Atasözü; Atalarımızın uzun denemelere dayanan yargılarını, tecrübelerini, bilgece düşünce ya da öğüt olarak ifade eden ve kalıplaşmış biçimleri bulunan kamuca benimsenmiş özlü sözlerdir.
Deyim ise; Genellikle gerçek anlamından uzaklaşmış birden çok sözcükten oluşan, bir kavramı ya da durumu karşılayan kalıplaşmış sözcük gruplarıdır.
Namaza meyli olmayanın kulağı ezanda olmaz
* Müslümanların günde beş kez yapmaları dince buyurulan ve dua okuyarak kıyam, rükû, sücut, kuut denilen beden durumlarını, kuralınca tekrarlayarak Yüce Allah`a edilen bir ibadettir namaz. Buna salât da denir. Namaza çağrı işareti de ezandır. Namazı gerçekten kendine bir görev bilmiş olanlar, onun vaktini dört gözle beklerler ve onun çağrı işareti olan ezana da kulak verirler. Namaz ve ezan arasındaki bu ilişkiden hareketle, atasözü şu anlamı vermek için söylenir: Kişi bir işin esasıyla ilgileniyor ve ona karşı istek duyuyorsa, o şeyin ayrıntılarıyla da ilgilenir; istemiyor ve ilgilenmiyorsa ayrıntılarıyla da uğraşmaz.
* İnsanlar ilgi duydukları ve gönül verdikleri şeylere karşı duyarlı olurlar. Kişi, yapmak istemediği işin ayrıntılarıyla ilgilenmez.
* Kişi yapmak istemediği işin, ayrıntılarıyla ilgilenmez. Kişilerin davranışlarını değerlendirmek, sağlıklı ilişkiler kurmak için oldukça gereklidir. Aldatılmayı, zaman dahil, bütün çabaların boşa gitmesini önler. Çünkü davranışlar, düşüncenin yansımasıdır. Kendisine bir iş yaptırmayı veya kendisiyle bir iş kurmayı tasarladığımız biri, anlattıklarımıza göstereceği ilgi ile yaklaşımım belirler. Gerçekten ilgiliyse, söylenenlerin ayrıntılarını da öğrenmek isteyecektir. Değilse bizim ayrıntıları aktarmamız gereksiz olacaktır.