Yol üstüne bostan ekme el için, kocalıkta (ihtiyarlıkta) avrat alma el için
* Yol üstüne ekilen, korunaksız bahçeden gelen geçen bir şeyler alır, koparır. Yaşlı adam, genç bir kadının isteklerini yerine getiremez, ona ayak uyduramaz, yaşam tarzları ve görüşleri çok farklı olur. Bu durumda, kadın kendi yaşıtları ile birlikte vakit geçirmeye başlar. Bu nedenle hayatta insanlar, kendine fayda sağlamayacak işlerden uzak durmalılar.
* İnsanlar kendine faydası olmayacak işlerle uğraşmamalıdır. Yoksa hem zamanını boşa geçirir hem de üzülen taraf olur.
* Kendine yararı olmayan bir işe girişme sonunda üzülen sen olursun anlamına da gelir..
Veren el, alandan üstündür
Yardım ve iyiliksever kimseleri herkes sever, sayar. İnsanların maddi durumları iyi ise maddi durumları düşük olanlara yardım etmelidir.İslam dininin esaslarından olan zekat bunu temel almaktadır. Şayet İslamiyet yardım etmeyi emir haline getirmiş ise bunu gönüllü yapmak ve fakir insanlara yardım etmek gerekir.Bu çok sevap ve hayırlı bir iştir.Bu nedenle vermek ve Allah’ın bize verdiklerini olmayanlar ile paylaşmak Allah katında çok değerli bir davranıştır.
Talihsiz hacıyı deve üstünde yılan sokar
* Düşündüğünü uygulaması nasip olmayacak kişinin karşısına, hatıra hayale gelmeyen engeller çıkar.
* Ülküsünü gerçekleştirmesi mukadder olmayan kişinin karşısına, hatır ve hayale gelmeyen veyenilemeyen engeller çıkar.
Seyrek git sen (sıkça varma) dostuna, kalksın ayak üstüne
* Dostumuz da olsa, sık sık yanına giderek kişiyi rahatsız etmek doğru değildir. Onu bezdirmemek, kendimizden soğutmamak, gittiğimizde de yakın ilgi görmek ve lâyıkıyla ağırlanmak istiyorsak, ziyaretlerimizi uzun zaman aralıklarıyla ve arada sırada yapalım.
* Kişi dostuna sık sık giderse çok sıcak karşılanmaz. Seyrek giderse büyük sevgi ile karşılanır.
* Kişi dostunu, tanıdık ve sevdiklerini sık sık rahatsız etmemeli onlara seyrek gitmelidir. Dostuna sık sık giden çok sıcak karşılanmaz. Seyrek giderse sevgi ile karşılanır.
* Sık görüşmeler dostlukların değerini düşürür. Kişinin dostundan göreceği sevgi ve ikram, ona duyulan özlem ile bağıntılıdır. Özlemleri de, kısa süren ayrılıklar yaratır. Sıkça yapılan görüşmeler özlemi de yaratmayacağı için, dostların birbirlerine göstermeleri gereken sevgiyi de azaltacaktır. Çünkü bir işin sürekli yapılması, sevilen yemeğin her gün yenmesinin bıkkınlık yarattığı gibi dostların sürekli görüşmeleri de bıkkınlık yaratır. Sevgilerin saygıların azalmasına, hatta zamanla yok olmasına yol açar. Dostların birbirlerini ziyaret etmeleri beklenen ve istenen bir durumdur. Ancak bu ziyaretler sıklaşırsa, dostlar arasındaki sevgi ve saygı azalır. Çoğu zaman iyi dost az ziyaret edendir.
Kalem kılıçtan üstündür
* İdari makamlarda bulunan kişiler, emirlerini yazarlar, bu emirlerin sonuçları çok ağır sonuçlar olabilir, uygulanması zor alabilir, ancak kılıçla bile halledilmeyecek bu işler emirlerin uygulanmasıyla gerçekleşir.
* Kalem düşüncenin tercümanı olduğu için onun yazdıkları çok daha etkili ve yaygındır. Kılıcın gücü bireyseldir, kalemin gücü hem toplumsaldır hem de kalıcıdır.
