Evliya Çelebi Kimdir? Evliya Çelebi hayatı, Evliya Çelebi biyografisi, Evliya Çelebi eserleri, Evliya Çelebi hakkında bilgi.
Evliya Çelebi; Osmanlı gezgini ve yazarıdır (İstanbul 1611 – 1682).
Bir süre medresede okudu, babasından hat, nakış, tezhip öğrendi, biraz da müzik üzerinde çalıştıktan sonra hafız oldu. Melek Ahmet Paşa”nın desteğiyle Enderun”a girdi. (1635). Gezi sevgisini, bu yolla nasıl eser sahibi olduğunu bir düşle açıklar. “Şefaat ya Resulullullah” yerine “Seyahat ya Resullullah” demiş olmasını özel yazgısının nedeni olarak gösterir, önce İstanbul”u gezerek eserinin ilk cildini hazırladığını belirtir (1630). Dört yıllık Enderun eğitiminden sonra sipahi oldu, İstanbul dışına ilk kez 1640′ta çıktı (bir aylık Bursa gezisi), bu izinsiz yolculuktan sonra babasından destek görerek aynı yıl İzmit”i, vali olarak giden Ömer Paşa”nın yanında Trabzon”u, Kırım”da Azak Kalesi”nin alınışını gördü. Dört yıl İstanbul”da kaldıktan sonra Girit Seferi”ne katıldı, Yusuf Paşa”nın yanında Hanya”nın alınışında bulundu (1645). Müezzini ve musahibi olduğu Defterzade Mehmet Paşa ile birlikte Anadolu”yu, Erzurum”u, Azerbaycan ve Gürcistan”ın bazı yerlerini gezip gördü. Haber iletmek, mektup taşımak, aracılık yapmak gibi vesilelerle ve o yılların ulaşım olanaklarıyla inceden inceye görüp yazdığı yerler, olaylar gittikçe çoğaldı: Gümüşhane, Tortum, Gönye, Erzurum (1648), Suriye, Filistin, Sivas, İstanbul, ilk Rumeli gezisi (1651-1653), Silistre, Özi, Sofya, Van (1655-1653), iran toprakları, yeniden Rumeli”de Özi ve Silistre, Padişah IV. Mehmet hizmetinde Anadolu, Varad Seferi (1660), Arnavutluk, Bohemya (1662), Avusturya, Macaristan, Eflak, Boğdan, Kırım, Kafkasya, Dağıstan, dönüş (1663), Yunanistan, Mora Girit, İstanbul”a dönüş (1670), 14. ve son gezisinde hac amacıyla adalar yoluyla Rodos, Suriye üzerinden Mekke, dönüşte Mısır, Sudan, Habeşistan (1676); ölümünün Mısır”da mı, İstanbul”da mı olduğu kesinlikle bilinmez.
17. yüzyılın en ilginç yazarı kuşkusuz Evliya Çelebi”dir. Büyük Seyahatnamesi ile zamanın çok dikkatli bir izleyicisi, usta bir gözlemcisi, görgü alanına giren olayların iyi bir inceleyicisi oldu. 50 yıllık bir imparatorluk gezisinin, zaman zaman sınır dışlarına taşan olanaklarından da yararlanan Çelebi, 10 ciltlik eserini artık konuşma diline bile girmiş bazı tamlamalar ve görgü kurallarının gerektirdiği zorunlu nitelemelere karşın-temelde halkın konuştuğu canlı dille yazmıştır. Bu doğal ve içten anlatım, zengin yaşantısının getirdiği renkli bir dünya tasviriyle birleşerek Divan Edebiyatı”nın en ilginç eserlerinden birini yaratmasına fırsat vermiştir.