Kul hakkı; insanların birbirine geçen hakları, emekleri demektir. Kul hakkı veya insan hakkı; başkalarına ait olup dokunulmaz olan maddî veya manevî imkân ve menfaatler ile insanların başkaları için yerine getirmeleri gereken görevler demektir. İnsanların topluluk hâlinde birlikte yaşamaları, birbirleri karşısında sayılamayacak kadar haklar ve sorumluluklar doğurur.
İslam dini, ırk, milliyet, siyasi inanç, dil ve tahsil seviyesi gözetmeksizin, her insanın şeref ve itibarına hürmet eder. İster hırsızlık, gasp, haksız kazanç, rüşvet, faiz, ölçü ve tartıda hile gibi maddi, ister, gıybet, dedikodu, iftira, alay, arkadan çekiştirme gibi çirkin hal ve davranışlar olsun, her biri kul hakkı ihlalidir.
Kul hakkına riayet, dinimizin en çok dikkat çektiği, ayet ve hadislerle ikaz hatta tehdit ettiği bir konudur.
İyilikle yardımlaşmak; “Kim bir nefsi, kısas yahut yeryüzünde fesat çıkarma sebeplerinin biri olmaksızın öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir.”(Mâide, 5/32),
Allah’a iman ve ibadet etmek; Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan rabbinize kulluk edin ki, sakınabilesiniz. (Bakara, 21),
Allah’a, peygamberlere ve ulu’l emre itaat etmek; Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, peygambere itaat edin, sizden olan ülü’l-emre de. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz -Allah’a ve âhirete gerçekten inanıyorsanız- onu, Allah’a ve peygambere götürün. Bu, elde edilecek sonuç bakımından hem hayırlıdır hem de en güzelidir. (Nisâ, 4/59),
Allah’a verilen ahde vefa göstermek; Rüşd çağına erişinceye kadar, yetimin malına, sadece en iyi tutumla yaklaşın; ölçü ve tartıyı adaletle yapın. Biz herkese ancak gücünün yettiği kadarını yükleriz. Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız dahi olsa adaletli olun, Allah’a verdiğiniz sözü tutun. İşte Allah size, iyice düşünesiniz diye bunları emretti. (En’âm, 6/152),
Yetim malını gözetmek, ölçüyü-tartıyı doğru tutmak, hiç kimseye gücü üstünde sorumluluk yüklememek, yakınlar aleyhine de olsa adil davranmak; (Nahl, 16/91-95) gibi hususlarda Allah insanların iradelerini kullanmalarını ister. Bunlar, “hukukullah” yani “Allah hakları”dır.
Hz Ali’nin (ra) ifadesiyle, dinde kardeş olanlar ve yaratılışta bizimle eş olan gayrimüslimlerle de barış ve hoşgörü içinde yaşamamız ve yapılan sözleşmelere sadık kalmamız gerekir ki bunlar da, “hukuk-u ibad” yani “kul hakları” içinde ele alınır.
Salih amel (ve ibadet) ise, “Maddî-manevî hukuk-u ibâda tecavüz etmemek, hukukullah’ı da bihakkın ifa etmekten ibarettir.” Dolayısıyla müslümanın ibadet hayatının kul ve Allah hakkı ile direk bir irtibatı bulunmaktadır. Bundan dolayı her bir müslüman yaptığı bütün ibadetlerin ve davranışların ya Allah hakkı ile ya da kul hakkı ile ilgisi olduğunu bilmelidir. Başka bir ifade ile ibadetler ve davranışlar bu iki hak göz ardı edilmeden yerine getirilmelidir.
Bu çalışmada kul hakkı olarak belirtilen hususlar, Allah Teâlâ ve Peygamber Efendimiz tarafından yapılması yasaklanan şeyler ile yapılmaması istenilen hususları ihtiva etmektedir. Bu itibarla sınırı Allah ve Resûlü tarafından çizilmiş olan emir ve yasaklar kul hakkının da sınırlarını oluşturur. Mümin hassasiyeti ile yaşamak isteyen herkesin bu haklara son derece dikkat etmesi gerekmektedir.
İslâm âlimleri –görebildiğimiz kadarıyla- insanlar arası ilişkilerde hangi ilişkilerin kul hakkını ilgilendirdiği ve hangi ibadetlerin hangi yönlerinin kul hakkı ihlali manası taşıdığı yönünde açık bir izahta bulunmamışlardır. Ama meselenin özü kavranınca durum daha iyi anlaşılacaktır. Haksızlık yapılarak işlenen hemen bütün amellerde birer kul hakkının olabileceğini ifade etmemiz gerekir. Bunun haricinde açıkça kul hakkı ve gasbı olduğu belirtilen hususların da kul haklarını ihlal manası taşıdığı açıktır.
Bu sebeple insan, bilerek veya bilmeyerek bir kul hakkına girmişse, vakit geçirmeden ve ne pahasına olursa olsun aldığını geri vererek helâlleşmeli ve sonra da tövbeye sarılmalıdır. Çünkü dünyada utanmak ve sıkıntı çekmek, ahirettekilerin yanında çok basittir.
KUL HAKKI İLE İLGİLİ HABERLER
Kul hakkı ile ilgili ayetler
Kul hakkı ile ilgili hadisler
Kul hakkı ile ilgili ayet ve hadisler
Kul hakkı nasıl ödenir kısaca
Kul hakkı deyiminin anlamı