Atasözü; Atalarımızın uzun denemelere dayanan yargılarını, tecrübelerini, bilgece düşünce ya da öğüt olarak ifade eden ve kalıplaşmış biçimleri bulunan kamuca benimsenmiş özlü sözlerdir.
Deyim ise; Genellikle gerçek anlamından uzaklaşmış birden çok sözcükten oluşan, bir kavramı ya da durumu karşılayan kalıplaşmış sözcük gruplarıdır.
El elin eşeğini türkü çağırarak ararmış
* Hiç kimse, başkasının içine düştüğü derdi tam anlamıyla kavrayamaz. Çünkü üzücü olaylar sadece ilgili kimseleri kederlendirir, onlara acı verir. Bu bakımdan birinin derdine çare bulacak kimseler olayla ne kadar ilgilenseler de keyiflerini bozmazlar, derinden acı duyarak işe girişmezler, acele etmezler.
* Bir kimsenin sıkıntısına çare bulacak olan kişi, içinden acı duyarak değil, zevk ve eğlencesinden geri kalmayarak bu işi yapar.
* Bizim işimize ancak kendimiz canla başla sarılabiliriz. Bir kimsenin sıkıntısına çare bulacak olan kimse, içinden acı duyarak değil, zevk ve eğlencesinden geri kalmayarak bu işi yapar.
* İşlerimizi kimse bizim kadar içtenlikle yapmaz.
İşlerimizi, sorunlarımızı mümkün olduğu kadar kendimiz çözümlemeye çalışmalıyız. Başkalarma asla bel bağlamamalıyız. Bilmeliyiz ki kimse bizim kadar bize yakın olamaz. Çünkü bizi sürekli huzursuz eden bir durumumuzu başkalarına açtığımızda, onlardan beklediğimiz anlayışı, ilgi ve yakınlığı göremeyiz. Biz acı içindeyken, işimizi yürütenler hiçbir zevklerinden geri kalmadan işlerimizi çözümlemeye çalışırlar ki bu da bizim beklediğimiz sonucu vermez. Akıllı insan bütün bunlan bilip, kendi işlerini kendisi çözümlemeye çalışır.