Mağara insanları, kayalık duvarlara kırmızı ya da beyaz yumuşak taşlarla ya da odun kömürüyle resimler çizerken, bir bakıma kurşun kalemi icat etmişlerdi. Ama, bugün bildiğimiz dışı tahta, içi grafitten yapılmış kurşun kalem ancak XVIII. yüzyılın sonunda doğdu.
Tüm Eskiçağ boyunca, yazı yazmak için genellikle, ucu sivriltilmiş kamış, kemik, sert tahta ya da madenden kalemler kullanıldı; bunlar, mumlu tabletler üzerine yazılar kazımaya yarardı. Kamış kalemleri boyalara batırarak, papirüsler üzerine de yazılar yazılırdı. Ortaçağ’da, gümüş, kurşun, bakır gibi yumuşak metalden kalemler kullanıldı.
Bunların uçları aşındıkça, papirüs ya da parşömen üzerine izler bırakıyordu. İlk kurşun kalemlerin deriden kınları vardı; bu kınların içine dökülüp sertleşen kurşun yazmaya yarardı. 1560 yılına doğru, Cumberland’da bir grafit ocağının keşfi, İngiltere’de yazma şeklini kökünden değiştirdi. Çubuk biçiminde yontulan bu yumuşak kaya, kâğıt üzerinde kapkara ve gayet okunaklı bir iz bırakıyordu. Grafitten yapılma kurşun kalemler, Fransa’ya XIII. yüzyılda girdi ve sonra Avrupa’ya yayıldı.
1792 yılında savaş yüzünden Fransa ile İngiltere arasındaki ilişkiler kesilince, Fransız kimyacısı Nicolas-Jacques Conté, yapma grafiti icat etti ve bunu ince çubuklar halinde dökerek; iki parçadan oluşan ve kolayca yontulabilen yumuşak ağaçtan bir kının içine yerleştirdi. Modern kurşun kalem işte böyle doğdu. Kil hamuruna siyah grafit yerine renkli oksit tozları katmak suretiyle, pastellerin rakibi olan boya kalemleri elde edildi.
Kurşun kalem, kâğıt üzerine yazı veya çizim için kullanılan, yazıcı kısmı çoğunlukla kil ve grafitten üretilen kalem. Tipik bir kurşun kalemde grafitin etrafı ahşap kaplıdır. Bunun yanı sıra metal veya plastik muhafazaya sahip kurşun kalemler de mevcuttur.
Kalem ile ilgili atasözleri ve anlamları
Kalem ile ilgili deyimler ve anlamları