Taht; hükümdarların üzerine oturdukları koltuk demektir Taht mecaz anlamı ise; hükümdarlık makāmı, hükümdarlık, en üst makam gibi anlamlara gelir. İşte taht kelimesi ile ilgili cümleler.
– Sultan Süleyman tahta çıkar çıkmaz, babası namına inşa ettirdiği cami 1522’de bitmiş ve halka açılmıştır.
– Tahta çıktığında günlerce şenlikler yapıldı.
– Mevlânâ ile babası Konya’ya 1229 yılında Keykûbad tahtta iken gelirler. (A. H. Tanpınar)
– Mozaikten tapınaklar yapar, tunçtan kaleler, fil dişinden tahtlar kurarmışsın. (R. H. Karay)
– Abdülkerim, Satuk Buğra Han adıyla tahta oturuyor. (E. Göze)
– Bir namazlık saltanatın olacak / Taht misâli o musallâ taşında. (C. S. Tarancı)
– Kosova muhârebe meydanında tahta çıkan Yıldırım Bâyezid. (Y. Kemal)
– Kendisini tahttan indirmek isteyenleri etkisiz kılmayı bildi.
– Kubbeyi mîmârî tahtına oturtan Osmanlılar olmuşlardır. (E. Göze)
– Tarihte bütün taht mücadelelerinde muhakkak kan akmıştır.
– Kayserlerin tahtlarını devirdiler. (Y. K. Karaosmanoğlu)
– omte’un uydurduğu bu yarısı Latince, yarısı Yunanca ucûbe “içtimâî fizyoloji” tâbirini tahttan indirir. (C. Meriç)
-Tahtına kurulmuş ülkeyi yönetmeye çalışıyor.
– Sultan Süleyman tahta çıkar çıkmaz, babası namına inşa ettirdiği cami 1522’de bitmiş ve halka açılmıştır. (Y. K. Beyatlı)
– Bu kabına sığamayan, fakat tahta geçer geçmez yaptığı işler saltanat hırsına, hiç olmazsa devrin örfü içinde hak verilen pâdişah… (A. H. Tanpınar)
– Taht kavgası vermemek için herkese hakkı olanı vermeye çalıştı.
– Ömrüm oldukça gönül tahtıma keyfince kurul. (Y. Kemal)
– Seyr etti havâ üzre denir taht-ı Süleyman / Ol saltanatın yeller eser şimdi yerinde. (Z. Paşa)
– Taht kavgaları tarihin akışını değiştirmiştir.
– Ve gerek Uzak Şark Türklüğü’nde gerek Selçuklu ve Osmanlı devirlerinde taht, halkın alâka ve heyecânının temerküz noktasını teşkil etmiştir. (S. Ayverdi)
– Tahttan indirmek için plan yapıyorlardı.
– Kendisini tahttan indirmek isteyenleri etkisiz kılmayı bildi.