Atasözü; Atalarımızın uzun denemelere dayanan yargılarını, tecrübelerini, bilgece düşünce ya da öğüt olarak ifade eden ve kalıplaşmış biçimleri bulunan kamuca benimsenmiş özlü sözlerdir.
Deyim ise; Genellikle gerçek anlamından uzaklaşmış birden çok sözcükten oluşan, bir kavramı ya da durumu karşılayan kalıplaşmış sözcük gruplarıdır.
İbadet de (mahfi) gizli, kabahat da
* İbadet Allah ile kul arasındadır. İbadeti başkalarına gösteriş için yapanlar Allah’ın emirlerini, kulluk görevini yerine getirmemiş olurlar. İnsan bazı kusurları yaparak olgunlaşır, tecrübe kazanır. Bunun için olgunlaşmamıza yarayan kusurların da gizlenmesinde yarar vardır.
* İbadet gösteriş için yapılmaz. Kul, Tanrı’sına karşı olan borcunu elalem görsün diye yaparsa bu, ibadet olmaktan çıkar. Kabahat, kamunun kınadığı bir şeydir; ona da gizlilik yakışır.
* Farz ibadetlerin çoğunu insanlardan gizlemek mümkün değildir. Aslında buna gerekte yoktur. Bu atasözünde kastedilen, kişinin özellikle yoksullara yönelik yardımı, hayır ve hasenatıdır. Bunların gizli yapılması hem Allah’ın hoşnutluğuna, hemde karşı tarafın onurunu korumaya daha uygundur. Öte yandan ibadet gösteriş için yapılmaz. Gizli açık bütün ibadetlerde amaç Allah’ın yüce rızası olmasıdır. Kul, Allah’a karşı olan borcunu insanlar görsün diye yaparsa bu, ibadet olmaktan çıkar. Kabahat, insanların kınadığı birşeydir; onada gizlilik yakışır.