Uyku ölümün kardeşidir
* Uyuyan kimsenin dünya ile ilgisi kesilir. Olup bitenden haberi olmaz.
* Uyuyan kişi sadece nefes alıp verir. Uyuyan kimsenin dünya ile ilgisi kesilir. Olup bitenden haberi olmaz. Bu nedenle uyku ölüme benzetilir.
Rüzgarlı havanın kuytusu yağmurlu havanın uykusu
* Toplumda tehlikeli durumlardan kaçınmalı; insanı aşan ve üstüne vazife olmayan işlerle uğraşmamalı. Rüzgarda kuytu bir yer bulmak, yağmurda uyumak huzur verir.
* Rüzgarlı havada kuytu yer seçilir. Yağmurlu havada iyi uyunur.
* Toplum içinde çekişme ve çatışma baş gösterince yapılacak en iyi iş, bunlardan uzak durup rahatına bakmaktır.
Açın uykusu gelmez
* Aç olan kimse, kendisine ne kadar rahatlık sağlanırsa sağlansın, dinlendirilemez.
* Bir şeye ihtiyaç duyan kimse, ancak onun giderilmesiyle rahata kavuşturulabilir.
Düş uykudan sonra olur
* Bir işin temeli gerçekleşmedikçe ayrıntılarına sıra gelmez.
* Önce bir işin temeli gerçekleşmelidir, önemsenmelidir. Böyle olursa işin asıl yanı gerçekleştikten sonra ona bağlı olan ayrıntılara sıra gelir, o da ikinci aşamada kalan önemsiz bir durumdur.
Kuşkulu uyku evin bekçisidir
Ufak bir tıkırtıdan uyanacak kadar hafif uyuyan ve tetikte olan kimse evin bekçiliğini iyi yapıyor demektir.
Yılan sokan uyumuş, aç kalan uyumamış
* Yoksulluk, açlık acıların en dayanılmazıdır.
* Aç kalan kişi, yılanın soktuğu kişiden daha çok acı çeker, karnı doymadıkça da bu sıkıntısı bitmez.
Ver yiyeyim, ört uyuyayım; gözle, canım çıkmasın
Başkalarının sırtından geçinmeye alışmış kişi en hayati sorunlarının bile çözümünde kendisine hizmet edecek birini arar.
Su uyur, düşman uyumaz
* Düşmana karşı her zaman uyanık davranmak gerekir.
* Kimi akar sular vardır ki sanki akmıyormuş, durgunmuş gibi görünür. Buna asla kanmamak gerekir. Çünkü durgun akan sular daha ziyade tehlikeli olanlardır, asıl akış ve hareket diptedir. Düşman ise bundan daha tehlikelidir. Ona karşı her zaman çok dikkatli ve uyanık davranmak gerekir. Çünkü ne zaman harekete geçeceği, ne yapacağı belli olmaz. Unutulmamalıdır ki, düşman fırsat düşkünüdür, fırsatı kollar.
Kısmetsiz köpek, sabaha karşı uyuyakalır
* Tanrı kendisine kısmet vermemiş olan yaratık, yararlanılacak şeyi elde etmek kolaylaştığı zaman, başka bir işle uğraştığı için bundan yoksun kalır.
* Kısmetsiz biri, o kısmeti en kolay elde edilebilecek bir duruma gelse bile herhangi bir nedenle onu elde edemez.
Eli boşa ağa uyur derler; eli doluya ağa buyur derler
* Armağansız gelen kişiye yüz verilmez, armağanla gelen kişi ise güler yüzle ve saygı ile karşılanır.
* Ziyarete gelen biri hediyesiz gelmiş ise kişi hoş karşılanmaz, yüz verilmez. Dahası arayıp sorduğu evin büyüğü onun yanına çıkmaya tenezzül etmez. Hedisiyle gelen kişi ise güleryüzle ve saygıyla karşılanır, en güzel şekilde ağırlanır.
Az yiyen az uyur, çok yiyen güç uyur
* Kişi iyi uyuyabilmek için pek az da yememeli, pek çok da.
* Az yiyen açlıktan yeterince uyuyamaz. Çok yiyen de midesi dolu olduğundan iyi uyuyamaz. Bu bakımdan, iyi uyuyabilmek için ne az yemeli ne de çok.
Aça dokuz yorgan örtmüşler, yine uyuyamamış
* Aç olan kimse, kendisine ne kadar rahatlık sağlanırsa sağlansın, dinlendirilemez.
* Bir şeye ihtiyaç duyan kimse, ancak onun giderilmesiyle rahata kavuşturulabilir.
Acıyan uyumuş, acıkan uyumamış
* İnsan sıkıntıya katlanır da açlığa katlanamaz.
* İnsan hayatta karşılaştığı her türlü sıkıntıya katlanılır, fakat yaşamak için temel gereksinim olan besin ihtiyacına, açlığa katlanılmaz.