Ağız bükmek deyiminin anlamı
Bir şeyi beğenmediğini, küçümsediğini belli etmek.
Örnek: Yaptığım yemeklere ağız bükmen beni sinir ediyor.
Örnek 2: Yazdığım kompozisyona ağız büktü.
Kulağını bükmek deyiminin anlamı
* İkazda bulunmak, uyarmak.
* Bir sorun karşısında dikkatli davranması için uyarıda bulunmak.
Dudak bükmek deyiminin anlamı
* Bir şeyi beğenmediğini, küçümsediğini belli etmek, umursamamak, pek aldırış etmemek.
* Ağlayacak gibi olmak.
Örnek: Yeni alınan elbiseye şöyle bir dudak büküp geçti.
Örnek 2: Annesinin pazardan aldığı ayakkabılara dudak büktü.
Örnek 3: Çok azarlama, çocuk dudak bükmeye başladı.
Örnek 4: Dudak bükmüş, gözleri sulanmıştı.
Eğip bükmek deyiminin anlamı
* Bir şeyin aslını bozarak başka bir biçime getirmek.
* Söylenen bir şeyi değiştirerek ya da farklı yorumlayarak çıkarına uygun hâle getirmek.
Örnek: Onları kullanırken ince eleyip sık dokuyorum. Eğip büküyor, kesip biçiyorum.
Dudağını bükmek deyiminin anlamı
* Umursamamak, beğenmemek, küçümsemek, aldırmamak, önem vermemek, Ağlamaklı olmak.
* Teklif edilen bir şeyi beğenmediğini, az görerek küçümsediğini belirten deyim. Durumdan memnun olmayan kişinin isteksizliğini anlatmak için kullanılan bir deyimdir.
Örnek: Yeni alınan elbiseye şöyle bir dudak büküp geçti.
Örnek 2: Sanat galerisini gezerken dudak büktü.
Boynunu bükmek deyiminin anlamı
* Kabul etmek.
* Acınacak bir hâlde olmak.
* Acındırıcı, çaresiz bir durumda kalmak.
* Bir durumu, bir işi ister istemez kabul etmek.
* Kendisine karşı yapılanları kabul edecek davranışta bulunmak.