Akan su yosun tutmaz
* Tembel tembel oturan kimse hantallaşır, iş yapma yeteneğini yitirir, çalışan kimse gittikçe açılır, daha yararlı işler yapar.
* Bilinen bir şey ki, devamlı akan su kendini ve yatağını temiz tutar; hareketsiz ve birikinti hâlinde olan su da aksine mikrop ve pisliği bünyesinde taşır. Denebilir ki hareketlilik, canlılık ve çalışkanlık insanı canlı ve üretken yapar; iyimser kılar, kötülükten uzak tutar, düşkünlüğünü önler; böylece de o insan hem kendine, hem de başkalarına yararlı olur.
Ağustosta yatanı, zemheride büğelek tutar
* Elinde fırsat varken geleceğini sağlamaya gayret göstermeyip eğlenceye, keyfe dalan kimse sonunda aç kalır ve perişan olur.
* Zaman ve imkan varken (yazın) çalışmayan, tembel tembel oturan, keyfini düşünen kimse, fırsat kaçtıktan sonra, çalışmanın zor olduğu günlerde (kışın) geçim sıkıntısı çeker; perişan olur, aç kalıp yoksulluk çeker. Yoksulluğun olduğu yerde de bakımsızlık, pislik olur haliyle de böcek, sinek vb. parazitler insana musallat olur.
Ağanın eli tutulmaz
* Zengin olarak düşünülen kişiden anılmaya değer bir bağış beklenir.
* Ağa bol bol verir, gerçek ağanın eliaçık olur.
* Ağalar çoğu zaman harcama yapma konusunda yardımsever ve cömert kişilerdir. Onlar bahşiş verdiğinde buna bir sınırlama belirlemek mümkün olmaz. Her zaman yardımsever ve cömert olarak anılırlar. Ağalarla pazarlık yapılmaya kalkışılmaz. Zaten kendileri alacakları malın her zaman üzerinde bir para verirler bu yüzden pazarlık için ağanın eli tutulmaz.
Al aslan tutar, güç sıçan tutmaz
* Bir kimse zekâsını kullanarak kendisinden güçlü olan yaratığı yenebilir ancak gücünü kullanarak kendisinden daha güçsüz ama zeki olan bir yaratığın üstesinden gelemez.
* Zekânızı kullanarak sizden daha az zeki, ancak daha güçlü olanlara karşı üstünlük sağlayabilirsiniz. Ama gücünüzü kullanarak sizden daha güçsüz, ancak daha zeki olanlara karşı bir üstünlük kuramazsınız.
Ağzına bir zeytin verir, altına tulum tutar
* Yaptığı küçük iyiliklere karşılık büyük çıkar bekler.
Akarsu pislik tutmaz
* Bir insan ne kadar çok çalışırsa o kadar kötü düşünceden ve kötülük yapmaktan uzak olur.
* Bilinen bir şey ki, devamlı akan su kendini ve yatağını temiz tutar; hareketsiz ve birikinti hâlinde olan su da aksine mikrop ve pisliği bünyesinde taşır. Denebilir ki hareketlilik, canlılık ve çalışkanlık insanı canlı ve üretken yapar; iyimser kılar, kötülükten uzak tutar, düşkünlüğünü önler; böylece de o insan hem kendine, hem de başkalarına yararlı olur.
Almadığın hayvanın kuyruğunu tutma
* Almayacağın bir şeye alacakmışsın gibi yakın ilgi gösterme, işinde çalıştırmayacağın kimseye çalıştıracakmışsın gibi umut verme.
* Hiçbir zaman alamayacağın bir mala alacakmış gibi, yapamayacağın bir işe yapacakmış gibi, yanında çalıştıramayacağın bir kişiye çalıştıracakmış gibi yakın ilgi gösterme. Bu, karşı tarafa boş yere umut vermek olur ki, doğru bir hareket değildir.
Altın pas tutmaz
Onurlu, şerefli, temiz insana hiç kimse leke süremez.
Altın tutsa toprak olur
* Giriştiği işlerde büyük talihsizliklere uğrayan kimsenin durumunu anlatan bir söz.
* Talihi olmayan bir kimsenin hemen hiçbir işi yolunda gitmez. Bir şeyden yararlanmaya, bir iş yapmaya kalkışsa karşısına umulmadık engeller çıkar. Çoğu şeyin faydasını göremez.
Atalar sözünü tutmayanı yabana atarlar
* Büyüklerinin sözünü tutmayıp onların gösterdikleri yoldan gitmeyenler toplum içinde ziyan olup giderler.
* Atalarımızın yaşam deneyimlerini yansıtan sözler, bizim dünya görüşümüzün oluşmasına katkı sağlayan yargılardır. Bu sözlere değer vermeyen, gelenekleri, görenekleri küçümseyen kişiler toplumda saygınlık kazanmazlar. Böyle kişilerle herkes ilişkisini keser.
Ayağını sıcak tut, başını serin; gönlünü ferah tut, düşünme derin
* Hastalıktan korunmak istiyorsak ayağımızı sıcak, başımızı serin tutmalı, olur olmaz şeyleri sıkıntı konusu yapmamalı, geniş yürekli olmalıyız.
