliğimiz içindir.
Aşığın gözü kördür
* Birisine delicesine aşık olan, kendini aşka kaptıran kişi, ne sevgilisinin kusurlarını görür ne de çevresinde olup bitenlerle ve kendisi için önemli olan şeylerle ilgilenir. Sık sık aşık olduğu kişiyi düşünüp gerçeklerden uzakta, hayal aleminde yaşar.
* Çok seven veya kendisini aşka kaptıran kimse, sevgilisinin kusurlarını görmediği gibi, çevresinde olup bitenlere de pek aldırmaz.
Ar gözden, kâr yüzden anlaşılır
* Bir insanın karakterini ve o an içinde bulunduğu duygusal halini anlamak için, yüzüne, hal ve hareketlerine bakmamız bize az çok bilgi verir.
* İyi niyet insanın yüzünden ve gözünde bile anlaşılır.
Aptalın karnı doyunca gözü yolda olur
Çıkarcı kişinin dostluğu işi bitinceye kadardır. Amacına ulaştıktan sonra hemen uzaklaşmak ister.
Ağlayak da gözden mi olak?
İnsan yaşadığı üzücü olaylar karşısında ister istemez gözyaşlarını tutamaz, bir olay için sürekli üzülüp ağlamak kişinin acısını hafifletmez aksine göz sağlığına zarar verir, üzülmek bile ölçülü olmalıdır.
Açın karnı doyar gözü doymaz
* Uzun zaman aç kalmış biri, yaşadığı sıkıntıları unutamaz. Bol yiyeceğe kavuşup karnını iyice doyurduğu halde bile içinde yine aç kalmak korkusu vardır. Onun için yemek başından kalkmak istemez; gözü yiyeceklerde kalır.
* İhtiraslı, aç gözlü kişiler elindekiyle yetinmez, daha fazlasını ister.
* Uzun süre aç kalan kimse, bu durumun sıkıntısını uzun süre unutamaz. Yiyeceğe kavuşup karnını iyice doyursa bile yine aç kalma korkusunu hisseder. Bundan dolayı yemeğin başından kalkmak istemez; aklı fikri yiyeceklerde olur. / Hırslı kimse amacına ulaşsa bile bununla yetinmez, doymak bilmez.
İmam evinden aş, ölü gözünden yaş çıkmaz
Bir şey alınması imkânı olmayan yerden, bir şeyler vermesini beklemek boştur.
Kaş ile göz gerisi söz
Güzellik, her şeyden önce kaş ve göz güzelliğidir, vücudun başka yerlerinin güzel olması önemli değildir.
Keçinin uyuzu, çeşmenin gözünden su içer
Değersiz kişiler kendilerini değerli ve en güzel şeye layık görürler.
Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz
İstenilen şey fazlasıyla elde edildi.
Körün yanına varırsan, sen de bir gözünü kapa
Birtakım eksiklikleri bulunan bir kimsenin yanında ona eksikliğini sezdirip onu mutsuz edecek davranışlardan kaçınılmalıdır.
Kul kullanan, bir gözünü kör, bir kulağını sağır etmeli
İşçi çalıştıran kimse, işin aksamaması için işçinin yaptığı yanlışları her zaman görmemeli, söylediği uygunsuz sözleri işitmemelidir.
Ver yiyeyim, ört uyuyayım; gözle, canım çıkmasın
Başkalarının sırtından geçinmeye alışmış kişi en hayati sorunlarının bile çözümünde kendisine hizmet edecek birini arar.
Bakan göze bağ (yasak) olmaz
Herkesin gözü önündeki şeye bakılması önlenemez.
Bekâr gözü, kör gözü
Bekâr erkek, evlenme istek ve heyecanı içinde olduğundan alacağı kızın kusurlarını göremez.
Bir anaya bir kız, bir kafaya bir göz
Bir başa bir göz ne kadar gerekli ise bir anneye bir kız da o denli gereklidir.
Caminin (mescidin) mumunu yiyen kedinin gözü kör olur
Kendisini yetiştiren kimsenin malına hıyanet eden, el uzatan kimse cezasını bulur.
Civcivde gözün, et yemeye yüzün olsun
Kişi, karşılık beklediği işten istediğini alabilmek için gereken harcamaları yapmalıdır.
Çuvaldız yurdusu (gözü) kadar yerden deve denli soğuk girer
* Soğuk küçücük bir delikten bile girebilir ve rahatsızlık verebilir.
* Bazı küçük olaylar büyük olaylara yol açabilir.
Devletli gözü perdeli olur
Zengin, işi yolunda kimse yoksulların hâlinden anlamaz.
Körün istediği iki göz, biri ela biri boz
İstenilen şey fazlasıyla elde edildi.
Dört göz bir evlat için
anne ve babanın bütün emek ve didinmesi evlat içindir.
Aç gözünü, açarlar gözünü
Yaptığın işlerde uyanık davranmazsan çok kötü durumlarla karşılaşır, gözünü dört açmak zorunda kalırsın.
Aç ölmez gözü kararır, susuz ölmez benzi sararır
Yoksulluk insanı öldürmez ama türlü türlü üzüntü ve sıkıntı içinde yıpratır.
Körler memleketinde tek gözlü kraldır
Hepsi bilgisiz olan bir çevrede azıcık bilgisi bulunan başa geçer.
