Atasözü; Atalarımızın uzun denemelere dayanan yargılarını, tecrübelerini, bilgece düşünce ya da öğüt olarak ifade eden ve kalıplaşmış biçimleri bulunan kamuca benimsenmiş özlü sözlerdir.
Deyim ise; Genellikle gerçek anlamından uzaklaşmış birden çok sözcükten oluşan, bir kavramı ya da durumu karşılayan kalıplaşmış sözcük gruplarıdır.
Fazla naz aşık usandırır
* Kişinin kaprislerine yakınları bir süre katlanabilirler. Ama bu naz devam edecek olursa etrafındakilere de sıkıntı verir. / Sürekli baş ağrısı bahane edilip keyif kaçırılan durumlarda tepki olarak kullanılabilir. / Ortada geçerli bir sebep yokken surat asan kimselerin çevresindeki insanlar üzerinde yarattığı bıkkınlık halini ifade eder.
* Çok nazlanmak, gereksiz yere zorluklar çıkarmak insanı bezdirir; hatta en sevdiğinden bile soğutur. Her şeyin bir sınırı vardır. İnsan kendini ağırdan satmak için aşırı naz yapmamalı, karşıdakini bezdirmemelidir. Sonra öylece kalabilir. Her şeyin bir ölçüsü vardır, ölçüsü kaçtığı zaman eldeki kaybedilebilir, zarar görülebilir.
* Nazlanmada aşırıya gidilmemeli. Âşık, herhangi bir şeye kendini aşırı bir şekilde kaptırandır. Bağlandığı şeyi elde etmek için her şeye katlanır. Tutkun olduğu nesne bir sevgili olacabileceği gibi, başka bir varlık da olabilir. Nasılsa tutkundur diye, asla vazgeçmez diye, çoğu zaman âşığın istediği, uzun bir nazdan sonra verilir. Gerçi naz, aşkın derecesini, aşık olunan nesneye saygıyı arttırır, ancak bu nazın derecesini iyi kestirmek gerekir. Naz, âşığın sabır, dayanma gücünü aşmamalı. Âşığın sabır gücünü aşan nazlar karşısında, âşığın aşkından vazgeçebileceği de düşünülmelidir. Her şeyin bir sınırı olduğu gibi, sabrın da bir sınırı vardır.