Çivi gibi deyiminin anlamı
* Çok sağlam, sağlıklı ve çevik kimse.
* Çok soğuk.
Örnek: Bugün kendimi çivi gibi hissediyorum.
Örnek 2: Eve gelinceye kadar, ellerim çivi gibi oldu.
Örnek 3: Dışarı çıkarken kalın giyin, hava çivi gibi.
Çivi kırmak deyiminin anlamı
Ayakkabıların içinden çıkan çivi uçlarını bir aletle kesip raspa ile eğeleyerek köselenin içine gömmek.
Çivi çıkar ama yeri kalır deyiminin anlamı
Gönül yarası kapansa da, unutulmaz.
Çivi sürmek deyiminin anlamı
Bir işin olmasında engel, güçlük çıkarmak.
Örnek: Kardeşin ödev yapıyor, çivi sürmeden duramıyorsun.
Örnek 2: Bizim işimize kimin çivi sürdüğünü araştırıyorum.
Çivi kesmek deyiminin anlamı
Çok üşümek, donmak.
Örnek. Çocuklar soğuktan çivi kesmişlerdi.
Örnek 2: Elektrikler kesilince iki gün evde çivi kestik.
Çivi gibi olmak deyiminin anlamı
* Çok sağlam, dayanıklı, sağlıklı ve güçlü olmak.
* Çok üşümek, donmak.
* Çok soğuk olmak.
Örnek: Bugün kendimi çivi gibi hissediyorum.
Örnek 2: Eve gelinceye kadar, ellerim çivi gibi oldu.
Örnek 3: Dışarı çıkarken kalın giyin, hava çivi gibi
Çivisi çıkmak deyiminin anlamı
Düzeni bozulmak, kargaşa içinde bulunmak.
Örnek: Bu sınıfın çivisi çıkmaya başladı.
Çivi sokmak deyiminin anlamı
Bir işin olmasında engel, güçlük çıkarmak.
Örnek: Kardeşin ödev yapıyor, çivi sokmadan duramıyorsun.
Örnek 2: Bizim işimize kimin çivi soktuğunu araştırıyorum.
Çivi çiviyi söker deyiminin anlamı
Bir kötülük aynı cinsten bir kötülükle yok edilebilir.
Çivileme dalmak deyiminin anlamı
Dimdik ve ayaküstü bir durumda suya atlamak.
Örnek: Burası fazla derin değil, çivileme dalmaya kalkma.
Örnek 2: Kayaların üstünden çivileme dalmak için atlıyor.
Çivi atmak deyiminin anlamı
* Gammazlamak, ihbar etmek.
* Paylamak, azarlamak.
* (erkek için) cinsel ilişkide bulunmak.
Aklının çivisi eksik deyiminin anlamı
Aklı noksan, deli.
Örnek: O ne biçim hareketti, aklının çivisi eksik galiba!
Örnek 2: Aklının çivisi eksik olduğundan, böyle davranışları normal karşılıyorum.