* Sağlıklı olmak, türlü hastalıklardan korunmak, vücudumuzu yıpratmamak için ayağı sıcak, başı da serin tutmak oldukça faydalıdır. Beden sağlığımızı düşündüğümüz gibi ruh sağlığımızı da düşünmek zorundayız. Bunun için de her sorunu dert etmemeli, olur olmaz şeylere üzülmemeliyiz; sabırlı ve geniş gönüllü olmalı, rahat hareket etmeliyiz.
Mayasız yoğurt tutmaz
Çok para kazanabilmek için az da olsa elde bir sermaye olması gerekir.
Bal tutan parmağını yalar
İmkânları geniş bir işin başında bulunan kimse bunlardan az da olsa yararlanır.
Bir fit bin büyü yerini tutar (yerine geçer)
Bir kimseyi başkasına karşı kışkırtmak için ara bozacak bir söz, bin büyü kadar etkilidir.
Boş torba ile at tutulmaz
Çıkar veya karşılık gösterilmeden bir kimse bir yere bağlanmaz.
Ayyar tilki art ayağından tutulur
İşini hile ile yürüten kimse sonunda yakayı ele verir.
Cin tutana bir muska yeter
Çok kızmış birisini yatıştırmak için akıllı bir kimsenin sözlü veya yazılı öğüdü etkili olur.
Çürük tahta çivi (mıh) tutmaz
Aslında yaramaz olan veya sonradan o duruma getirilen şeyi, ne kadar uğraşsanız da işe yarar duruma getiremezsiniz.
Tutulmayan hırsız beyden büyüktür
* Suçu ispatlanamayan, yakayı ele vermeyen hırsız, böyle bir suç işlemesi düşünülmeyen kimselerle dürüstlük yarışı içinde olabilir.
* İşlediği suçu gizleyebilen, yakayı ele vermeyen biri, namuslu insanlar gibi saygınlığını sürdürür.
Değirmi yurt tutmaya değirmi göt ister
Bir yerde, bir işte tutunup başarı kazanabilmek için sebatla çalışmak gerektir.
Düşmanın karınca olsa kendini merdane tut
Düşmanın ne kadar güçsüz olursa olsun dikkat et, uyanık ol..
Selin ağzı tutulur, elin ağzı tutulmaz
Doğal yıkımlara karşı önlem alınır ama söyledikleri yalan yanlış olanı susturmaya kimsenin gücü yetmez.
El eliyle yılan tutulur
Kişi kendi işini kendisi yapmalıdır.
Hayvan yularından, insan ikrarından (sözünden) tutulur
Yularından tutulan hayvan başka yöne sapamadığı gibi insan da söylediği sözün dışına çıkamaz.
İşleyen demir pas tutmaz
Tembel tembel oturan kimse hantallaşır, iş yapma yeteneğini yitirir, çalışan kimse gittikçe açılır, daha yararlı işler yapar.
İşini kış tut da yaz çıkarsa bahtına
Başladığın bir işte her zaman güçlüklerle karşılaşacağını varsay ki sonunda hayal kırıklığına uğramayasın, iyi sonuçlar aldığında sevinesin.
İt ağzını kemik tutar
Aşağılık bir kimsenin ağzını kapamak için ona bir çıkar sağlamak yeter.
Kaynayan kazan kapak tutmaz
İçten içe, gizlice gelişen olaylar veya duygular bir yerde patlak verir.
Tutulmayan uğru, beyden doğru
Suçu ispatlanamayan, yakayı ele vermeyen hırsız, böyle bir suç işlemesi düşünülmeyen kimselerle dürüstlük yarışı içinde olabilir.
Kedi olalı bir fare tuttu
En sonunda bir iş başarabildi.
El eliyle yılan tut, onu da yalan tut
Kişi kendi işini kendisi yapmalıdır.
Bizim gelin bizden kaçar, tutar ellere başını açar
Bize yabancı duran yakınımız, dostumuz, akrabamız başkalarına rahatça, içtenlikle yardım eder.
Zeyrek kuş iki ayağından tutulur
* İşini hile ile yürüten kimse sonunda yakayı ele verir.
* İşini hileyle, kurnazlıkla yürütmekte olan kişi, bir zaman gelir ki kurnazlığını kullanamaz; yakayı ele verir.
Yerdiğin oğlan (küçük) yer tutar
Bugün beğenmediğiniz, kendisinde yetenek bulmadığınız çocuğun zamanla bilgisi, görgüsü artar, toplumda önemli bir yeri olur.
Üç göç, bir yangın yerini tutar
* Bir yerden başka bir yere taşınırken bazı eşya kırılır, dökülür, kaybolur, birçok kez taşınma sonunda bu eşya yangın artığına döner.
* Bir yerden bir yere taşınma zahmetli ve masraflı bir iştir. Taşınma ve nakliye sırasında eşyalar yıpranır, zarar görür ve daha kısa zamanda kullanılamaz hale gelir. Bu nedenle sık taşınan kişiler sık sık eşya yenilemek zorunda kalırlar bu da masraf demektir. Yangınlardaki maddi kayıplara benzetilmiştir.