Yılanın kuyruğuna basmak deyiminin anlamı
* Kötü ve tehlikeli kimseye kötülük yapacak fırsatı vermemek.
* Kötülük yapacak yaradılışta olan bir kimseyi herhangi bir nedenle incitip ona kötülük yapma olanağını vermek.
* Zararı dokunacak, kötülük yapacak bir kimseye ilişmek ya da sataşmak yoluyla fırsat vermek.
Kuyruklu yalan deyiminin anlamı
* Başka yalanlarla desteklenerek büyüyen yalan, çok büyük yalan.
* İnsanın kanması için süslenmiş büyük yalan.
Örnek: İnanmayın ona, söyledikleri kuyruklu yalandan başka bir şey değil!
İt ite buyurur itde kuyruğuna deyiminin anlamı
* Bir iş yapması söylenen kimsenin, o işi başka birine yaptırdığı zamanlarda söylenir.
* Tembel kişi kendisinin yapması gereken işi, tembel olan birine buyurur. O da buyruğu altındaki birine.
* Çalışmayı, iş yapmayı sevmeyeen tembel kişi kendisinin yapması gereken işi, kendisi gibi iş sevmez birine buyurur. O da buyruğu altında kimi bulursas ona buyurur.
Yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmek deyiminin anlamı
* Bir işin bitmesine çok az kalmak.
* Uzun süren bir işin sonuna yaklaşmış olmak.
* Uzun sürmüş bir işin çoğunu yapıp bitirecek duruma gelmek, bitirmek üzere olmak, bitmesine çok az kalmak.
Kuyruğuna basmak deyiminin anlamı
* Birisini kızdıracak bir davranışta bulunmak.
* Birini tahrik etmek, incitip saldırmasına yol açmak.
Örnek: Adamın kuyruğuna basacak kadar kötü olaylar yaşanmıştı.
Dananın kuyruğu kopmak deyiminin anlamı
* Bir işin bitmesine, beklenen ya da korkulan sonucun gerçekleşmesine az kaldığı anlamında kullanılan bir söz.
* Olay patlak vermek, beklenen ve korkulan sonucun gerçekleşmesi.
* Bir anlaşmazlığın, bir süre sonra, patlak vermesi.
* İçin için süren anlaşmazlık patlak vererek büyük bir olay ortaya çıkmak.
* Bir olayın kötü gidişatının sonucunda daha kötü bir durumun meydana gelmesi.
Örnek: Dananın kuyruğu bu gece kopacak, inşallah hayır demezler.
Örnek 2: Sonunda yaptıkları ortaya çıktı, dananın kuyruğu koptu.
Örnek 3: Ben Ceylanı beklerken evde de dananın kuyruğu kopuyordu.
Örnek 4: Şampiyonluk yarışında dananın kuyruğu bu hafta kopacak.
Kuyruk sallamak deyiminin anlamı
Yaltaklanmak, birisine yaranmak için yapmacık davranışlarda bulunup şirin görünmeye çalışmak.
Örnek: Bütün gece boyunca şirket müdürüne kuyruk sallayıp durdu.
Kuyruğuna teneke bağlamak deyiminin anlamı
* Biriyle çok fazla alay etmek.
* Birini, herkesin alay edeceği biçimde kovmak.
Örnek: Fırsatını bulsalar, kuyruğuna teneke bağlayıp eğlenecekler.
Örnek 2: Tüm sınıf, kuyruğuna teneke bağlayıp alay etmeye devam etti.
Örnek 3: Beğenmedikleri oyuncunun kuyruğuna teneke bağlayıp yolladılar.
Örnek 4: İşini düzgün yap, yoksa kuyruğuna teneke bağlayıp yollarım.
Kuyruğunu kıstırmak deyiminin anlamı
Birini güç bir duruma düşürmek.
Örnek: Azarı işitince, kuyruğunu kıstırıp kaçtı.
Kuyruk acısı deyiminin anlamı
Daha önce yaşanan kötü bir olayın etkisiyle duyulan kin, intikam duygusu, hınç.
Örnek: Ona karşı eskiden kalma bir kuyruk acısı vardı.
Kuyruğu dikmek deyiminin anlamı
* Hayvan koşmaya, başlamak.
* İnsan bulunduğu yerden uzaklaşmaya başlamak.
Örnek: Bizim kedi, kuyruğu dikip çatıya kaçtı.
Örnek 2: Kuyruğu dikmiş, eve doğru gidiyordu.
Kuyruğu titretmek deyiminin anlamı
Ölmek.
Örnek: Tez zamanda, kuyruğu titrer inşallah.
Örnek 2: Kuyruğu titretmeden, tüm mirasını paylaştırmış.
Kuyruk çekmek deyiminin anlamı
Gözün çevresine kalem veya sürme ile çizgi çekmek.
Örnek: Gözlerime kuyruk çekip geliyorum.
Kuyruğunu titretmek deyiminin anlamı
Ölmek.
Kuyruğu yanmış it gibi deyiminin anlamı
Çok dolaşan kimseler için alay yollu olarak söylenir.
Örnek: Sabahtan beri kuyruğu yanmış it gibi geziyorsun.
Kuyruğu kapana kısılmak deyiminin anlamı
Kolay kolay kurtulamayacağı güç bir durumda kalmak.
Örnek: Kuyruğu kapana kısılınca, gelip bizden yardım istedi.
Örnek 2: Kuyruğu kapana kısılınca, babam ne isterse yaparım demeye başlamış.
Kuyruğunu kısmak deyiminin anlamı
Korkup sinmek.
Örnek: Öğretmen yanına çağırınca, kuyruğunu kısmaya başladı.
Örnek 2: Kuyruğunu kısmadan, hakkını savunmaya devam etti.
Kuyruğa girmek deyiminin anlamı
Arka arkaya dizilmek.
Örnek: Kuyruğa girip, su faturasını ödedim.
Örnek 2: İftar vakti insanlar, kuyruğa girmiş pide bekliyordu.
Kuyruk olmak deyiminin anlamı
Arka arkaya dizilmek.
Örnek: Bankamatikte kuyruk olduk, sıramızı bekliyoruz.
Örnek 2: Kuyruk olmadan, erkenden gidip işimizi halledelim.
Kuyruğu kapana sıkışmak deyiminin anlamı
Kolay kolay kurtulamayacağı güç bir durumda kalmak.
Örnek: Kuyruğu kapana sıkışınca, gelip bizden yardım istedi.
Örnek 2: Kuyruğu kapana sıkışınca, babam ne isterse yaparım demeye başlamış.
Kuyruğunu tava sapına çevirmek deyiminin anlamı
Haddini bildirmek, gereken dersi vermek.
Örnek: Babası kuyruğunu tava sapına çevirmiş, bir daha buralara zor gelir.
Örnek 2: Genç kızlar, şımarık çocuğun kuyruğunu tava sapına çevirdiler.
Kuyruk yapmak deyiminin anlamı
Uzun ve peş peşe bir sıra oluşturmak.
Örnek: Öğrenciler kuyruk yapmış, okul bahçesinden çıkıyordu.
Örnek 2: Lezzetli dondurma üretince, müşteriler kuyruk yapmaya başladı.
Kuyruklu yıldız deyiminin anlamı
Güneş çevresinde büyük bir elips veya bir parabol yörüngede dolaşan, Güneş’e yaklaştığında yüzeyinde ortaya çıkan gazların ve tozların oluşturduğu kuyruk denilen ışıklı bir uzantısı olan gök cismi, kirlikartopu.