Atasözü; Atalarımızın uzun denemelere dayanan yargılarını, tecrübelerini, bilgece düşünce ya da öğüt olarak ifade eden ve kalıplaşmış biçimleri bulunan kamuca benimsenmiş özlü sözlerdir.
Deyim ise; Genellikle gerçek anlamından uzaklaşmış birden çok sözcükten oluşan, bir kavramı ya da durumu karşılayan kalıplaşmış sözcük gruplarıdır.
Kendi düşen ağlamaz derler
* Girdiği bir işte kendi zararına kendi sebep olan bir kimsenin yakınmaya hakkı yoktur. Çünkü bildiğini okumuş, istediği gibi davranmış, kimseyi dinlememiştir. O hâlde kötü sonuca da katlanmalıdır.
* Bireyin, kendi verdiği kararların sonuçlarından ötürü başkalarını suçlaması anlamsızdır” anlamında bir söz.
* İnsanın kendine yaptığı kötülüğü kimsecikler yapamaz. Kişi yanılabilir; ama bunun da bir sınırı vardır. Hatalardan ders çıkarmak, onları bir daha tekrar etmemek gerekir. Üstelik, yanlış davranışı yüzünden zarara uğramayan kimsenin bu durumdan yakınmaya hakkı yoktur. Oysa başkası bir kötülük yapsa bağırıp, çağırma hakkımız vardır.
* Kendi hatasından kötü bir duruma düşenin yakınmaya hakkı yoktur. Düşünebilme insanın en büyük özelliğidir. Bu özelliğinden ötürü de bütün davranışlarını düşünerek yapar. Bir işe kalkışmadan önce, işin yaratabileceği bütün olumsuzlukları tasarlar, gerekli önlemleri aldıktan sonra da uygulamaya kalkar. Ama kimileri işlerini yaparken yeterince düşünmez, aceleye getirir, bazı küçük ayrıntıları umursamaz, onlar için gerekli önlemleri almaz ve sonunda hiç beklemediği halde işinde veya başka bir girişiminde olumsuz bir sonulça karşılaşır. Harcadığı emekler boşa gider. Öylelerinin içine düştükleri kötü durumdan yakınmamaları gerekir. Çünkü buna kendileri neden olmuşlardır.