Kalem bir kere yazar ve onu herkes okur, bilgilenir, Topluluk üstünde etkili olur ve zararlı şeyleri kökünden çözer. Kılıç ise tek bir zararlı şeyi ortadan kaldırır, yenilerin ortaya çıkmasını engelleyemez.
İyi insan sözünün üstüne gelir
* Yokluğunda kendisinden ve iyiliklerinden söz edilen kişi, konuşmanın üzerine gelirse, o iyi bir insandır, denilir.
* Çok sevdiğimiz yada beğendiğimiz insanların, kendi konusu konuşulurken aniden lafının üstüne gelmesini bu iyi kişiliği ile bağdaştırırız. Tamda o kişiden iyi konuşulması, onun karakterinin de iyi olması bu atasözünün söylenmesine neden olur. Bu durumun iyi olduğunu atalarımız söylemiştir.
El elden üstündür
* Bir kimse, kendisinden üstün olan bir başkasının da olabileceğini bilmeli; “hiç kimse bu işi benden daha iyi yapamaz” dememelidir.
* Bir konuda çok ileride bulunan kimse, o konumun son kertesine ulaşmış değildir. Mükemmele ulaşmak insan için bir hayal olmaktan öteye gidemez. Mükemmel dediğimiz şeylerde bile aslında bir eksiklik vardır. Kendimizden ileri ve derece derece birbirinden yüksek birçok kimseler bulunabileceğini hatırımızdan çıkarmamalıyız.
Dağ ne kadar yüce olsa yol (onun) üstünden aşar
* Güçlünün daha güçlüsü, yetkilinin daha yetkilisi, yönetilmez sanılanın bir yöneteni vardır.
* Çözümü güç meselelerin, yenilmesi imkânsız gibi görünen zorlukların da üstesinden gelinebilecek bir yol vardır. Yeter ki gerekli azim, sabır ve cesaret gösterilsin, yılgınlığa düşülmesin.
* Her makamın veya yetkili kişinin daha üst makamı ve denetleme yeri vardır.
* Aşılması zor gibi görünen işlerin de bir çözüm yolu vardır.
Bazı olaylar, bazı durumlar, insana çok uzak gelebilir. İnsan baz sorunları oldukça fazla büyütebilir. Oysaki her problemin mutlaka bir çözümü vardır. Önemli olan çözüm yolunu bilmektir.
Dağ dağ üstünde olur, ev ev üstünde olmaz
* En olmayacak şeyler bile bir gün gerçekleşebilir. Ama iki ailenin aynı ev ortamında yaşaması düşünülemez.
* Bir dağı kaldırıp öteki dağın üstüne koyabilir misiniz? Buna çare bulunacağı düşünülebilir de bir ev halkının bütün ağırlığıyla başka bir aileye yük olarak uzun süre yaşayabileceğidüşünülemez. Bu ailenin bütçesi böyle bir ağırlığı taşıyamayacağı gibi, iki aile arasında çeşit çeşit anlaşmazlıklar çıkar.
* Aynı evde oturan iki aile arasında er geç birtakım anlaşmazlıklar çıkar.
En olmayacak düşüncelerin bir gün olması düşünülebilir. Ama bir ev içinde iki ailenin bir arada yaşaması düşünülemez. Maddi imkanlar buna engel olur. İki aile arasında geçimsizlikler problemler ortaya çıkar.
Çamura taş atma üstüne sıçrar
* Kötü karakterli insanlardan uzak durmalı, onlara sataşmamalı, mümkünse muhatap bile almamalıyız. O tip insanlardan fayda değil zarar görürsünüz. Çünkü bu tip insanlar kendilerine dokunan meselelerde size her tür iftira ve hakareti yapar.
* Terbiyesiz kişilerle uğraşılmaması, zira yakanın kurtarılamayacağını açıklayan atasözüdür.
* Kötü olarak tanınan kişilerin tepkisine yol açacak davranışlardan kaçınmalı.
Ayda gelen halı üstüne, günde gelen kül üstüne
* En sevdiğin dostun veya akraban da olsa sık sık ziyaretine gidersen senden bıkar, sıradanlaşırsın. Ziyaretine ara sıra git ki, daha fazla hürmet, saygı ve itibar göresin.
