Ziyade; fazla, çok, (-den) daha çok, artan miktar, geriye kalan kısım gibi anlamlara gelir. Ziyadesiyle; gerekenden çok, fazlasıyle demektir. Ziyâde olsun ise; yenen veya yenecek olan yemeğin fazla ve bereketli olmasını dileyen bir hayır temennîsi sözüdür. İşte ziyade kelimesi ile ilgili cümleler.
– Her şey çok güzeldi, ziyade olsun!
– Naîmâ ile Cevdet Paşa istisnâ edilince târihnüvislerimize mukayyid-i vakâyi unvânı bile ziyâde gelir. (C. Şahâbeddin)
– Sen bu evde en ziyâde kimi seversin? (H. R. Gürpınar)
– Göz ucu ile gördüğüm, ziyâde bakmaktan içtinap ettiğim bu levha… (H. C. Yalçın)
– Birden ziyâde idiler. (Ö. Seyfeddin)
– Yediğim şamar da ziyâdeden.
– Çirkin bana kurban, ben de güzele / Can sever güzeli, maldan ziyade. (Karacaoğlan)
– Ben de insanları yargılamaktan ziyade anlamayı tercih edenlerdenim.
– Kendisine zaafımdan ziyâde metânetimi gösterdiğim kadın içeriye girdi. (P. Safâ)
– Ziyâdesiyle karnı acıkmış bir adam lokantaya girer. (F. Reşat)
– Beri taraftan Sümbül Hanım, Zeynep’i ziyâdece ürküttüğünü, Cangüzel’i incittiğini sezmiş. (S. Erol)
– Rakiplerin puan kaybetmesinden ziyade bizim galibiyete ihtiyacımız vardı.
– Tevkifhane müdürü de bizden ziyade onlarla ahbaplık etti. (F. Rıfkı)
– Kıskanıp gizlemiş kazâ ve kader / Belki binden ziyâde bestesini. (Y. Kemal)
– Hava ziyâde soğuktu. (H. Sîret)
– Acem Ali’nin çehresi Îranlılar’dan ziyâde Arap delikanlılarına benziyordu. (A. M. Efendi)
– O kadar emek harcamışlar, bir ziyade olsun demek yok mu?