Aç tokun gözüne bakmakla doymaz
Yoksul insanla ilgilenmek ancak ona yardım etmekle olur.
Açtı ağzını, yumdu gözünü
Öfkelenerek veya kızarak ağır sözler söyledi.
Ağanın gözü ata tımardır
İş sahipleri denetimlerini sürekli yaparlarsa işler yolunda gider.
Ağanın gözü öküzü (ineği) semiz eder
Ana babalar çocuklarına, mal sahipleri de mallarına iyi bakarlarsa iyi sonuçlar alınır.
Ağanın gözü, yiğidin sözü
Çalışanlarını gereği gibi yöneten ve çalıştıran kişi iyi bir yöneticidir, sözünün eri olan kimse de yiğittir.
Ağaran baş, ağlayan göz gizlenmez
Belirtileri meydanda olan yaşlılık ve izleri ortada duran üzüntü ne yapılsa gizlenemez.
Ağlar gözden, sahte sözden kendini sakın
Kendini acındıranlardan kork.
Ağlayıp da gözden mi olayım?
Meseleyi büyütüp sıkıntıya girmek gereksiz.
Ağrılardan göz ağrısı, her kişinin öz ağrısı
Herkesi en çok ilgilendiren kendi derdidir.
Ağzı eğri, gözü şaşı ensesinden belli olur
Bir kişinin tutum ve davranışları, o kişide birtakım eksiklikler bulunduğunu gösterir.
Ağzını açacağına gözünü aç
Dikkatli ol, uyanık ol.
Göz var, izan var
* Herhangi bir şey bilgiye ve mantığa dayalı olarak yapılmalıdır.
* Her şey ortadadır.
* Bir şeyin iyi ya da kötü olduğunu dokunarak ya da dikkat ederek anlayabiliriz. Bunlar yapılmadan alınan bir şey kötü çıkmışsa, bu durum, alan kişinin yüzüne vurulur.
Alakargada alacağım olsun, alamazsam gözümü oysun
Borçlu olmaktansa alacaklı olmak iyi bir şeydir.
Allah sağ gözü, sol göze muhtaç etmesin
Allah kimseyi kimseye, en yakınlarına bile muhtaç etmesin.
Arığa su gelene kadar kurbağanın gözü patlar
Yapılması geciken iyilikler, bekleyenleri sıkıntı içinde bırakır.
Aslan kocayınca sıçan deliği gözetir
Güçlü olduğunda ağır ve büyük işler yapan, büyük kazançlar elde eden kimse, güçten düşünce pek küçük işlerle uğraşır, azla yetinir.
Durdu durdu, turnayı gözünden vurdu
Uzun süre bekledi ancak sonunda isteğini elde etti.
El için ağlayan gözden olur
Başkası için yapılacak fedakârlığın bir sınırı vardır.
El terazi, göz mizan
Elle tartıp ağırlığı, gözle bakıp hacmi tahmin edebiliriz.
Ergen gözüyle kız alma, gece gözüyle bez alma
İnsan hiçbir şeyi incelemeden, gözü kapalı biçimde almamalıdır.
Gece gözü, kör gözü
Geceleyin iyi iş yapılamaz.
Göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlar
yapılması geciken iyilikler, bekleyenleri sıkıntı içinde bırakır.
Göz gördüğünü ister
Kişi, her zaman gördüğü, (yemeye) alıştığı güzel şeyleri arzular.
Göz görür, gönül katlanır
Kişi, sevdiği bir kimsenin uzak yere gitmesi durumunda onunla görüşmekten umudunu keser, ayrılığa katlanır.
Körün istediği bir göz, iki olursa ne söz
İstenilen şey fazlasıyla elde edildi.
Göze yasak olmaz
Bir kimseye veya nesneye bakılmasını kimse önleyemez.
Gözlüye gizli yoktur
Görmesini bilen kişiden hiçbir şey gizlenemez.
Gözü göz değil
İyi insan olmadığı bakışından belli oluyor.
Açın gözü ekmek teknesindedir
* İnsanın tek amacı, öncelikle kendisi için gerekli, yaşaması için zorunlu olan, yokluğunu çektiği şeyi elde etmektir. Kısacası; Aç öncelikle karnını doyurmayı düşünür.
Açın gözü ekmek teknesindedir
İnsanın tek amacı, öncelikle kendisi için gerekli, yaşaması için zorunlu olan, yokluğunu çektiği şeyi elde etmektir.
Abdalın karnı doyunca gözü pabucundadır
* Çıkarcı kişinin dostluğu işi bitinceye kadardır. Amacına ulaştıktan sonra hemen uzaklaşmak ister.
* Çıkarcı kimsenin arkadaşlığı işi bitinceye kadar sürer. Sadece kendini düşünen insanla ne hayat arkadaşlığı yapılır nede bir gaye için birlikte çalışırlır. Böyle kimseler kendini tatmin olmuş görünce hemen insanı terkederler.
* Arkadaşlığı, dostluğu çıkara dayanan kimseler vardır. Böyleleri istediklerini elde edince, aradaki ilişkiyi sonlandırırlar ve daha fazla sürdürmezler. Çünkü hedefleri sadece amaçlarına ulaşmaktır. Bunu başarınca diğer şeylere önem vermezler.