Komşu; evleri birbirine yakın veya bitişik olan kimselerin birbirlerine göre aldıkları ad, ortak sınırı bulunan ülkelerden her biri, sınır ortaklığı bulunan yerler gibi anlamlara gelir. İşte komşu kelimesi ile ilgili cümleler.
– Kapı komşum öyle iyi bir insan ki.
– Komşu hatırı için biraz sessiz olun.
– Komşu kapısına çevirmişler, iki şehir ötedeki ablasına gidiyorlardı.
– Dostlar, komşular ve akrabâ gelip gidiyordu. (P. Safâ)
– Komşu çocuklarıyla ilgilenmek zorundayım.
– Onun için de kendisiyle dostluk, âşinâlık ve ahbaplık kurmak, hatta komşuluk edebilmek bir şeref sayılırdı. (S. Ayverdi)
– Şuraya çöp atmayın diyoruz, komşu hatırı da bilmiyorlar.
– Kaç defa komşuluk ziyâretlerimizde, döşeğinin yanı başında onun sırf bu büyülü adları saymak için (…) güçlükle en dalgın uykulardan sıyrıldığını görmüştüm. (A. H. Tanpınar)
– Komşu tarlada da buğday ekiliydi.
– Komşu bahçeler arasında da pek kullanılmayan yan kapılar vardı. (Ç. Altan)
– Fransa, İspanya ile komşudur.
– Annem, yardım çağırmak için komşunun evine koştu.
– Biz komşularımız için, bütün ezilmiş milletler için iyi âkıbetler diliyoruz. (R. H. Karay)
– Havza, Samsun ‘un Amasya ‘ya komşu olan bir ilçesidir.
– Senin komşun yardıma muhtaç insanlar.
– Cuma günleri bizim evin bahçesine bütün komşu çocukları toplanırlardı. (Ö. Seyfeddin)
– İntikam için komşularının evini ateşe verdi.
– Komşu olma nâmussuza arsıza. (P. S. Abdal)
– Çok geçmeden odaya çevredeki komşular dolmaya başladı. (İ. O. Anar)
– Ahmet, komşularıyla konuşmaya başladı.
– Yan komşular sabahtan beri gürültü yapıyor.
– Komşu ülkelerle ticaretle, yatırımla çok farklı yerlere gideceğiz.
– Prusyalılar (…) iki büyük komşularına karşı ihrâz-ı muzafferiyet etmeden evvel dağlarda ve sahrâlarda tabiata, fabrikalarda ve îmâlâthânelerde demire ve çeliğe ve diyâr-ı zekâda fünun ve felsefeye hâkim oldular. (C. Şahâbeddin)
– Eşi Amerika’da çalışırken, Amerika’yı komşu kapısına çevirmiş.