Amerikalı Benjamin Franklin, 1752 yılında fırtınaların yol açtığı şimşeklerin niteliği üzerine gözlem ve incelemelere girişti. Ve sonunda çevre sâkinlerini yıldırımın tehlikelerinden koruyan paratoneri icat etti.
Başlangıçta Franklin, fırtınalarda göğü yarıp geçen şimşeğin bir elektrik kıvılcımından başka bir şey olmadığını göstermek istiyordu. Bunun için elektrik akımını yüksek bir binanın üstüne yerleştirilmiş uzun bir madenî çubukla almayı tasarladı. Böylece elde edilecek akım, üç bilginin 1745 yılında Hollanda’da, Leiden’de yaptıkları gibi, bir şişenin içine bile hapsedilebilirdi. Franklin bu deneyi, bir şatonun en yüksek kuleleri üstünde gerçekleştirmeyi İngiliz bilginlerine önerdi, ama sonuç alamadı. Bilgin, fırtınalı havaları belirsiz bir süre kollamak yerine, elektrik akımını bir uçurtma yardımıyla “bulutlarda aramaya karar verdi. Yağmurdan ıslanmış sicime bir anahtarla dokunur dokunmaz, anahtar iletken hale geldi ve kıvılcımlar fışkırdı. Franklin ölümün eşiğinden dönmüştü. 1753 yılında, Saint Petersburg Üniversitesinden Profesör Wilhelm Richmann da bir uçurtmayla böyle bir «oyun» oynamaya kalktı ve bir elektrik boşalmasıyla canından oldu.
Ancak, gökteki elektriğin boşaltılıp tehlikesizce yere iletilebileceği görülmüştü. Çok geçmeden, pek çok binanın tepesine, madenî uçlu paratonerler dikildi. Bunlardan birincisi, Philadelphia’daki bir evin damına yerleştirildi. Hattâ bir zamanlar, şemsiye ve şapkalara bile birer paratoner takılması moda olmuştu.
BENZER HABERLER
Benjamin Franklin hayatı ve buluşları
Paratoner nedir, ne işe yarar ve kim bulmuştur
Paratonerin icadı
Paratoner ne demek, örnek cümleler