* İnsanlar hayatları boyunca çalışır, birşeyler kazanabilmek için emek harcarlar. Bu emek tıpkı aya gidip gelmek kadar zor ve gayret isteyen birşeydir. Çalışılarak, gayret edilerek kazanılan herşey bizim olur. Evimiz, eşyamız, yemeğimiz, çocuklarımız bu şekilde hayatımıza girer ve kalıcı olur. Kısa ve kolay yoldan kazanılan bu değerler ise çöpe gider, hepsi kül olur. Elimizde avucumuzda bulunanlarıda bizden alarak yok olur. Kısa ve kolay yolları değil, daha çok emek sarfedebileceğimiz yolları deneyerek hayatımızı kazanmalıyız. Böylelikle hem tecrübeli, erdemli bir insan oluruz, hemde kazançlarımızın kalıcı, kesintisiz olmasını sağlarız.
Akıl akıldan üstündür
* Her insan aynı anlayış, bilgi ve düşünme gücüne sahip değildir. Bizim akletmediğimizi, bir başkası akledebilir. Biri bizden daha iyi düşünüp karanlık bir noktada bize ışık tutabilir. Bu bakımdan önemli işlerimizde güvenli, geniş düşünce sahibi kimselere danışmaktan, onların bilgi ve tecrübesine başvurmaktan kaçınmamalıyız.
* İnsanın kendi aklını her konuda yeterli görmesi yanlıştır. Önemli meselelerde güvendiğimiz akıllı kimselerin düşüncesini sormalıyız. Bizim düşünemediğimizi başkası, onunda düşünemediğini bir başkası düşünüp bizi aydınlatabilir.
* Önemli sorunlarda güvendiğiniz akıllı kimselerin düşüncesini sorunuz. Sizin düşünemediğinizi başkası, onun da düşünemediğini bir başkası düşünüp sizi aydınlatabilir.
Ayının kırk türküsü var, kırkı da ahlat üstüne
Bir kimsenin hep aynı şeyi veya hikâyeyi anlatması karşısında söylenen bir söz.
Onmadık hacıyı deve üstünde yılan sokar
Amacını gerçekleştirmesi mümkün olmayan kişinin karşısına, hatır ve hayale gelmeyen ve yenilemeyen engeller çıkar.
Suç samur kürk olsa kimse üstüne almaz
Hiç kimse suçlu olduğunu kabul etmek istemez.
Ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmek de üste ver
Verilecek ücret ne kadar çok olursa olsun, her iş uzmanına yaptırılmalıdır.
El üstünde gömlek eskimez
Eğreti olarak alınan şey, dikkatle korunur; bir süre sonra olduğu gibi geri verilir.
Et ne kadar arık olsa üstüne ekmek yaraşır
Bilgili ve görgülü kişi, iş başında ve zengin olmasa da bilgisiz ve görgüsüz kişilerin üstünde yer alır.
Kediye bokun kimya demişler, üstünü örtmüş
İyilik sevmeyen, karşısındakinin iyi olmasını istemeyen kişi, atacağı bir şeyi diğerine yaramaması için faydalanılamayacak duruma getirir.
Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı
Yersiz ve saçma sözler karşısında söylenen bir söz.
Kediyi sıkıştırırsan üstüne atılır
Senden çekinen, korkan kişi, çok sıkıştırırsan sana karşı gelir.
Ayda bir gel dostuna kalksın ayak üstüne
* Ne kadar yakın dostun veya akraban olursa olsun, ona her gün gidersen usanır. Ara sıra git ki seni saygı ile karşılasın, iyi ağırlasın.
* Dostluğumuzun zedelenmesini istemiyorsak, ziyaret ve isteklerimizle onu bunaltmamalıyız. Sık ziyaret edilen dost, bir süre sonra bizi hiç umursamamaya başlar. Karşılamak için oturduğu yerden bile kalkmaz olur. Dostumuzu arada sırada bir ziyaret edersek, o da bizi yere göğe sığdıramaz ve memnun etmek için elinden gelen her şeyi esirgemeden yapar.